FETÖ SUİKASTİ!.. 17’LİK VİLDAN’A NASIL KIYDILAR

  • 4.7.2021

Fetullah Gülen Nur camiasıyla kavgaya girdikten sonra, kendisine ayrı bir yol seçti.
Bu seçtiği yolda bir türlü yenemediği hırsı ve kini önüne ışık oldu.
Gülen, Nur Cemaatinin tek sorumlusu ve lideri olmak istiyordu.
Cemaati bütünüyle etrafına topladıktan sonra dışarıya açılacak ve diğer cemaatleri de bünyesine katacaktı.
Büyük planı buydu.
Hatta gelinen noktada sadece Türkiye’nin değil, dünyadaki bütün Müslümanların lideri olmak gibi bir hırsa kapıldı.
Bunun için de; İslami, insani ve ahlaki bütün değerleri ayaklarının altına almaktan çekinmedi.
Fetullah Gülen’in pis niyetini ilk çözen rahmetli Turgut Özal oldu.
Özal, “Bu adam çok tehlikeli birisi. Sadece Türkiye’yi değil bütün dünyayı istiyor” demişti.
Bu büyük hedef için ilk durak, elbette kendi cemaatiydi.
Nur cemaati içerisinde ise en büyük rakibi Yeni Asya Grubunun lideri Mehmet Kutlular’dı.
Fetullah Gülen bağımsızlığını ilan ettikten sonra; hem geçmişin hesabını görmeye hem de gelecek için kendine lazım olacak elemanlar yetiştirmeye karar verdi.
Hesabını görmek istediği ilk isim de şüphesiz ki Mehmet Kutlular’dı.
Kendisiyle hem kavga etmiş hem de bir türlü biat ettirememişti.
Kutlular’ın kendisini çağırıp hesaba çekmesini bir türlü hazmedememişti.
Mehmet Kutlular o günü şöyle anlattı;
-1973 yılı idi.. Fethullah Gülen’in etrafında bir takım insanlar toplanmış, kendisine bazı makamlar izafe ediyorlardı. Kimisi ‘Hazret-i İsa,’ kimisi ‘Mehdi,’ kimisi de ‘Kahtani’ diyordu. Gülen’e aşırı iltifatlar yapılıyordu.
Kutlular; kendine izafe edilen bu makamların dinen uygun olmadığını FETÖ’nün yüzüne söyledi.
Ardından da şöyle dedi;
- Bak böyle böyle bir hadise var. Biz aynı Üstadın talebeleriyiz. Nur Talebesiyiz. Böyle ayrı bir hareket, ‘size bağlı, bize bağlı’ diye bir durum olamaz.
Fetullah Gülen bunun üzerine şöyle cevap verdi;
- Ben sizin gibi düşünmüyorum. Bunlar olabilir. Hatta bunlar Asr-ı Saadet’te de olmuş. Hatta biliyorsunuz Sahabeler kemiklerle birbirlerinin üzerine yürümüşler.
Mehmet Kutlular kendisine şöyle dedi;
- Onlar Sahabeydi. Hepsi içtihada yetkiliydiler. Fakat biz böyle değiliz. Biz talebeleriz. Bizim böyle içtihat yetkimiz yok.’
Fetullah Gülen o makamların sahibi olabileceğini belirtip, geri adım atmadı ve kavga ederek yanlarından ayrıldı.
Fetullah Gülen,Mehmet Kutlular’ın kendisini hesaba çekmesini hiç unutmadı.
1995 yılıydı.
11 Eylül gecesi Nur cemaatinde tamiri mümkün olmayan bir travma yaşandı..
17 yaşındaki Vildan, dinine bağlı ve namusuna düşkün bir kızdı.

Ailesi örtünmesine karışılmaması için İmam hatip lisesi ’ne yolladı.
Eyüp İmam Hatip Lisesi’nde okurken, Ozan adındaki bir serseri peşine düştü(veya düşürüldü)
O tarihte 25 yaşında olan bu adam, aynı zamanda esrarkeşti.
Her okul çıkışı kapısında bekleyip Vildan’ı kendine bağladı.
Vildan bu serseriye adının Pelin olduğunu söyledi ve babasının kim olduğundan asla bahsetmedi.
Onun yanında hiçbir zaman Vildan ismini kullanmadı.
Vildan 10 Eylül günü akşama doğru ailesine; “Bir arkadaşıma gidip-geleceğim… İki saat içinde dönerim dedi ve çıktı evden. (İKİ SAAT İÇERİSİNDE DÖNERİM sözüne dikkat)
Ailesi gece yarısı olmasına rağmen gelmeyen kızları için iyice endişelendi.
Polise haber verdiler.
Tarih 11 Eylül 1995… Saat “gece 02.00” civarı!..
Polisler evde endişeyle bekleyen babaya telefonla acı haberi verdi;
- Kızınız Vildan, eroin komasına girmiş! Beyoğlu Sıra Selviler Caddesi Hocazade Sokak’ta baygın halde bulunmuş!
Çevredeki vatandaşlar tarafından bir taksiye bindirilip hastaneye götürülürken yolda hayatını kaybetti!

