Yaşam
  • 5.9.2008 02:21

ÜNLÜ DİYETİSYENİN TERAVİH ANISI...

'Aslında bütün dinlerde Ramazan karşılığına gelen oruç dönemleri vardır. Dinin birinde belli bir süre yemek yemeden durulurken, bir başka dinde bazı yiyeceklerin kısıtlanmasıyla oruç ibadeti yerine getirilir. Ramazan, insanların yüreğine güzel duyguların yerleştiği ve masasında ekmeği olmayan kişilerin neler yaşadığını anlamamızı sağlayan bir aydır'
Son yıllarda mübarek Ramazan'ın gösteriş ayına çevrildiğini, ibadetin gizlisinin makbul olduğunu vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli, eskiden komşuluk ilişkilerinin çok sıcak olduğunu, Hıristiyan komşularının yıllarca iftarda ve sahurda kendilerine yemek hazırlayıp getirdiğini belirtti...
İşte Kümeli ‘nin eski Ramazan anıları...
Taylan Hanım, Ramazan'ın size göre anlamı nedir?
Ramazan, günlük hayatımızda insanların arınma diye nitelendirdiği detoks kelimesiyle popüleritesini atıran sürecin dini bir vecibesidir. Bir aylık süre içinde insan, kendini hem bedenen hem de ruhen temizler.
SOHBET EDERDİK
Aslında bütün dinlerde Ramazan karşılığına gelen oruç dönemleri vardır. Dinin birinde belli bir süre yemek yemeden durulurken, bir başka dinde bazı yiyeceklerin kısıtlanmasıyla oruç ibadeti yerine getirilir. Bizim dinimizde de mübarek Ramazan ayı boyunca oruç tutulur. Ramazan, insanların yüreğine güzel duyguların yerleştiği ve masasında ekmeği olmayan kişilerin neler yaşadığını anlamamızı sağlayan bir aydır. Bu nedenle Ramazanlarda daha fazla iyilik yapar, kötü alışkanlıklar bırakılır.
TERAVİH'DEN SONRA BAHÇEDE
Bunun yanı sıra bizim dinimiz hoşgörüyle dolu bir dindir. Hastaları, oruç tutacak gücü olmayan kişileri anlayışla karşılıyor. Diyor ki, tutamadığınız orucun karşılığında kefaretini ödeyin. Biz sizi zorlamıyoruz, sizi hoşgörüyle karşılıyoruz"
Bunların hepsi bizim dinimizin hoşgörüsünden kaynaklanıyor. Bu da benim için çok önemli. Ben bir beslenme uzmanı olarak doğru beslenme kurallarına uyularak tutulan orucun insan sağlığı açısından çok önemli bir dönem olduğunu düşünüyorum.
Sizin çocukluğunuzda Ramazanlar nasıldı?
Çocukluğumda Ramazanlar çok güzeldi. Ankara'da hele oturduğum apartmanda geçirdiğim Ramazanları hiç unutamam. O dönemler Ramazanlar haziran - temmuz aylarına denk gelirdi. Günler çok uzundu. Bir yandan iftarın gelmesini beklerdik. Ardından sahur için hazırlıklar başlardı. O dönem, insanlar sahurlarda da birbirlerine giderlerdi. Apartmanımızda Ramazanlar çok renkli geçerdi. İftarı açtıktan sonra hep birlikte apartmanımızda oturan Şükran amcanın yanına gider ve teravih namazını hep onun evinde kılardık.
Namaz kılarken çocuğuz diye bizi önlere geçirirlerdi. İlk başlarda önde olmak hoşumuza gitmişti. Ama sonra önde hiç şımaramadığımızı, arkadaki kişilerin neler yaptığını göremediğimizi fark ettik. Sonra arkaya geçmenin yollarını aramakla geçirirdik zamanımızı. Teravih namazı bittikten sonra ise bahçede sohbetler eder, ardından da annelerimizin sahur telaşını izlerdik. Bir yandan sahur konuşulurken beyinlerde "iftara ne yapsak?" sorusuna cevap aranırdı.
