Gündem
  • 1.1.2020 13:27

Türkiye'den Doğu Akdeniz'de yeni büyük hamle

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez: Libya mutabakatı kapsamında ruhsatlandırma çalışmalarına başlayacağız

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarının herhangi bir gecikme olmadan kararlılıkla devam ettiğini belirterek, 'Önümüzdeki aylarda Libya'yla yapılan deniz yetki mutabakatı kapsamında da o bölgelerde ruhsatlandırma çalışmalarına da süratle başlamış olacağız.' dedi.

Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'ye (BOTAŞ) ait Türkiye'nin ilk ve en büyük doğal gaz depolama tesisi olan Silivri Yer Altı Doğalgaz Depolama Tesisi'ni ziyaret eden Dönmez, Yavuz ve Fatih sondaj gemilerine canlı bağlantı gerçekleştirdi.
 

Bakan Dönmez, Yavuz gemisinde görevli sondaj mühendisi Evren Bektaş'tan geminin lokasyonu ve çalışmalarına ilişkin bilgi aldı. Dönmez'e, çalışmaların devam ettiğini belirten Bektaş, "Akdeniz Güzelyurt-1 lokasyonunda yaklaşık 83 gündür operasyonumuzu sürdürüyoruz. Şu anda 5 bin 675 metreye sondajımızı yaptık. Şu anda aldığımız veriler işleniyor ve daha sonra değerlendirilecek." ifadelerini kullandı.
 

Dönmez, daha sonra Fatih sondaj gemisine bağlanarak gemide görevli sondaj mühendisi Fatih Ural'la görüştü. Fatih sondaj gemisinin çalışmalarının başarılı şekilde devam ettiğini vurgulayan Ural, "Magosa-1 kuyusu lokasyonunda 46'ncı günümüz. 4 bin 40 metrede sondajımız devam ediyor." diye konuştu.
 

- "Bilimsel çalışmalarla hidrokarbon rezervlerine ulaşacağız"

Canlı bağlantı sonrası Yavuz ve Fatih sondaj gemilerinin çalışmalarına ilişkin bilgi veren Dönmez, gemilerde görev yapan ekiplerin büyük bir fedakarlıkla çalıştığını dile getirdi.

Dönmez, herkesin moralinin yerinde olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: "Milletimizin beklentisinin yüksek olduğunun farkındayız. Biz de tüm bilimsel çalışmaları sağlıklı bir şekilde yerine getirmek suretiyle hedeflediğimiz hidrokarbon rezervlerine ulaşacağız. 'Varsa mutlaka bulacağız' diyoruz. Olması için de elimizden geleni yapıyoruz. Doğu Akdeniz'de gerek Türkiye Cumhuriyeti'nin haklarının gerekse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki soydaşlarımızın haklarının sonuna kadar arkasında olduğumuzu, arayacağımızı ve koruyacağımızı ifade etmiştik. Nitekim bu çalışmalar onu gösteriyor. Bir gecikme olmaksızın kararlılıkla sondaj çalışmalarına devam ediyoruz. Önümüzdeki aylarda Libya'yla yapılan deniz yetki mutabakatı kapsamında o bölgelerde ruhsatlandırma çalışmalarına da süratle başlamış olacağız. Bu vesileyle tüm vatandaşlarımızın yeni yılını kutluyor, sağlıklı bir yıl diliyorum."

 

TÜRKİYE VE KKTC, 2019'DA DOĞU AKDENİZ'DEKİ POZİSYONUNU GÜÇLENDİRDİ
 
Kıbrıs'ta bu yıl, Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları temelli sorun açısından hareketli geçerken 1968'den bu yana müzakerelerin devam ettiği ve bu yıl da girişimlerin olduğu Kıbrıs meselesinde somut sonuca ulaşılamadı.
 
Türkiye, 2019'da Doğu Akdeniz'de hidrokarbon kaynakları konusunda masada ve sahada proaktif bir politika izledi.
 
Türkiye, uluslararası hukuktan doğan egemenlik haklarını korumak ve Kıbrıs'taki garantör statüsü sorumluluğuyla başta Güney Kıbrıs Rum yönetimi olmak üzere, bölge ülkelerinin Türk tarafını yok sayarak yürüttüğü çalışmalara karşı faaliyetlerini farklı kesimlerden gelen tepkilere rağmen sürdürdü.
 
Bölgeye gönderilen Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç Reis gemileri sismik araştırmalarına, Fatih ve Yavuz gemileri ise sondaj çalışmalarına KKTC'den alınan ruhsat bölgelerinde devam etti.
 
Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında 27 Kasım'da imzalanan "Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırası", bölgedeki birçok denklemi değiştirdi.
 
Anlaşmayla Türkiye'nin deniz yetki alanının batı sınırı belirlenirken Türkiye, Akdeniz'de en uzun kıyıya sahip ülke olarak, uluslararası hukuka aykırı hamlelerle kendi kıyılarına sıkıştırılamayacağını gösterdi.
 
Anlaşma sayesinde başta İsrail, Mısır, Güney Kıbrıs Rum yönetimi ve Yunanistan'ın, Akdeniz havzasında Türkiye ve diğer kıyıdaş ülkeleri yok sayarak bir denge oluşturmasının da önüne geçildi.
 
Türkiye-Libya arasındaki anlaşmayla iki ülkenin kıta sahanlığının birbirine temas sağlaması sonucu, Kıbrıs'ta oldubitti peşinde olan İsrail, Mısır, Rum yönetimi ve Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'den Avrupa'ya doğal gaz boru hattı döşemesinin önüne önemli bir engel konulmuş oldu.
 
Türkiye ve KKTC'li yetkililer, Doğu Akdeniz'de iş birliğinden yana olduklarını her fırsatta yineledi.
 
Doğu Akdeniz'de ülkeler arasında münhasır ekonomik bölge sorunu tartışması devam ederken, Rum yönetimi geçen yıllarda tek taraflı olarak ilan ettiği sözde 13 parselden bazılarını uluslararası şirketlere ihale sonucu lisanslandırdı.
 
Rum yönetimi bu yıl eylülde büyük bir kısmının Türkiye'nin kıta sahanlığı içerisinde bulunan 7'nci parsel için İtalyan ENI ve Fransız Total şirketleriyle anlaşma imzaladı. Bu anlaşmaya KKTC ve Türkiye'den sert tepki geldi.
 
ENI ve Total konsorsiyumu ekim ayının sonunda yaptığı açıklamada, sondaja 7'nci parselden başlamaktan vazgeçtiklerini duyururken konsorsiyumun bu kararı, Türkiye'nin tepkileri üzerine aldığı da ifade edildi.
 
Rumların Doğu Akdeniz'de 2000'li yılların başından bu yana Türk tarafını yok sayarak attığı adımlar, bu yıl da gerginlik sebebi olmayı sürdürdü.
 
Öte yandan, Doğu Akdeniz'de gaz üretimi, tüketimi ve geçiş ülkelerini bir araya getiren Doğu Akdeniz Gaz Forumu, Ocak 2019'da Kahire'de kuruldu. Forumun içerisinde Mısır, İsrail, Yunanistan, Filistin, Rum yönetimi, Ürdün ve İtalya bulunurken, Türkiye yer almadı.
 
 

 

Güncellenme Tarihi : 1.1.2020 13:31

İLGİLİ HABERLER