Adamcağız şok geçirdi. Telefon elinden düştü.
Eve gelmesini beklediği kızı, Beyoğlu’nun arka sokaklarında yarı çıplak halde bulunmuştu.
Kayda göre Vildan, altın vuruş yaparak eroin komasından ölmüştü.
İki saat içerisinde dönerim” diyen Vildan, neden eroinle altın vuruş yapsın?
Bu sorunun cevabı sır oldu.
O Vildan; Yeni Asya Grubu’nun Lideri Mehmet Kutlular’ın kızıydı.
Olayı araştıran polisler; Vildan’ın erkek arkadaşı olarak bilinen Ozan adında bir kişiyi gözaltına aldı. Bu kişinin gerçek adının Hayri Adıgüzel olduğu ortaya çıktı.
Vildan'ın en yakın arkadaşı Burcu G. Hayri'nin Vildan'a iki kez eroin enjekte ettiğini söyledi. Bunun üzerine Hayri A. tutuklandı.(Vildan'ın ölümünden 4 yıl sonra 1999'da bu kez Burcu G. üçüncü katta bulunan evinin balkonundan atlayarak intihar etti.)
Gözaltına alınan Adıgüzel, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu Vildan Kutlular'ın ölümüne sebep olmak suçuyla yargılandı.
Mahkemede çok rahat bir şekilde ve profesyonel davranan Hayri Adıgüzel; “Mehmet Bey, kızının katilini arıyorsa, bence kendisine baksın. Kızına sahip çıkmamış." Diyerek gerçek hedefin kim olduğunu göstermiş oldu.
Kimse Hayri Adıgüzel'in neden "Ozan" kod adını kullandığını ve kendisini Pelin olarak tanıtan Vildan’ın babasının gerçekte Mehmet Kutlular olduğunu nasıl bildiğini sormadı.
Kimse olayın perde gerisini merak etmedi.
Polisler ve savcı bunun bir planlanmış cinayet olma ihtimalini hiç değerlendirmedi.
Olay polis kayıtlarına; dikkatsizle ölüme sebebiyet vermek olarak girdi.
Hayri Adıgüzel, 18 Ocak 1996'ya kadar 3-5 ay hapis yattıktan sonra tahliye oldu.
1997 yılının Ağustos ayında eroin alacak para bulamayınca arkadaşıyla birlikte bir kuyumcuyu soydu. Gasp ve soyguna teşebbüs suçlarından 20 ay hapis cezasına çarptırılan Hayri Adıgüzel, Bayrampaşa Cezaevi'ndeki silahlı çatışma ve adam öldürme olaylarına adı karıştığı için cezası 44 yıla çıktı.
4.5 yıl hapis yatan Adıgüzel, Ağustos 2002'de şartlı tahliye edildi.
Hayri Adıgüzel bir gazeteye yaptığı açıklamada; hayatını anlatan bir günlük tuttuğunu, bu günlüğü kitaba çevireceğini duyurdu.
Hatta kitabının adını da vererek;  ‘‘Kitabımın adı 'Çığlık' olacak.” Dedi.
Kitabının adı çığlık olmadan kendisi çığlıklar atarak can verdi.
Vildan’ın katili; kitap yazacağını duyurarak kendi infaz kararını da imzalamış oldu…

