FETULLAH GÜLEN TÜRBANLI HATİCE BABACAN İÇİN KİMİNLE YUMRUK YUMRUĞA KAVGA ETTİ

  • 13.6.2021

FETULLAH GÜLEN TÜRBANLI HATİCE BABACAN İÇİN KİMİNLE YUMRUK YUMRUĞA KAVGA ETTİ
Tekrar 1980’li yıllara geri dönelim.
Fetullah Gülen devlete sızmak istiyor ama Kasım Gülek ve Ecevit dışında kimseye yaranamıyordu.
O isimlerde sol kanattaydı.
Sol devlette, sağ ise halk arasında güçlüydü.
O yıllarda Özal, Demirel, Erbakan ve Türkeş vardı.
Özal kendisini lanetlemişti.
Fetullah Gülen Erbakan’a hain, Türkeş’e düşman gözüyle bakıyordu.
Geriye bir tek Demirel kalmıştı.
Demirel için ise ciddi bir sıkıntısı vardı.
Fetullah Gülen Demirel’i 70’li yıllardan beri Nurcuların diğer kolu Yeni Asya Grubuna kaptırmıştı.
Sait Nursi’nin vefatından sonra Nurcuların abileri cemaatin dağılmasını önlemeye çalışıyordu.
Tahiri Mutlu, Mustafa Sungur, Ceylan Çalışkan, Hüsnü Yeğin, Bayram Yüksel, Mehmet Fırıncı, Bekir Berk gibi Nur Cemaati’nin ileri gelenleri Zübeyir Gündüzalp’i hareketin başına getirdi.
Gündüzalp, İstanbul Süleymaniye’deki 46 numaralı evi, Nurcuların merkezi olarak tahsil etti. 
Cemaatle ilgili kararlar; açılacak dershaneler ve Risale-i Nurların basım işi hep bu evde tertip edildi
Cemaat daha sonraları “ Kirazlı Mescit Cemaati” olarak anılmaya başlandı.
Cemaatin abileri aralarında yaptıkları toplantıda daha geniş kitlelere ulaşabilmek için bir gazete veya dergi çıkarmaya karar verdi.
O zamanlar Salih Özcan, Hilal isimli bir dergiyi yayınlıyordu.
Zübeyir Gündüzalp Salih Özcan ile yeni bir gazete kurma konusunda anlaştı.
Nurcular “İttihad” adlı gazeteyi kurdu.
1967 yılında yayın hayatına başlayan İttihad ’da Salih Özcan gazetenin imtiyaz sahibi, Mustafa Polat gazete müdürü, Mehmet Kutlular ise gazetenin sorumlu yetkilisi görevine getirildi.
Tirajı kırk binlere çıkan gazetenin yazar kadrosunda; Hekimoğlu İsmail, Ahmet şahin, Altan Deliorman, Necmettin Şahiner, Tevfik Paksu, Ali Ulvi Kurucu, Abdürrahim Karakoç, Vehip Sinan, Gürbüz Azak gibi isimler vardı.
Nurcuların tek hedefi gazete çıkarmakta değildi.
Onlar bir siyasi parti ile beraber olup hem askerin baskısından kurtulmak hem de devlete adamlarını yerleştirerek güçlenmek istiyorlardı.
Bunun için en ideal parti Süleyman Demirel’in Adalet partisi idi.
Adalet Partisi’nin 1965 seçimlerinde tek başına iktidara gelmesi, Nurcuları rahatlattı.,
Adalet Partisi tek başına iktidara geldiği dönemde Tıp fakültesinde başörtüsüyle okuyan Hatice Babacan olayı yaşandı.
Hatice Babacan ismindeki kız öğrenci okula başörtülü olarak gelince, hiddete kapılan dekan kızı okuldan attırdı.
Onu savunan bir erkek öğrenci vardı onu da okuldan attılar.
Bunun üzerine okuldaki nurcu öğrenciler okulun tarihindeki ilk boykotu gerçekleştirdi.
Olay büyüdü önce gazetelerin manşetine sonra da bütün Türkiye’ye ulaştı.
Okulda toplam 450 öğrenci vardı. Bunların 400’ü boykota katıldı.
Rektör; boykotçu öğrencilerin yanına gelip Hatice Babacan’ı tekrar okula alacağına söz vermesine rağmen, okulun senatosu kararından geri dönmedi.
Nurcuların ilk fiili eylemi olan bu boykotu destekleyenlerden birisi de cemaatin başında bulunan Zübeyir Gündüzalp idi.
Gündüzalp boykota destek için; bir otobüs dolusu talebeyi alıp İstanbul'dan, Ankara'ya getirdi.
İşin tuhaflığına bakın.
Nur cemaatinin ilk eylemi başörtü üzerine olmuş iken, onların arasından çıkan Fetullah Gülen yıllar sonra, “başörtüsü teferruattır” deyip kadınların başından türbanı çıkarttı.

