Gündem
  • 10.11.2009 12:46

"10 KASIM 1938, BİR SÜRECİN SONU DEĞİLDİR"

MÜGE TUTCALI/ANKARA

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk'ün vefatının 71. yıldönümünde Atatürk'ün ilke ve idealleriyle örtüşen, onun beklenti ve arzularıyla paralellik arz eden, yaşamında gerçekleştirdiği reformlara, yenilerini ekleyen 'milli birlik ve kardeşlik sürecini' başlatıyor olmanın ayrı bir anlam taşıdığını vurgulayarak, "10 Kasım 1938 bir sürecin, bir dönemin sona ermesi değildir. 11 Kasım 1938'de bu ülke ve bu millet devraldığı mirası aynı hassasiyetle ve kararlılıkla daha ileriyle taşıma gayretinde olmuştur" dedi.

Başbakan Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Atatürk'ün ebediyete intikalinin 71. yıldönümü nedeniyle düzenlenen 'Anma Toplantısı'nda konuştu. Konuşmasında demokratik açılıma da değinen Erdoğan, milli mücadelenin herhangi bir sınıf, mezhep, meşrep, bölge ve grup yararına değil, bütün bir millet yararına yapıldığı için, aziz milletin bu mücadelede bir bütün olarak yer aldığını belirtti.

"Bu topraklara ve bu medeniyete ait her türlü grup, İstiklal Savaşımızı yürüten bayrak ve
sancak altında toplanmış, bir ve bütün olarak kurtuluş mücadelemizi vermiştir" diyen Erdoğan, cumhuriyetin de yine birleştirici ve bütünleştirici bir ruhla, aynı bayrak altında hayat bulduğunu vurguladı. Başbakan Erdoğan, Türkiye'ye hak ettiği istikbali sağlayacak olan gücün, İstiklal mücadelesi ruhu ve bu ruhun ortaya koyduğu birlik ve bütünlük mefkuresi olduğunu belirterek, "Vefatının 71. yıldönümünde Gazi'nin bu idealinin ve bu idealinin başarılmasındaki sır inanıyorum ki o birleştirici rolünün bir kez daha hatırlanmasında bizler için çok çok önemli. Atatürk'ün en önemli başarılarından biri her türlü farklılığı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı paydasında birleştirmesi ve ülkenin onurlu, saygın, asli bir unsuru haline getirmesidir. Şunu asla unutmayalım, Atatürk milli mücadeleyi özellikle başlatırken, milli birliği sağlamayı ve milli iradeyi tesis etmeyi en önemli öncelik olarak görmüştür. Nitekim Atatürk, Anadolu'ya çıktığı ilk günden itibaren faaliyetlerini milleti birleştirmek ve milli birliği tesis etmek çizgisi üzerinde yürütmüştür" diye konuştu.

Milli mücadelenin salt bir savunma mücadelesini ateşlemediğini, aynı zamanda millet olma, milli bütünlüğü tesis etme anlayışını geliştirdiğini belirten Erdoğan, Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas kongreleri, Ankara'da bir Meclis'in açılması gibi faaliyetlerin öncelikle milleti toparlamak, bir araya getirmek, milli iradeye dayalı bir hareket oluşturmak amacına yönelik olduğunu söyledi. TBMM'nin 23 Nisan 1920'de açılışı esnasında Ulus'ta eski meclis binası önünde toplanan kalabalığı gösteren fotoğrafın tek başına Cumhuriyet'in ve Türkiye'nin özeti olduğunu ve ruhunu yansıttığını kaydeden Erdoğan, 1920'den bugüne teşekkül etmiş tüm dönemlere de bu özet ve bu ruhun yansıdığını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birlikte kurduğumuz, birlikte yaşattığımız bu cumhuriyeti, yine birlikte bir ve beraber yüceltmek noktasında bugün her zamankinden çok daha kararlı olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Yakın tarihimizde ülkenin birliğine ve bütünlüğüne yönelmiş tehditler, bizim bu topraklar üzerinde binlerce yıl boyunca oluşmuş kardeşliğimizi zedeleyememiştir, bundan sonra da asla zedeleyemeyecektir. Bilinmelidir ki, cumhuriyet ideallerimizi, birlik ruhumuza, kardeşliğimize yönelik her türlü saldırı bu milletin arasında bugüne kadar asla sığınak bulamamıştır, bundan sonra da bulamayacaktır. Atatürk'ün en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti vasfıyla kendi coğrafyasında ve dünyada barış, huzur ve istikrar sembolü olarak yoluna devam edecektir. Türkiye, siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda yürüttüğü atılımlarını hızla tamamlamak suretiyle demokratik standartlarını yükselterek, modern ve çağdaş dünyanın en saygın ülkelerinden biri olma konumunu daha ileri noktalara taşıyacaktır. Hedefimiz 2023. Milletçe en büyük arzumuz ve hedefimiz budur. Bu hedeflerimize de mutlaka ulaşacağımıza inanıyorum. Atatürk'ün vefatının 71. yıldönümünde Atatürk'ün ilke ve idealleriyle örtüşen, onun beklenti ve arzularıyla paralellik arz eden, yaşamında gerçekleştirdiği reformlara, yenilerini ekleyen 'milli birlik ve kardeşlik sürecini' başlatıyor olmanın da ayrı bir anlam taşıdığını vurgulamak istiyorum.

10 Kasım 1938 bir sürecin, bir dönemin sona ermesi değildir. 11 Kasım 1938'de bu ülke ve bu millet devraldığı mirası aynı hassasiyetle ve kararlılıkla daha ileriyle taşıma gayretinde olmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır' sözleri bugün attığımız adımlara ruh ve heyecan katan sözlerdir.

Türkiye Cumhuriyeti'ni barış içinde, kardeşlik içinde, birlik ve beraberlik içinde yüceltmeye devam edeceğiz. Cumhuriyetimizi demokratik standartlarını yükseltmiş, ekonomisin çok daha güçlendirmiş, dış politikada güçlü, ağırlıklı, etkin bir ülke olarak geleceğe taşımaya devam edeceğiz. Yapay veya kronik tüm sorunları arkada bırakacak, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir ülke emanet edeceğiz. Gazi Mustafa Kemal'in diğer gazilerimiz ve şehitlerimizin hatırasına gölge düşünmeden, onlardan aldığımız kutsal emaneti yücelterek kararlılıkla yolumuzda ilerleyeceğiz."

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 14:07

İLGİLİ HABERLER