Spor
  • 9.3.2020 09:50

yazar yorumları!.. Galatasaray'a bir sihirli el dokunmuş

Güntekin Onay: Kazanmak için her şeyi yaptılar

Sivasspor, ligin kendi evinde yenilmeyen tek takımı. Galatasaray ne kadar formda olsa da Sivasspor’a karşı deplasmanda oynamak hiç kolay değil. Nitekim kendi oyun karakterine uygun şekilde yüksek enerji ve presle başlayan Sivasspor sıradışı bir 10 dakikayla Galatasaray’ı sahasına hapsetti ve bu bölümde golü buldu. Ancak yenik duruma düşmesine rağmen telaş yapmayan Galatasaray, Falcao’nun beraberlik golü sonrasında maçın mutlak hakimiyetini ele geçirdi.

Sahayı iyi parselleyen, topu isabetli ve sakin dolaştıran sarı kırmızılılar Sivas’ın orta alanını adeta paralize etti. Özellikle orta sahada Seri ve Lemina, savunmada da Donk doğru pas tercihleriyle G.Saray’ın oyunda büyük fark yaratmasını sağladı.

EMRE TEMPOYU ARTIRDI 

İkinci yarıda Sivasspor, Yasin-Emre değişikliği ile birlikte topu daha olumlu kullanan ve skora reaksiyon gösteren bir kimliğe büründü. Hareketli ve direkt oyun ile tempoyu artıran Sivas, VAR uyarısı ile gelen penaltıyla da eşitliği yakaladı. 2-2’den sonra hızlı geçiş hücumlarıyla Galatasaray savunmasının arkasına sarkmaya çalışan Sivasspor, özellikle de Saracchi-Onyekuru kanadından etkili oldu.

Son bölümde özellikle Mert Hakan’ın oyundan çıkmasıyla hücumda zayıflayan Sivas karşısında Galatasaray yoğun bir baskı oluşturdu ancak net pozisyon üretemedi. İki teknik adam da; iki takım da kazanmak için her şeyi yaptılar. 15 ile 45 arasında mükemmel bir futbol oynayan Galatasaray, Sivas’ın yoğun efor gerektiren baskısı karşısında zaman zaman bocaladı, iki takımın oyunu temposu ve mücadelesi izleyenlere keyif verdi.

İlker Yasin: 8 maçlık seri, Seri ile bitti! 

Sivas kaybetmemek, G.Saray kazanmak istiyordu. Sivas kazanmak için müthiş bir tempoyla ve inanılmaz bir baskıyla başladı. G.Saray kaybetmemek için dengeli ve kontrollü oyunu seçti. Ligin ilk yarısında en az gol atan ve en az gol pozisyonu yaratan takımlar arasında yer alan G.Saray’a devre arasında hangi sihirli el değdi?

Terim “Ocak ayında gemiyi limana yanaştıracağız” derken transfer ettiği iki futbolcu, Onyekuru ve Saracchi’den söz etmemişti herhalde. Sivas maça müthiş bir kuşatma ile başladı ve 10 dakika içerisinde kaleci Muslera’ya üç muhteşem kurtarış şansı verdi. Ve Muslera’nın kurtardığı golün hemen sonrasında 7. dakikada Hakan Arslan Sivas’ı öne geçiren golü attı. Ev sahibi takımın müthiş telaşlı, gol odaklı, yüksek konsantrasyonlu orta sahası her türlü hataya açıktı.

Terim, Onyekuru’ya önlem alan Sivas savunmasına sağdan Feghouli ile vurma hesabı yapmıştı. Sivas golünden sonra oyun kontrolü tam anlamıyla G. Saray’a geçti. Maç öncesi Sivasspor’un bu kadar mahkum bu kadar direnen bir futbol anlayışında olmasını kimse beklemiyordu ama G.Saray ev sahibinin oyun planlarını bozdu.

