Gündem
  • 10.5.2013 14:02

Türkiye'de yeni bir sayfa açılıyor

İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kalkınma anlayışlarının, fiziksel altyapı ve üretim amaçlı yatırımlara olduğu kadar insan kaynağına yatırıma da dayandığını belirterek, "Şunu bilhassa vurgulamak isterim ki, ülkemizin potansiyelini ve insanımızın yeteneklerini ortaya çıkaran ve azami şekilde kullanabilen bir kalkınma modeli benimsedik" dedi.
     Başbakan Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (AİKB) 22. Guvernörler Kurulu'nun yıllık toplantısının açılışında konuştu.
     İstanbul'un, dünya tarihine ve medeniyetlerine ilham verdiği kadar, dünya ekonomisine de yol gösteren, ufuk çizen bir kent olmasını temenni ettiğini dile getiren Erdoğan, toplantının, Türkiye ve dünya için başarılı neticelere vesile olmasını diledi.
     Toplantının, dünya ekonomisi açısından olumsuzlukların sürdüğü zor bir dönemde yapıldığını belirten Erdoğan, alınan tüm tedbirlere rağmen, küresel ekonomideki kırılganlığın devam ettiğini, ihtiyaç duyulan büyüme oranlarının bir türlü yakalanamadığını söyledi.
     Erdoğan, yaşanan finansal krizlerin, gerek sağlam bir makroekonomik çerçevenin gerek yapısal reformların, sürekli büyüme ve istikrar bakımından ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini vurgulayarak, bu noktada, dünyanın içinde bulunduğu zor dönemde, her bakımdan bir başarı hikayesi teşkil eden Türkiye'nin bugünkü konumuna ve tecrübelerine dair bazı tespitleri paylaşmak istediğini kaydetti.
     Son 10 yılda gerçekleştirilen köklü reformlar sayesinde, Türkiye'nin, küresel finans krizinde gerçekten farklı bir konumda olduğunu ve son derece başarılı bir grafik sergilediğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin artık, ekonomik büyüme, istihdam, sürdürülebilir kalkınma, enerji güvenliği gibi küresel düzeydeki meselelerde, projeleri takdirle karşılanan, görüşü dinlenen, katkısı aranan bir ülke konumuna yükseldiğine dikkati çekti.
    