Çocukluğumda gerçekten inanılmaz güzel günler geçirdim. Ardından büyüdüm. Evlendim. Evliliğimin ilk yıllarında eşim oruç tutamıyordu. Haliyle ben yalnız kalıyordum. Sonra o da tutmaya başlayınca Ramazanlarımız zevkli hale gelmeye başladı.
ORUCUMU "BİLMEDEN" BOZARDIM!
Ramazan'la ilgili çocukluğunuza ait unutamadığınız bir hatıranız var mı?
Evet bir tanesi var ki hiç unutmam. Her aklıma geldiğinde gülümserim. Anneannem, şeker hastası olduğu için oruç tutamazdı ama iftar için muhakkak bir şeyler hazırlardı. Ben de anneannemin evde olmadığı bir akşam bütün arkadaşlarımı anneannemlere çağırdım. Bir müddet sonra anneannem çat kapı gelmesin mi?
Hepimiz odanın içinde koşuşturmaya başladık. Ne yapacağımız şaşırdık. Bu arada bir baktım herkesin elinde bir dış fırçası? Anneannem dönüp ne yaptığımızı sorduğunda "Hep birlikte diş fırçalıyoruz" diyerek cevap vermiştik. Bu bizim yıllarca unutamadığımız bir anımız oldu Bir anımı daha anlatmak istiyorum. Yine uzun yaz günlerinden biriydi. Evden güzel yemek kokuları geliyordu. Büyüklerimiz, bilmeden yemenin orucu bozmadığını, yine kaldığınız yerden oruca devam edebileceğimizi söylemişlerdi. Ben de bilerek yiyip, içtim. Sonra da orucu unutarak bozmuş gibi yaptım. Ardından "ne kadar ayıp yaptığın" diyerek kendi kendime söylenmeye başladım. Ama orucum bir kez bozulmuş oluyordu.
Siz, Ramazan sofranızda hangi yiyeceklerin bulunmasını istersiniz?
Sahura kalktığımda genelde tost yiyorum. Su benim için çok önemli. Kahvaltılık bulunur masamda. İftarda da hurma ve pideyi soframdan eksik etmemeye çalışırım. Yaprak dolmasını ve enginarı çok severim. Bir de bir çeşit yemek bulunur.
HEM AHLAKi HEM DE BEDENi TERBiYE
Beslenme uzmanı gözüyle baktığımda çok kızıyorum. Bir kere ramazan nedir?
Bizi hem ahlaki açıdan hem de bedenen terbiye eden bir aydır. Nefsimizi terbiye etmemiz gereken, fakirin halinden anlamamız gereken bir aydır. Oysa ramazan gösteriş ayına çevrildi. İftara çağırıyorlar beni. Sofrada en az 5 çeşit yemek var. Arkasından 5 çeşit yemek daha geliyor. Tatlıların, tuzluların biri gidip biri geliyor. Ben buna kızıyorum. Birkaç çeşit yemekle doyabiliriz. İsraftan kaçınmamız gerekir.
Bunun yanı sıra oruç tutmaya niyet eden kişilerin, bütün olumsuzluklara rağmen orucunu tutmaya devam etmesi gerekir. Ben zor koşullarda niyetlenen insanlarda anormal bir sinir, anormal bir bencilleşme görüyorum. Sigara içmeyen kişilerin daha agresif olduğu, trafikte bulunan kişilerin oruçlu olduğunu söyleyerek kavga ettiğini görüyorum. İşlerini bırakıp evlerine erken gitmeye çalışıyorlar. Bunlar güzel şeyler değil. Bir görevi yerine getirecekseniz her koşulda orucunu tutmaya çalışacaksınız. Bunun bir ortası yok. "Ben hem oruç tutarım hem de herkesin kalbini kırarım" dememeliyiz. Bizim zamanımızda böyle değildi. Hayat ne kadar zor olsa insan nezaketen birbirini anlayışla karşılardı. (BUGÜN)

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 06:32

İLGİLİ HABERLER