‘BULGUR KİNG’, BURGER KİNG’E KARŞI!
Türk mutfağının geleneksel lezzeti bulgur, Amerikan hamburgerine karşı bayrak açtı. Malatyalı Tarık Şenel’in kurduğu ve ‘etsiz çiğ köfte’ olarak satışa sunduğu markası Bulgur King, Amerikalı fast food zinciri Burger King’i kızdırdı. Tescil başvurusu yaptıktan bir yıl sonra ‘Bulgur King’in farkına varan Burger King ise Şenel’e, “Bu markayı kullanmayın” ihtarı gönderdi. Uyarı mektuplarını ‘ciddiye’ almayan Şenel ise “Haklıyım çünkü biri bulgur, biri hamburger. İki marka arasında hiçbir ilgi yok. Onlar hamburgerin kralı ise ben de bulgurun kralıyım” diyor.
KOMAGENE’DEN AYRILDI
Tarık Şenel, aslında etsiz çiğ köfte zinciri Komagene’nin eski ortağı. 2005 yılının mayıs ayında Adıyaman mutfağının ‘en bilindik lezzetlerinden’ biri olan bulgurdan yapılan çiğ köfteyi satışa sunan Şenel, yola çıktıktan sonra 7 ay sonra ortağıyla anlaşmazlığa düşünce, bu kez Bulgur King markasıyla kendi yolunu çizmeye karar veriyor. 2006’da Şişli’de ilk Bulgur King zincirini açan Şenel, bugün Tarabya, Kurtuluş, Çağlayan ve Kırklareli’nde faaliyet gösteriyor. 2007’de 150 bin YTL ciro yapan Şenel’in 2008 hedefi, 30 bayii ve 250 bin YTL ciro. Üç ay önce Burger King avukatlarından uyarı mektupları aldığını anlatan Şenel, “Tescilimi yapmış, patentimi almışım. Haliyle şoke oldum. Çiğ köfte ile hamburger bambaşka ürünler. Nasıl King diye beyaz eşya markası oluyorsa Bulgur King de olmalı” diye konuşuyor.
Burger King: Ünümüzden yararlanılıyor
BURGER King yetkilileri ise ‘Bulgur King’ markasının kullanımı ile ilgili olarak, “Bu tip bir isimlendirmenin, Burger King markasının bilinirliği ile oluşan çağrışımdan ve markanın gücünden faydalanmak için yapıldığını düşünüyoruz ve doğru bulmuyoruz” değerlendirmesini yaptı. Burger King yetkililerinin açıklaması şöyle: “Bulgur King markası için marka tescil başvurusu yapıldığını ancak markanın tescil edilmediğini biliyoruz. Biz de marka tescil başvurusuna hukuki itirazları yaptık, sonucu bekliyoruz. Sektörün dünyadaki en büyük oyuncularından biri olarak yerel girişimlerin sektörün büyümesinde önemli olduğunu düşünüyoruz. Ancak, kendini kanıtlamış mevcut bir markanın gücünden bu gibi yollarla faydalanmak yerine, yeni firmaların marka imajlarının tüketicilerine sundukları fark ile kendileri tarafından oluşturulmasının doğru ve etik olduğuna inanıyoruz.”