Asayiş
  • 12.11.2005 00:29

TÜRKİYE'DE YAKALANAN EL KAİDECİ, HANGİ OLAYDAN DOLAYI "TÜRK BASININA GÜVENİM ARTTI, KONUŞACAĞIM" DEDİ

GÖKHAN AYAR
KOCAELİ (İHA) - İsrail gemilerine suikast hazırlığındayken Antalya'da yakalanarak Kandıra F Tipi cezaevinde tutuklu bulunan El Kaide üyesi Suriyeli Louai Sakka'nın avukatı Osman Karahan, müvekkili ile görüştükten sonra önemli açıklamalarda bulundu.


Kocaeli'nin Kandıra İlçesi'nde bulunan F Tipi cezaevinde müvekkili Louai Sakka ile yaklaşık 1 saat görüşen İstanbul Barosu avukatlarından Osman Karahan, müvekkilinin can güvenliğinden endişe ettiğini söyleyerek, "Kandıra F Tipi Cezaevinde yakmakta olan müvekkilim Louai Sakka 3 hafta kimliği belirsiz birkaç kişi tarafından tehdit edilerek sorguya tabi tutuluyor. Bu sorgunun amacı kendisinin Hariri suikastinde Suriye aleyhinde beyanda bulunmasıdır. Bu açıklamaları ben zaten dün yapmıştım. Fakat bugün kendisi ile tekrar detaylı görüşme fırsatı buldum. Bu görüşmede kendisinin bu kimliği belirsiz kişiler tarafından tehdit edildiğini Suriye'nin aleyhinde ifade verilmesi istendiğini. Hariri suikastında olayı saptıracak İslam ülkelerini töhmet altında bıraktıracak ifadeler istendiği konusunda çok önemli deliler var elinde fakat bu delillere şu anda açıklama getirmeyecek. Çok detaylı açıklamalara girmeyecek. Delileri şu anda ortaya atamıyoruz. Çünkü karartılma tehlikesi var çok önemli delilerin gizli güçler tarafından belirsiz hale getirilmesi, yalana teşvik edilmesi ihtimali var. Bu sebeple medyanın nezaretinde bir müfettiş tayin edilerek ifadelerin kesinlikle delilerin karartılması garantisi verildikten sonra açıklama yapmayı kendisi taahhüt ediyor.

3 hafta sonra bu açıklamaları yapmasının sebebi ise Malatya'da bir çocuk yuvasında çocuklara zalimane muamele yapanların medyanın merhameti ile ortaya çıkması bir kısım medyanın bu şekilde merhametli davranması neticesi kendisi medyaya güven duymuştur. Bu sebeple bu açıklamaları yapmaya karar vermiştir. Kendisi ile bu kimliği belirsiz kişiler 4 saat görüşüyorlar. İki tane bilgisayar getiriyorlar. Bu kişilerin eşkalleri bellidir. İki tanesinin uzun saçlı sarışın erkek şahıs olduğu bellidir.

Daha detaylı deliller ve açıklamalar kendisinde. Garanti verildiğinde delilerin karartılmaması dair kendisi tanıkları ve bu olayın detaylarını açıklayacaktır. Cezaevi müdürüne bu durumları sordum. Cezaevi müdürü bu kişileri bana İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na sormamı istedi. Oradan talimat gelerek içeri girdirdikleri vaki olmuştur. Fakat bu olayda acaba bu kişiler suikast olayı ile ilgili olarak yanıltıcı bilgi teklifinde bulundukları kabul edip etmeyeceklerini bilemiyoruz. Kendisi bir iki tanesinin ismi bende var dedi. Bu isimleri müfettişe açıklayacağını söyledi.

Fakat bu müfettiş kesinlikle uluslararası düzeyde bir garanti verecek. Bu delillerin karartılmayacağına dair ayrıca olayın soruşturmanın her aşamasında da basının takip etmesini ve her gün gelişmelerin açıklanabilecek türdekilerin açıklanmasını istiyor. Bu şekilde bir garanti ile delilleri teslim edecek" dedi.


Avukat Karahan, müvekkilini sorgulayan kişilerin işkence yaptığını iddia ederek, "Soruşturma anında sağlık durumu kötüydü. Ona müdahale edilmiştir. Darp değil ancak başka türlü işkence yapılmıştır. Fakat şimdi iyi. Başka türlü baskılardan dolayı çok detaya girersem delilleri anlayacaklar ve karartacaklar. Cezaevinin içerisinde oluyorlar. Buna yönelik bizim elimizde deliller var fakat garanti verildiğinde açıklarız. Çünkü şu anda yaptığımız bir açıklamanın karartılacağı muhakkak gözüküyor" diye konuştu.


Osman Karahan, Malatya'da yaşanan yuva skandalında medyanın gösterdiği ilgiden dolayı Türk medyasına olan güveninin artığını anlatarak, "Bu medyanın da 'Malatya olayında çocuklara sahip çıkan merhametli medya diyeyim', bir kısmı için güven duyuyor zaten. Onların daha önce de bu tür olaylardan dolayı başına çok işler gelmiş çok zararlar çekmiş bir kişidir. Fakat bu sefer medyaya bir güven hasıl oluyor ve açıklama kararı alıyor" şeklinde konuştu.