Devlette kritik noktalardaki ve askeriyedeki örgüt elemanlarının eşlerine mini etek giyme fetvası verdi.
TSK’daki örgüt üyelerine şaraptan uzak durmaları şartı ile rakı içebilmelerine cevaz verdi.
Neyse; eskiye tekrar dönelim..
O gün tesettüre bu kadar sahip çıkan cemaat üyeleri, Eskişehir’deki yargılama sırasındaki Sait Nursi’nin sözlerini kaynak alıyordu.
Mahkemede Sait Nursi şöyle söylemişti;
- Tesettür meselesi hanımlar için farz-ı ayndır. Tesettür ayetini 1300 senedir âlimler bu şekilde tefsir etmiş. Beni bununla mahkûm etmek, bütün bu tefsirleri mahkûm etmek demektir. Bu nedenle bana iki sene hapis değil ya müebbet hapis, ya idam, ya da beraat verin”
O gün Sait Nursi’nin bu sözlerine uyan bir kısım cemaat üyeleri, bugün Fetullah Gülen’e uyup karılarını kızlarını çıplak dolaştırıyor.
Onun ‘Takiye’ sözüne kanıp Allahü teala’nın açık bir hükmüne karşı çıkıyor.
Allah’ın hükmünü bırakıp, o hükmün tersine olan hocasının hükmüne uyanın gideceği yer bellidir.

Allah Müslümanları bunların yolunda ve istikametinde etmesin.(ÂMİN)
Hatice Babacan olayı Nurcuların bölünmesine yol açtı.
Bu olayda Adalet Partisi ve Süleyman Demirel’den beklediği destek gelmeyince homurtular da başladı.
Bir grup Nurcu, “AP Döneminde Müslümanlara zulüm yapılıyor” diyerek yeni bir parti için kolları sıvadı.
Nurcular; “Parti kurmak isteyenler”, “Karşı çıkanlar” ve “Tarafsız kalanlar” şeklinde 3 parçaya bölündü..
Nurcuların bu kafa karışıklığı ve bölünmüşlüğü gazetelerine de yansımıştı.
Cemaatin İttihat Gazetesi’nde yazılar yazan Şule Yüksel Şenler, Bugün Gazetesi’ne transfer oldu.
Şule Yüksel Şenler’in ağabeyi Said-i Nursi'nin hizmetini gören talebelerinden biri olan Üzeyir Şenler’di.
Daha önce yazmıştım.
Üzeyir Şenler biliyorsunuz ölmeden hemen önce Fetullah Gülen’in mason olduğunu bildirmişti.

Nurcuların İttihat Gazetesi, bu türban meselesinde rektörü savunan CHP’yi çok sert eleştiriyordu.
CHP’nin eleştirilmesi Fetullah Gülen’i rahatsız etti.
Fethullah Gülen, İttihat Gazetesi’ne telefon açarak Mustafa Polat’a
 “ Sağa sola yapılan sataşmaları” bırakmasını istedi.
Bu yayın politikasına devam edilirse ittihat Gazetesi’ni okumayacaklarını beyan etti.
Gülen’i Erzurum’dan çocukluk yıllarından tanıyan Polat’ın cevabı çok sert oldu;
- Bu gazete benim değil  Nurcuların gazetesidir. Nurcuların faaliyetlerini senin ağa baban olan İnönü bile durduramadı. Sen hiç bir şey yapamazsın
Görüyorsunuz değil mi?
O yıllarda bile Fetullah Gülen’e CHP’nin adamı deniliyordu.
Fetullah Gülen’in bugün CHP ile nasıl kanka olduklarını hayret edenler, boş yere şaşırmasın.
Fetullah Gülen anadan doğma bir CHP’lidir.
O Nurcu olarak CHP’ye sokulmadı. Bilakis CHP’li olarak nurcuların arasına karıştırıldı.
Bu arada şunu da belirteyim..
Mehmet Polat şurada yanılıyordu.
Fetullah Gülen İnönü’nün değil Kasım Gülek’in adamıydı.
26 Ocak 1970'te Necmettin Erbakan ve 17 arkadaşı tarafından Milli Nizam Partisi kuruldu.