MUHTEŞEM DONK 

Solda Onyekuru ve arkasında Saracchi bindirmeleriyle arkadan gelen Ömer’e yol açarken Sivas’ın dikkati dağıldı. Sakatlıktan dönen Lemina defans önünde bir pas istasyonu ama sakatlığının psikolojik etkisinden kurtulamamış görüntüsündeydi. Seri defans hamlelerinde zaman zaman sorun yarattı ve sonunda bir penaltıya sebep oldu.

Karşılaşma bir hesap maçıydı. İki taraf da kaybettiğinde çok şeyin yara alacağını biliyordu. Temel amaç kazanmak değil, kaybetmemekti ama kazanmaya yönelik ciddi gol hamlelerini hep G.Saray yaptı.

Luyindama’nın sakatlığı bir yerde G.Saray’ın hayrına oldu. Yerine Marcao’nun partneri olan Donk, müthiş bir performansa imza koyuyor. Attığı hayati gollerin yanında dün akşam Feghouli’nin golü öncesindeki asistiyle G.Saray’a müthiş bir katkı verdi.

Bir puana razı olmayan iki takımın mücadelesinde G.Saray’ın 8 maçlık galibiyet serisini yine adı Seri olan futbolcu bitirdi. Penaltı pozisyonunda karar doğruydu ve Yasin Öztekin ile Emre Kılınç arasında tereddütte kalan Rıza Çalımbay’ın takımı. ikinci yarı oyuna aldığı Emre ile skoru 2-2’ye getirdi.

ARKADAŞLAR, TOP OYNUYORUZ

ARKADAŞLAR, TOP OYNUYORUZ

Fikstür iki takım için de zorlu maçlara gebe Ama G.Saray kazanmaya çok yakın olduğu bir maçı 1 puanla bitirdi. Sivas için değişen bir şey yok. Her maç bir final. Ben dün Donk’un ve Feghouli’nin konsantrasyonunu çok etkili buldum. G.Saray kazanmaya yakın olduğu bir maçı kazanamadı. 

Uğur Meleke: Bu bir 'Mini lig' demosuydu

Süper Lig’de zirveyi oluşturan 7 takımla diğerleri arasında net bir fark oluştuğunu söylemek mümkün. Bu yedili arasındaki mini lig, aslında zirvenin şeklini de doğrudan etkiledi.

Alanya bu yedili mini ligde sadece 6 puan toplayabildiği için üst gruptan koptu mesela. Sivasspor’sa direkt rakiplerine karşı topladığı puanlarla tutundu zirveye. Lig sadece Başakşehir, Trabzon, Galatasaray, Sivas, Beşiktaş, Alanya ve Fenerbahçe arasında oynansaydı, lider Sivasspor olacaktı enteresan bir şekilde. Yiğidolar direkt rakiplerine karşı 11 maçta 19 puan topladılar. Maç sayıları eşit değil ama bu tabloda Trabzon’un 16, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin 12, Beşiktaş’ın 11 puanda kaldıklarını dikkate alırsak, Sivas’ın istatistiği daha da parıltılı hale geliyor.

MUSLERA EĞER DiKKATSiZ OLSAYDI... 

Bu istatistiğin temel sebebiyse şu: Sivasspor, özellikle topu isteyen, oyunu domine eden rakiplerine karşı planını çok daha iyi uyguluyor. Tam anlamıyla ceza alanına sıkışan, koşucu-pragmatik bir takım değiller. Ama mesela önde şok baskıyı seviyorlar, bu da geriden oyun kuran takımlara karşı iş yapıyor elbette. Rakiplerinin tamamlayamadığı hücumlarda olağanüstü hızlı çıkıyorlar. Bu da bir büyük takım zaafı doğal olarak. Maç içinde bölüm bölüm vites küçültüp, sonra birden artırıyorlar. Bunu da ancak rakibiniz topu seviyorsa yapabilirsiniz.

