Medya
  • 7.9.2002 12:16

TÜRKİYE GAZETECİLER FEDERASYONU 14. BAŞKANLAR KONSEYİ GAZİANTEP'TE TOPLANDI

KAYNAK : Haber Vitrini RUHİ AYTAÇ GAZİANTEP- Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) 14. Başkanlar Konseyi Gaziantep'te toplandı. Tuğcan Oteli'nde başlayan toplantıda basının güven ve güvenilirlik sorunları masaya yatırıldı. Toplantının açılışında söz alan Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti (GGC) Başkanı Abdullah Sabri Kocaman, basına olan güvenin yitirildiğini söyledi. Halkın basının sadece hava durumu, trafik kazası ve borsa haberlerini doğru bulduğunu, diğer haberlerine ise inanmadığını ileri süren Kocaman, her önüne gelenin gazetecilik yapmaması gerektiğini belirtti. "Bir berber ve fırın açması için 50 yere başvurulması gerekirken, bir gazete çıkarmak bu kadar kolay olmamalı" diye konuşan Kocaman, "Seçim dönemine girdiğimiz bugünlerde gazete sayımız 40'a çıktı. Federasyon olarak ilk ele almamız gereken konu budur. Basının 4. kuvvet olduğunu bilinirken, protokolle 112. sırada olmasını tartışmak gerekir" görüşünü dile getirdi. "BASINI ARAÇ OLARAK KULLANANLAR VAR" Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Nazmi Bilgin de, basının en büyük sıkıntısının güvensizlik olduğunu kaydetti. Gazete ve televizyonların kamuoyunu aydınlatma yerine, patronların servetine servet katmak için araç olarak kullanıldığını iddia eden Bilgin, "Bu tablo siyasetçi ile basının çarpık ilişkilerinden kaynaklanıyor. Her ekranın arkasında olan veya her köşe yazarı gazeteci değildir. Binlerce dolarla patron tetikçiliği yapan gazete ve yayıncı var. Federasyonumuz mutlu azınlığın değil, haklı çoğunluğun kavgasını veriyor. Dünyada en az ulusal basın Türkiye'de var. Gazete ve televizyonlar birkaç yüz kişinin etrafında dolaşıyor" diye konuştu. Basının İstanbul ile Anadolu haberlerini yansıtırken objektif davranmadığını öne süren Bilgin, şöyle devam etti: "Bir sanatçının falan kişiyle ilişkisi manşet yapılırken, çöplükte ekmek toplayan insanımızın haberi tek sütun veriliyor. İstanbul'da tacizci doktor manşet olur, Diyarbakır, Adana ve Erzurum'da tecavüz problemlerinden tek satır sözedilmez. İstanbul'da yağmur yağsa Türkiye'yi sel almış zannediyoruz. Muş'taki sel felaketi ise iki sütunla değerlendirildiğini görüyoruz. Biz gücümüzü borsadaki hisselerden değil yüreğimizdeki meslek aşkından almalıyız." Siyasetçi ve basının ciddi anlamda çarpık ilişkiler içerisinde olduğunu savunan Bilgin, "Gazete ve televizyonlar aile yapısını bozan, inanç bakımından toplumu kamplara ayıran ve ahlaksızlığa prim veren bir hale geldi. Garip bir RTÜK yasasından, televizyon ve gazetelerin toplumu dejenere eden yayınlarından siyasetçi şikayetçi olmaz. Siyasetçi, 'aman bana dokunmasın' diye, tekelleşmiş basından bile şikayetçi değil. Ekranlarını ihaleler için kullanan basına ses çıkarmıyor. Eğer siyasetçi bunlardan birinden şikayetçi olsaydı Avrupa ve Batı normlarını yakalayan bir basın olur, anti tekelleşme yasasını çıkarırdık" dedi. Konuşmaların ardından toplantının sabahki bölümü, sonuç bildirgesi okunarak tamamlandı. Toplantının ikinci oturumunda ise "Kadının Statüsü" konulu bir panel düzenlenecek. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:04

İLGİLİ HABERLER