Erbakan’ın sağda dindar bir parti kurması hem Süleyman Demirel’i hem de Demirel’i destekleyen Nurcuları panikletti.
Gençlerin o türban olayından dolayı Demirel’e kızgın olduğunu bilen Demirelci Nurcular, tabanlarını Milli Nizam Partisi’ne kaptırmamak için anında harekete geçti.
İlk iş olarak AP’ye sert eleştiriler yapan İttihat Gazetesi yerine yeni bir gazete çıkarmaya karar verdiler.
Sait Nursi’nin avukatı Bekir Berk’in Yeni Asya adını koyduğu gazete, Demirel’in Boğaz Köprüsü’nün temelini attığı 21 Şubat 1970 tarihinde yayın hayatına başladı.
Zübeyir Gündüzalp
’in liderliğindeki cemaat bu tarihten itibaren Yeni Asya Cemaati olarak anılmaya başlandı.
Gazetede yayınlanan yazılarda; Nurculara Erbakan’ın arkasından gitmemeleri ve MNP’ye kapılmamaları, buna karşılık AP’den kopmamaları tavsiye ediliyordu.
Yeni Asya Cemaati, bu dönemde tamamıyla CHP ve MNP karşıtı, AP yanlısı bir yayın organı haline geldi.
Cumhuriyet Başsavcılığı, 5 Mart 1971'de, MNP hakkında "laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü" gerekçesiyle dava açtı.
Anayasa Mahkemesi, 20 Mayıs 1971'de, partinin "laik devlet niteliğinin ve Atatürk devrimciliğinin korunması prensiplerine aykırı olduğu" gerekçesiyle kapatılmasına karar verdi.
Bununla birlikte, Milli Nizam Partisi yöneticileri hakkında herhangi bir ceza davası açılmadı. Erbakan, MNP'nin kapatılmasından sonra İsviçre'ye gitti ve bir süre orada kaldı.
Kapatılan MNP'nin kadroları, 1,5 yıl sonra 1972'de, Millî Selamet Partisi (MSP) adıyla yeni bir parti kurdu.
Partinin genel başkanlığına Süleyman Arif Emre getirildi.
1971’de sıkıyönetim mahkemesi 53 nurcuyu tutukladı.
Bunlardan birisi de Sait Nursi’nin avukatı Bekir Berk idi.

Bekir Berk mahkemede savunma yaparken açıkça Nurcu olduğunu söyledi. Bir yıl hapse mahkûm oldu.
Fetullah Gülen ve diğer arkadaşları ise Nurcu olduklarını kabul etmediler.
Bunların hepsi berat etti.
Tahmin ettiğiniz gibi CHP’nin kudretli adamı mason Kasım Gülek Fetullah için devreye girmişti.
O günlerde askerler Fetullah Gülen’in Edremit’teki bir kampını bastı. Buradakileri toplayıp götürdü.
Edremit’teki bir kampa yapılan baskını Yeni Asya Gazetesi bir nurcu kampa baskın” şeklinde verince Fethullah Gülen adeta çıldırdı.
Mehmet Kutlular ve Mehmet Kırkıncı Fethullah Gülen’in yanına gidip öfkesinin sebebini sordu.
Fethullah Gülen kendisinin Nurcu diye belirtilmesinin uygun olmadığını belirtince, Mehmet Kutlular “Biz sizi Nurcu biliyoruz” deyip sinirlendi.
Fethullah Gülen ise “Bilmeniz ilan etmenizi gerektirmez. Ben geniş kitlelere ulaşmak için Nurcu kimliğimi kullanmayacağım” dedi.
Türbanlı Hatice Babacan olayı; sadece Nurcuları bölmekle kalmadı, Fetullah Gülen ile Mehmet Kutlular'ın karşılıklı hakaretlerle yumruklaşmasına sebep oldu.
Bu tartışmadan Fetullah Gülen ile Yeni Asya Grubu arasında ipler tamamen koptu.
Kopmakla kalmadı bu kavgadan bir cinayet çıktı.

METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