     -"Büyümeyi aralıksız sürdürdük"-
    
     Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
     "Türkiye'nin bu başarısını tespit, basit bir formüle indirgemek mümkün değil. Bu başarı pek çok farklı unsurdan oluşuyor. Son dönemde Türkiye'de kurumların ve politikaların kalitesi, ekonomik büyümenin desteklenmesi ve sürdürülmesinde kilit rol oynadı. Uzun vadeli stratejiler ve kalkınma planlarımız ekonomik politikaların koordinasyonu, kaynakların etkin kullanımı ve kalkınmanın hızlanması adına büyük önem taşıdı. Özellikle küresel ekonomideki değişimlere hızlı uyum sağlayabilen aktif politikalar benimsedik.
     Uyguladığımız doğru politikalar sonucunda, iç talep ve ihracat artışıyla birlikte 2009 yılının son çeyreğinden 2012 yılı sonuna kadar büyümeyi aralıksız sürdürdük. Ekonomik başarının, ancak ve ancak halk ile devlet arasında kurulacak güçlü bir bağ ve güvenle tesis edileceğine inanıyoruz. Bu güvenin oluşturulması ve canlı tutulması için halkın yaşamlarını etkileyecek tüm kararlarda azami ölçüde söz sahibi olması önemlidir. Biz de tüm politikalarımızı insan odaklı bir çerçevede, kapsayıcı bir anlayışla tasarladık ve uyguladık."
     Erdoğan, politika ve strateji belgelerini toplumsal ittifakı dikkate alarak ve bütüncül bir yaklaşımla oluşturduklarına değinerek, şöyle konuştu:
     "Sosyal refahın sağlanması yolunda pek çok olumlu adım attık ve önemli sonuçlar elde ettik. Küresel kriz nedeniyle 2009 yılında yüzde 15'e yükselen işsizlik oranı, aldığımız tedbirlerle 2011 yılına geldiğimizde yüzde 9,8'e, 2012 yılında ise yüzde 9,2'ye geriledi. Sosyal harcamalara artık daha çok kaynak ayırabilir hale geldik. Sosyal yardım programlarının harcamaları 2002'deki yüzde 0,5 seviyesinden 2011 yılında yüzde 1,42'ye ulaştı. Kalkınma anlayışımız, fiziksel altyapı ve üretim amaçlı yatırımlara olduğu kadar insan kaynağına yatırıma da dayanıyor. Şunu bilhassa vurgulamak isterim ki, ülkemizin potansiyelini ve insanımızın yeteneklerini ortaya çıkaran ve azami şekilde kullanabilen bir kalkınma modeli benimsedik. Genç nüfusumuzu en iyi şekilde değerlendirmeyi amaçladık. Böylece büyümenin istihdam oluşturma kapasitesini güçlendirdik, refahın daha geniş kesimlere yayılmasını sağladık."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çözüm süreciyle terörün sonlandırılması, şiddetin sona ermesi, demokratik siyasetin güçlenmesi, ileri demokrasi için önemli bir adım attıklarını ve sonuçları almaya başladıklarını belirterek, "Terörün sona ermesiyle birlikte Türkiye'de tartışmasız yeni bir sayfa açılıyor. Bu sayfa, sadece Türkiye'nin iç siyasetini, içerideki değişimi değil, bölgenin de istikrarını, güvenliğini, ekonomik kalkınmasını çok yakından ilgilendiriyor" dedi.
     Erdoğan, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (AİKB) 22. Guvernörler Kurulu'nun yıllık toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, eğitimle istihdam ilişkisini güçlendirecek adımlar attıklarını ifade ederek, mesleki eğitime önem vererek, nitelikli iş gücünün artırılmasını hedeflediklerini söyledi.
     Aynı zamanda dışa açıklığa ve rekabetçiliğe de önem verdiklerini anlatan Erdoğan, özellikle son yıllarda dünya ile bütünleşmeyi hızlandırdıklarını, küresel değişimleri yakından izleyen bir yaklaşım benimseyerek, etkin bir dış ticaret politikası izlediklerini anlattı.
     Türkiye ekonomisini yakından ilgilendiren, hatta Türkiye ekonomisinin de ötesinde bölgeyi çok yakından ilgilendiren bir gelişmeyi de paylaşmak istediğini dile getiren Erdoğan, "Sizlerin de yakından bildiği gibi Türkiye, yaklaşık 30 yıldır, yabancı ülke topraklarından kendisine yönelen terörle mücadele ediyor. 30 yılın bilançosu, ülkemiz ve milletimiz açısından gerçekten çok ağır oldu. 40 binin üzerinde insanımızı kaybettik. İç ve dış politika, özellikle de demokratikleşme, bu olumsuz süreçte derinden yara aldı. Ekonomik maliyet ise çeşitli hesaplamalara göre ki, ben asgarisini veriyorum, 350 milyar dolar civarında gerçekleşti" diye konuştu.
     Erdoğan, bütün bunlarla birlikte terörün etkisiyle ülkenin belli bölgelerinde yatırım ortamının diğer bölgeler kadar iyileştirilemediğini belirterek, şöyle devam etti:
     "Yoksulluk ve işsizlik sorunu bölgelere göre farklılık arz etti. Hükümet olarak, 10 yıl boyunca, terör meselesini çözmek için çok boyutlu bir mücadele yürüttük. Bir yandan terörle kararlı bir şekilde mücadele ederken bir yandan da terörü doğuran nedenleri ortadan kaldırdık. Ekonomik yatırımlarımıza hız verdik, demokratikleşme adımlarını kararlılıkla gerçekleştirdik. En son, çözüm süreciyle terörün sonlandırılması, şiddetin sona ermesi, demokratik siyasetin güçlenmesi, ileri demokrasi için önemli bir adım attık ve sonuçları almaya başladık. Terörün sona ermesiyle birlikte Türkiye'de tartışmasız yeni bir sayfa açılıyor. Bu sayfa, sadece Türkiye'nin iç siyasetini, içerideki değişimi değil, bölgenin de istikrarını, güvenliğini, ekonomik kalkınmasını çok yakından ilgilendiriyor. Süreç 4 aydır etkisini gösterdiği halde bölgede ekonomik ve sosyal anlamda çok önemli bir değişim gözleniyor.
     İnşallah süreç başarıyla ilerleyecek ve hem bölgenin hem Türkiye'nin çehresi çok hızlı şekilde dönüşür. Türkiye ekonomisinin bu süreçten çok olumlu etkileneceğine, daha fazla uluslararası yatırımın çekileceğine, ticaretin ciddi manada artacağına inanıyorum. Hiç kuşkusuz bu süreç, işsizlik ve yoksullukla mücadelemizde de farklı bir kulvara geçmemize zemin hazırlayacaktır. Türkiye kadar, bölgemizin özellikle Ortadoğu ve Avrupa'nın geleceğini yakından ilgilendiren bu sürecin, sabotajlarla, tahriklerle bozulmaması için, tüm dostlarımızdan destek bekliyoruz. Türkiye tarihi bir dönüm noktasını geçerken, yeni bir sayfa açarken, umut dolu bir geleceğe yelken açarken, tüm dost ve kardeş ülkelerin de bu sürece katkı sağlamalarını istiyoruz. Tekrar etmeliyim ki kazanan sadece Türkiye olmayacak, kazanan tüm bölgemiz, bölgemizin tüm halkları olacaktır."

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 15:29

İLGİLİ HABERLER