"SAKKA, KENDİNİ SORGULAYAN KİŞİLERİN MOSSAD YA DA CIA AJANI OLABİLECEĞİNİ SÖYLEDİ"


Müvekkilinin, El Kaide'nin Ürdün'de düzenlediği saldırı ile ilgili bilgisinin olup olmadığı konusundaki soruya, "Hayır, ilgisi yok" şeklinde cevap veren Karahan, Sakka'nın hayatından endişe ettiğini belirterek, "Hayatı tehlikesi var. Zaten hücresinde tek başına bitişiğinde de kimse bulunmuyordu. Şimdi odasına insan almıyorlar. Ancak diğer tutuklularla yakın duvar duvara hücreye naklediyorlar. Ben bunu kendisinden işittim. Böyle bir tedbir alıyorlar. Bizde zaten can güvenliğinden endişeliyiz" açıklamasını yaptı.


Sakka ile görüşen 4 kişinin kimlikleri hakkında bilgisi olup olmadığı şeklindeki soruya ise Karahan, "Müvekkilim bu konularda detaylı açıklama yapacak. Çünkü cezaevinde kameralar ve kayıtlar var. Zaten bir iki defa savcının nezaretinde buraya insanlar geldiği bellidir. Fakat savcılık bile bunu emretse hukuksuzluk çok açıktır. Buraya savcı da, bakan da olsa ben bu kişinin avukatı olarak benden habersiz hiç kimse gelemez. Kimse görüşemez sorgu ya da soruşturma yapamaz bu hukuksuzluğun ilk adımıdır. Müvekkilimin kimliği belirsiz kişiler tarafından alınan ifadesinde İngilizce görüşmede vardır. Türkçe konuşanda var ama kesin bilmiyor yani sorgulamayı yapan kişiler iki tanesi Türkçe konuşuyor iki tanesi dört saat boyunca konuşmuyor. Bu konuşmayan iki kişi uzun saçlı saçları omzuna değen iki erkek şahıs. Bu soruşturma sonunda bu kişilerden şüphelendiğini, bu kişilerin kim olduğunu değişik istihbaratlardan mı bunlar yoksa Mossad mı diye kendisi sert bir tepki gösteriyor. Bu sırada kişilerin kesinlikle öyle zannettiği gibi kişiler olmadığını bunu Türkçe bilenler söylüyor arada Arapça konuşmada oluyor. Fakat ısrarla bilgisayar başında oturup kendisini dinleyen, izleyen bu iki kişinin bu sefer konuşmasını istiyor kendisi. Onlar kendisine İngilizce cevap veriyorlar. Detaylı bir Türkçe diyaloga giremiyorlar. Diğerleri Türkçe ve Arapça biliyorlar. Tehdit olayının gününü saatini kamera kaydı olup olmadığını eşkalini, ırkını, tabiatını ve tanıkları tamamını açıklayacak ancak tek istediği uluslararası bir güvence verilmesi müfettişin bu şekilde çalışması. İkincisi de olayın her aşamasının açıklanabilir türden olanların medyaya yansıması açıklanmayanların ise medyaya niçin açıklanmadığı izah edilip muhafaza altına alındığının kayıtlara girmesidir. Kendisinin tek isteği budur. Kendiside karşılıklı olarak bizim nezaretimizde bu soruşturmayı takip edecek. Bizde takip edeceğiz" diye konuştu.


Adalet Bakanlığından müvekkilinin can güvenliğini sağlanmasını istediklerini söyleyen avukat Karahan, "Cezaevi yönetimine ve Adalet Bakanlığı'na hitaben can güvenliğinden endişe ettiğimizi belirtir ve gerekli tedbirin alınması şeklinde başvurumuzu yaptık. Herhangi bir zarara uğrarsa sorumlulukları çok açıktır zaten. Bu konuda başvurumuz var. Görüşmeye gelen kişiler cezaevinin ikinci güvenlik sınırından geçmek isterken yanlarında kendisine cola getirmişler. Hediye teneke kutu bu. Kutunun alarm vermesi üzerine içeri alarm verdiği halde mi geçmesi dışarıda mı kalması konusunda tartışma çıkıyor orada nezaret eden bir iki görevliyle onlarda böyle bir riske değmez içerde kantin var oradan alabilirsiniz diyorlar. Bunun üzerine teneke kutuyu içeri girdirmiyorlar görüşme sırasında kendisine cezaevi kantininden meşrubat alıyorlar. İki bilgisayar getiriyorlar. Çok önemli konuşmaları kulak kulağa konuşuyorlar. Yanlarında zaten kendilerinin kamera ve bilgisayar var" şeklinde konuştu.


Karahan, müvekkilinin kendisini sorgulayan kişilerin ABD istihbaratı CIA ve İsrail istihbaratı Mossad olmasından şüphelendiğini, bunu da soruşturma anında kendisi açıkça belirterek, bu kişilerin Türkçe yada Arapça konuşmasını, kimlikleri, görevlerinin Türkiye'de ne olduğunu açıklanmasını istediğini, fakat o kişilerin buna bir açıklama getiremediklerini söyledi.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:41

İLGİLİ HABERLER