Dünya
  • 3.11.2020 20:52

Yunanistan, Türkiye'nin 'Osmanlı planı'nı gündeme getirdi

Türkiye'yi hedef alan açıklamalarda bulunan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros, Türkiye'nin Libya'daki meşru hükümetle vardığı mutabakata ilişkin "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki revizyoncu siyasetinin bir örneği" ifadelerini kullandı. Floros'un da yeniden gündeme getirdiği 'revizyon' ifadesi; Atina yönetiminin Avrupa'da Ankara'yı "yeni Osmanlıcılık üzerinden revizyonizm (mevcut durumu bir önceki jeopolitik koşullara dönüştürmek) peşinde koşmakla" suçlayan bir söylem olarak biliniyor.

Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros, Türkiye'yi hedef alan küstah ifadeler kullandı.

Meşru anlaşmayı 'yasadışı' olarak tanımladı

Yunan Hava Kuvvetleri Akademisi'nde düzenlenen 15. Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası Üst Düzey Kursu'nun açılışında konuşan Floros, şunları söyledi:

"Ankara’nın Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es Serrac ile yasadışı nitelikteki Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasını imzalayarak Yunan Münhasır Ekonomik Bölgesi'ne (MEB) ve kıta sahanlığına itiraz etme ve el koyma girişimi, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki revizyoncu siyasetinin bir örneğini teşkil etmektedir."

Ne demek istedi?

Atina, Ankara'yı 'yeni Osmanlıcılık üzerinden revizyonizm (mevcut durumu bir önceki jeopolitik koşullara dönüştürmek) peşinde koşmakla' suçlayan söylemi sürekli gündemde tutuyor.

'Libya anlaşması baş tehdit'

Türkiye'yi hedef alan sözlerine devam eden Floros, şunları kaydetti:

"Bu anlaşma uluslararası hukuka aykırıdır, egemenlik haklarımızı ihlal etmektedir ve bölgede barış ve istikrarı ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır."

"Türkiye, bu anlaşmaya dayanarak, tek taraflı olarak, Girit gibi Yunan adalarının MEB'lerinden ve kıta sahanlıklarından yoksun kaldığını iddia ediyor."

"Deniz yetki alanları üzerindeki egemenlik haklarının yasal olarak ancak sorumlu hükümetler arasında Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesine tam saygı göstererek müzakere edilmiş uluslararası anlaşmalar yoluyla kullanılabileceği herkes tarafından anlaşılmalıdır."

"Baskı, tehdit, sindirme, provokasyon ve askeri manipülasyon gibi diğer şeylerin hiçbiri Avrupa tarafından kabul edilemez."

'NATO'yu hiçe sayma' suçlaması

'Ankara'nın Doğu Akdeniz'e geri dönen Oruç Reis sismik araştırma gemisinin Yunan kıta sahanlığı içinde doğal kaynak aramaları için sürekli NAVTEX ilen etmesi gibi son dönemdeki provokatif eylemlerinin bölgede büyük bir gerilim tırmanması ve barışla istikrara karşı doğrudan tehdit oluşturduğunu' iddia eden Floros, Ankara'yı NATO'nun çabalarını hiçe saymakla suçladı:

"Sismik araştırma gemisine Türk donanmasının savaş gemilerinin eşlik etmesi, NATO'nun askeri çatışmayı önleme ve risklerle kazaları azaltmaya yönelik tüm çabalarına rağmen, Ankara'nın meseleyi askerileştirme iradesine işaret ediyor."

'Avrupa'nın da sınırlarını ve çıkarlarını koruyoruz'

Genelkurmay Başkanı, 'Hem egemenlik haklarını hem de AB'nin çıkarlarını koruyan Yunan Silahlı Kuvvetlerinin Doğu Akdeniz'de istikrarın temel direklerinden biri olduğunu' öne sürerek şunları söyledi.

"Bu, açık dille ve yüksek sesle belirtilmesi gereken bir nokta. Sadece Yunanistan'ın değil, Avrupa'nın da sınırlarını ve çıkarlarını koruyoruz."

Floros'un çıkışı, Serrac'ın ekim ayının bitiminde istifa etme kararından vazgeçtiğini açıklaması sonrası geldi.

Güncellenme Tarihi : 3.11.2020 20:53

İLGİLİ HABERLER