Dün Sivas’in iki golü arasında tek bir şutu yok. Ama tabelaya iki gol yazmayı başardılar bu şekilde. Muslera biraz daha dikkatsiz olsaydı, maçı kazanacak fırsatları da yakalamışlardı hatta. Galatasaray’sa dün deplasmanda yüzde 62 oranla topa sahip oldu. Duran toplarda çok etkiliydi, Ömer’le Donk-Feghouli arasındaki bağlantı her geçen gün güçleniyor.

Hava toplarında 15’e 6’lık bariz bir üstünlük kurdu, ama oyun sürekliliği sağlayamadığı için 3 puanı sökemedi Sivas’tan. Terim’in cevaplaması gereken bir numaralı soru sanırım şu: 2-2’den sonra neden oyunu rakip yarı alana yığamadılar? Neden pozisyon sürekliliği sağlayamadılar?

İKİ EMRE'NİN HİKAYESİ

Dün iki teknik adam, belki de top ayaklarına en çok yakışan iki oyuncularını, iki Emre’yi kulübede başlattılar. Terim’in Emre Akbaba’lı 4-2-3-1’le orta sahada eksik kaldığını düşündüğünü zannediyorum. Anlıyorum ve hak veriyorum da hatta zaman zaman. Ancak gerek Fenerbahçe maçında, gerekse dün Emre Akbaba’yı oyuna almakta neden bu kadar geç kaldığına anlam veremedim.

Kadıköy’de rüzgar lehine dönmesine rağmen uzatmalara kadar sokmadı Emre-Adem’i. Dün de skor 59’da 2-2 oldu. Ama Emre girdiğinde dakika 77, Adem sahaya ayak bastığında ise 82’ydi. Bu değişiklik dakikaları biraz daha geriye çekilebilirdi gibi geliyor bana.

RIZA ÇALIMBAY'IN PENALTICISI KİMDİ? 

Sanırım Rıza Çalımbay’ın dünkü maçın 11’ini bir daha yapma şansı olsa, başlangıç tercihini Yasin’den değil, Emre Kılınç’tan yana kullanırdı. Emre’nin oyun aklı eksikliği 50 dakika boyunca hissedildi, Yasin de o zannedilen geniş alanı ilk 5 dakikadan sonra hiç bulamadı. Ancak 56’da kazanılan penaltıyı oyuna henüz girmiş Emre’nin atması da enteresandı doğrusu. Takımın tahtaya yazılan penaltıcısı muhtemelen Mert’ti. Kariyerinde 11 başarılı penaltı atıp ilk kez geçen hafta kaçırdı diye bu hiyerarşide geriye düştüyse üzücü.

Ayrıca Emre’nin de maça girer girmez, topa 3 kez dokunmuşken, dördüncüde penaltıyı kullanması da tartışmalı. Hep söylüyorum, futbol ciddi bir iştir. Penaltıcı seçimi de öyle. Emre penaltıyı kaçırdıktan sonra tamamlayamasa, muhtemelen Sivaslılar çok tartışacaklardı bu konuyu.

SERI'NİN TEK ZAAFI BUYDU 

Geçen yıl Premier Lig’de sezona çok iyi bir başlangıç yapmıştı Seri. Ancak Fulham’daki istikrarsızlık doğal olarak onu da etkilemişti. Onu şu anda Fulham taraftarına sorsanız, size şu cevabı verirler: “İyi futbolcu, ancak çok dikkatsiz...” Dün yaptığı penaltı da, aynen İngiltere’de yaptıklarına benziyordu. Son derece dikkatsiz.

MUSLERA'NIN YOLCULUĞU 

Süper Lig’de 90’lar Hagi’nin yıllarıydı. 2000’ler Alex’in, 2010’lar da Muslera’nın yılları. Yaşayan efsanenin tek bir eksiği var, penaltı istatistiği biraz kötü. Galatasaray’da karşılaştığı 43 penaltının 37’si gol olmuştu. 6 tane kurtarabilmişti sadece. Dün bir tane daha ekledi listeye. O tek eksiğini de düzeltiyor galiba.

 

Güncellenme Tarihi : 9.3.2020 09:59

İLGİLİ HABERLER