ÜLSER VE REFLÜNÜN EN BÜYÜK SEBEBİ...
Bir süpermarkete girdiğinizi düşünün. Kapıdan içeri girer girmez sebze ve meyve reyonunda dolaşıyorsunuz. Hepsi birbirinden renkli, canlı, ışıl ışıl içi vitamin, mineral enzim dolu yüzlerce besin. Oda sıcaklığındasınız, tüm besinler aynen sizin gibi canlı.. Bedeninize girdiklerinde sizi de canlandırıyorlar tabii ki. Yürümeye devam ediyorsunuz, et ve süt ürünleri reyonuna geliyorsunuz . Isı düşüyor, MORG bölümüne hoşgeldiniz.
İNSAN OTOBURDUR
İnsan OTOBUR bir varlık. Böyle olduğunu bilimsel araştırmalar sayesinde biliyoruz. Et ölüdür. Midemiz meyve sebzeleri birkaç saat içinde öğütebilirken et (kırmızı veya beyaz farketmez) bazen aylarca midemizden çıkmıyor. Çünkü sistemimiz eti öğütmekte zorlanıyor. Öğütelemeyen ve günlerce hatta aylarca sistemimizde (mide veya bağırsaklarımızda) kalan et ne oluyor?
Eti kesip çiğ veya pişmiş şekilde bekletin, oksijenle temasa geçtikçe zaman içerisinde bu ete ne olur? Çürür tabii ki! Aslında bir muzu veya herhangi bir meyveyi tezgahın üzerine koyup birkaç gün bekletseniz o da çürür. Ancak bedenimize giren bir muz birkaç saat içinde öğütülüp çürümesi beklenmeden enzime dönüşebildiği için bir problem yok. Et ise günlerce orada bekliyor, kokuşuyor, çürüyor ve tabii ki bakteri üretmeye başlıyor.
ÜLSER VE REFLÜ YAPIYOR
Dışarıda hava ile temas ettiğinde ne oluyorsa, midemiz içerisinde de besinlere aynı şey oluyor. Çünkü bedenimizin içi de oksijenle dolu. İşte size TOKSİN dediğimiz şey. Bedenimizin öğütemediği çürümüş, bozulmuş, kokuşmuş etler, bedenimizin doğal dengesi ile oynadığı ve midemizde ASİDİK bir ortam oluşturduğu için tabii ki bir süre sonra hastalanmaya başlıyoruz.
Hele bir de çiğ sebze ve meyvelerle destekleyip bir yandan da kendinizi arındırmıyorsanız durum daha da vahim. Ülser, reflü tüm mide ve bağırsak hastalıklarının ana nedeni bu toksinleşmiş besinler. Eminim et tüketmeden önce bir kez daha düşüneceksiniz...
