Gündem
  • 27.2.2002 17:56

'ULUSAL PROGRAM'IN VADESİ 19 MART'TA DOLUYOR

KAYNAK : Haber Vitrini İSTANBUL - Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne sunduğu Ulusal Program'ın vadesi dolmak üzere. AB önündeki engellerden biri olan idamla birlikte Ulusal Program'da kısa vadede söz verilen kriterlerin çoğu yerine getirilmiş değil. Türkiye'nin, Ulusal Program'da Avrupa Birliği'ne bir yılda gerçekleştirmek için söz verdiği kısa vadeli kriterleri tamamlaması için az bir süre kaldı. 19 Mart'a kadar tamamlanması gereken 30'dan fazla değişiklik söz konusu. Daha çok siyasi alandaki bu kriterler, sadece düşünce ve ifade özgürlüğüne dair TCK'nın 312 ve 159. maddesinden ibaret değil. Zorlu pazarlıklar sonrası Türk Ceza Kanunu'nun 312, 159 ve Terörle Mücadele Yasası'nın 7. ve 8. maddeleri TBMM'de yapılan oylamayla değiştirilmiş olsa da insan hakları savunucuları ve birçok hukukçuyu memnun etmedi. Orta vadede idam cezasını kaldırmaya dair sözle ilgili ise uzun zamandır bekleyen ve Türk Ceza Kanunu'nun tümünü değiştirmeyi öngeren yasa tasarısı dışında belirgin bir adım yok. Aynı zamanda AB'nin Genişlemeden Sorumu Komiseri Günter Verheugen da Ankara'ya yaptığı ziyarette, planlanan düzenlemeler sonuçlanmadan Türkiye'nin AB üyeliğinin mümkün olmadığını tekrarladı ve 'Mini Demokrasi Paketi'ni de Avrupa standartlarının gerisinde bulduğunu açıkça dile getirdi. YAPILACAK DAHA ÇOK İŞ VAR Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nin yaptığı çalışmada, Türk hükümetinin 19 Mart'a kadar kısa vadede yerine getireceği sözlerin bilançosu çıkarıldı. Gazete sayfalarında uzun uzun yayınlanan Ulusal Program çerçevesinde madde madde yapılacakların anlatılması ve "Hepsini yerine getireceğiz" sözlerinin ardından ortaya çıkan tablo ise hükümeti zor durumda bırakacak türden. 19 Mart'ta siyasilerin neler söyleyeceği bilinmez ama Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nin ortaya çıkardığı durum şöyle: Düşünce ve ifade özgürlüğü: Terörle Mücadele Yasası'nın 7 ve 8'inci maddeleri ile TCK'nın 312'nci maddesi değiştirildi. Ancak 'mini demokrasi paketi'nde yapılan değişiklikler eski halinden daha tehlikeli olmakla eleştiriliyor. Bu kapsamda değiştirilmesi öngörülen RTÜK Kanunu, Cumhurbaşkanı tarafından veto edildiğinden beri TBMM Anayasa Komisyonu'nda bekliyor. Basın Kanunu ise Adalet ve İçişleri bakanlıklarının görüşünü bekliyor. DGM'lerle birlikte yargının verimliliğini arttırma: Adil yargılanma hakkının güçlenmesi için yasal değişiklik ve yargı bağımsızlığını sınırlayan mevzuatın değiştirilmesi yönünde henüz hiçbir adım atılmadı. Ayrıca yargının en önemli kollarından biri olan Adli Tıp Kurumu'nun yenilenmesi ve aktif hale gelebilmesi için planlanan değişiklikler Başbakanlık'ta bekliyor. İşkenceyle mücadele: Sebep olduğu sonuçlarla çokça eleştirilen Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu'nun değiştirilmesi gerekiyordu. Ancak hala bir gelişme yok. Tüm fertlerin ayırım yapılmadan insan hakları ve temel özgürlüklerden yararlanması: Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Teşkilat Kanunu ile BM Her Türlü Irk Ayrımının Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi, TBMM Genel Kurulu'nda beklemede. Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Teşkilat Kanunu ise TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun gündemine alındı alındı ama sonuç yok. Dernek kurma özgürlüğü ve toplantı hakkı: İş Güvencesi Yasa Tasarısı, Başbakanlık'ta değerlendiriliyor, ama sonuç yok. Göç: Yabancıların çalışma izinlerine dair hazırlanan kanun tasarı taslağı bekliyor. Schengen Bilgi Sistemi uygulamalarıyla ilgili yasal düzenleme konusunda ise tasarı çalışmaları sürüyor. Şimdilik sonuç yok. Anayasa ve yasaların Avrupa Birliği müktesebatına uyumu: Anayasa'nın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ışığında değerlendirilmesi planlanıyordu. Anayasa'da kısmi değişiklik yapıldı. Ancak yeni bir anayasa değişikliği paketi bekleniyor. Örgütlü suçlar, sahtecilik ve yolsuzluk: 4208 Sayılı Kara Para Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun'un gözden geçirilmesi gerekiyor. Mali Suçlarla Mücadele Koordinasyon Kurulu'nda çalışma sürüyor. İdam ve Kürtçe yayın: Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunda siyasi kriterleri tam anlamıyla karşılayabilmesi için idam cezasının tamamen kaldırılıp, kısa vadede ana dilde yayın, orta vadede ise ana dilde eğitimin önündeki tüm yasal ve anayasal engellerin kaldırılması gerekiyor. İDAM VE KÜRTÇE MESELESİ Avrupa Birliği önündeki en önemli engellerden biri olan idamla ilgili de hala somut bir adım atılmadı. Türk Ceza Kanunu'nun tümünün değiştirilmesini öngören, ancak yürürlüğe girmesi uzun zaman alacak olan yasa tasarısı ve siyasilerin zaman zaman kaldırılacağı yönündeki açıklamaları dışında henüz gelişme yok. Özellikle Türkiye dışında yakalanan suçluların iadesi konusunda ve insan hakları tartışmaları sırasında Türkiye'yi zor durumda bırakan idam cezası 1986 yılından bu yana uygulanmasa da TCK'yla birlikte dört ayrı yasada 41 suçta öngörülüyor. Türkiye'nin insan hakları ve temel özgürlüklerin korunmasına dair Avrupa Sözleşmesi'ne ek 6 No'lu Protokole imza atarak diğer demokratikleşme atılımlarını gerçekleştireceği yönünde güvence vermesi bekleniyor. Ancak idam cezasının kaldırılması için Anayasa ve TBMM iç tüzüğünün de değişmesi gerekiyor. Türkiye'yi zor durumda bırakan diğer önemli bir konu ise ana dilde yayın ve orta vadede yapması beklenen ana dilde eğitim meselesi. Kürtçe eğitime şiddetle karşı çıkan hükümet, yayın konusunda ise daha esnek açıklamalar yapıyor. Ancak ana dilde yayın yapılmasına engel olan RTÜK Yasası'nın değişmesi gerekiyor ki, bu konunun da kısa vadede çözülebilmesi mümkün görünmüyor. HÜKÜMET SÖZ VERMİŞTİ Türkiye, Avrupa Birliği'ne sunduğu Ulusal Program'daki siyasi kriterleri yerine getirme sözünü şöyle vermişti: "Türk hükümeti, siyasi idari ve yargı reformlarına ilişkin çalışmalarını 2001'de hızlandıracak ve önerilerini mümkün olan en kısa zamanda TBMM'ye sunacaktır. Bu bağlamda amaç özgürlükçü, katılımcı, güvenceli, devlet organları arasında görev yetkileri dengeleyen, hukuk devleti ilkesini üstün kılan Anayasa ve yasa hükümlerinin, Türkiye'nin uluslararası taahhütleri ile AB standartları temelinde daha da geliştirilmesidir. Anayasa değişiklikleri, yasal düzenlemelerin de çerçevesini belirleyecektir". Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarıda kaydedilecek gelişmeleri sürekli olarak izleyeceği de vurgulanarak, "AB müktesebatına uyum çalışmaları düzenli şekilde değerlendirecek ve bu çalışmaların hızlandırılması için gerekli tüm önlemleri alacaktır. Söz konusu reformlar bağlamında TBMM esasen önemli bir çalışma içindedir. Partilerarası Anayasa Uyum Komisyonu, halen Anayasa'da yapılabilecek değişiklikler üzerinde çalışmaktadır" ifadesine yer verilmişti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:33

İLGİLİ HABERLER