O kitap kararı; Vildan’ı altın vuruşla katlettirdikleri efendilerini harekete geçirdi.
Hapisten çıktıktan sonra; Boğazkesen Caddesi, Cicim Sokak, 4 numarada bulunan apartmanın en üst katındaki 4 numaralı daireye kısa süre önce taşınan Adıgüzel'den haber alamayan arkadaşları, gittikleri evde kendisini ölü buldu.
Tıpkı öldürdüğü Vildan gibi, KİRALIK KATİLİ de altın vuruşla ölmüştü.
Kiralık katilin de sonu katlettiği Vildan gibi oldu.
Vildan’a eroin enjekte edildiği evde iki kişi daha vardı.
Vildan Kutlular olayında adı geçen bir başka isim olan Serdar Yazıcı ve Kadıköy'de bir barda çalışan Sema Keskin aşırı dozda uyuşturucudan öldü. Onlarda altın vuruş kurbanı olarak sırları ile bu dünyadan ayrıldılar.
O evdeki 5 kişiden dördü altın vuruş yaparak eroinden, Reha isimli kişi de yanarak öldü.
Kara haberi alan Mehmet Kutlular, daha sonra yaptığı açıklamada şöyle dedi:
- Hedef kızım değil, benim!..
Mehmet Kutlular mahkemede ‘Benim kızım uyuşturucu kullanmıyordu. Onu arkadaşları alıştırdı. Uyuşturucu verip öldürdüler. Bu bir devlet komplosudur' deyip MİT’i adres gösterdi.
Kızının eroin kullanırken altın vuruş yapması, (Altın vuruş, bağımlının aşırı dozda uyuşturucu kullanıp ölmesine verilen ad) Mehmet Kutlular’ın itibarına suikasttı.
Mehmet Kutlular; kızının hem ölümü hem de ölüm şekliyle resmen bitti.
Cemaat içerisindeki itibarı yerle bir oldu.
Beyoğlu’nun arka sokaklarında eroinden kendinden geçmiş bulunana kadar, ne kolunda ne de vücudunun herhangi bir yerinde uyuşturucu izi yoktu.
Eroin kullananlar bu uyuşturucuyu şırınga ile kollarından damarlarına zerk ettikleri için, o bölge delik deşik olur.
Vildan da bırakın delik deşik olması, tek bir iz bile yoktu.
Hedef kızım değil, benim!..” diyerek doğru bir tespitte bulunan Mehmet Kutlular, hedef olarak MİT’i göstererek büyük bir yanılgıya düştü.
1997 yılında Aktüel dergisinde yayınlanan "Vildan'ın Ölümünde MİT Parmağı" başlıklı haberi MİT'in tarihinde resmi bir açıklama ile yanıt verdiği ikinci haber oldu.
MİT haber üzerine açıklamasında Kutlular'ın cemaat içerisinde tartışmalı hale geldiğini vurgulayarak, “Mehmet Kutlular'ın cemaati karşısında düştüğü üzücü durumu saptırmak amacıyla milli bir kuruluş olan MİT'i hedef olarak göstermesi esef vericidir." denildi.
MİT’i adres gösteren Kutlular yanılıyordu. MİT’in Vildan’ın ölümüyle hiçbir alakası yoktu.
O yıllardaki ceberrut devletin hedef alması için Kutlular’dan çok daha tutucu cemaatler ve liderleri vardı.
MİT ve devletin diğer istihbarat birimlerinde o yıldan bugüne kadar tek bir bilgi bile yer almadı. Ancak işin FETÖ tarafından yapıldığına yönelik pek çok işaret ortaya çıktı.
Vildan; Fetullah Gülen’in diş bilediği ve cemaat içerisindeki en büyük rakibinin kızıydı.
Bu olaydan hemen sonra Fetullah Gülen’e yakın isimler Nur Cemaati içerisinde Kutlular aleyhinde çalışmaya başladı.
Kızı eroinden ölen birisi, kızına bile söz geçiremeyen birisi cemaatimizi nasıl temsil edecek?” deyip, nurcuları kendi taraflarına çekmeye başladı.
Kızının ölümünden önce Mehmet Kutlular, Nur Cemaati’nde  büyük bir kitlenin başındaydı!.
Bu olayla birlikte en yakınları bile selamı sabahı kesti.
CIA usulü bu suikast, Mehmet Kutlular’ı hayatı boyunca töhmet altına soktu.
Her başını kaldırdığında FETÖ’cüler Vildan’ı tokmak gibi başına vurdular.
Bu yüzden Nur Cemaatini tamamen ele geçirmek için Vildan’ı FETÖ katletti.
Gerek hazırlanış, gerek yapılış ve gerekse de kazanımıyla gerçekten dört dörtlük bir cinayet işlendi.
Vildan; Vicdansız FETÖ’nün tek adam olma hırsına kurban gitti.
Vildan olayı, Fetullah Gülen’i Nurcular arasında tek lider yaptı.

DEVAM EDECEK
METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