Gündem
  • 30.8.2007 08:26

11. CUMHURBAŞKANI'NI BEKLEYEN SINAV

AKP Kayseri Milletvekili Abdullah Gül, Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü'ndeki görevine başlamış bulunuyor. Cumhurbaşkanı seçilmesiyle sonuçlanan süreç demokratik sistem içinde ve Anayasa'da yazılı kurallara uygun bir şekilde cereyan etmiştir. Kendisini kutluyor, yolunun açık olmasını diliyoruz.
Selefi Ahmet Necdet Sezer, Çankaya Köşkü'ne TBMM'deki 5 partinin ortak adayı olarak büyük bir mutabakatla çıkmıştı. Keza, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in seçimi, DYP-SHP koalisyonu döneminde sağ ile sol arasındaki tarihsel bir uzlaşının ifadesiydi.
Abdullah Gül ise yalnızca AKP grubunun oylarını alarak seçildi. Bu haliyle, Turgut Özal'ın seçimiyle önemli bir benzerlik söz konusu. Gül'ün cumhurbaşkanı olarak tarafsızlığını ne ölçüde koruyacağı, partisi ile arasına mesafe koyup koyamayacağına bağlıdır. Tarafsızlık, bu kadar kuvvetli bir siyasi şahsiyet için kolay değildir.
Ayrıca, partili kimliği, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu dengeleme ve denetleme mekanizmalarının işleyişini sekteye uğratabilir.
* * *
Gül'ü Köşk'e taşıyan sürecin meşruiyeti açısından bir pürüz bulunmamakla birlikte, toplumun özellikle büyük şehir merkezlerinde yaşayan, kadınlar ağırlıklı olmak üzere önemli bir kesiminin, bu gelişmeye mesafeyle yaklaştığı, tereddütler taşıdığı bir sır değildir.
Bu tereddütlerin gerisinde, Milli Görüş'ün rahle-i tedrisinden geçmiş, AKP'nin kuruluşu öncesinde uzun yıllar Siyasal İslam ideolojisine itibar etmiş bir politikacının Çankaya'ya çıkmış olması geliyor.
Ayrıca, 4.5 yıllık iktidarı döneminde AKP'nin Türk toplumunda laiklik konusundaki tedirginlikleri ortadan kaldırmakta büyük bir başarı sağladığı söylenemez. Türkiye'nin değerli araştırmacılarından Tarhan Erdem'in yaptığı son saha çalışması, toplumda irticanın AKP döneminde mutlak bir şekilde arttığını düşünenlerin oranını yüzde 21.1 olarak veriyor. İrticanın bazı durumlarda arttığını düşünenlerin oranı ise yüzde 14.3'e çıkıyor.
Buradaki yüzde 35.4'lük toplam azımsanacak bir eşik değildir.
Aslında son dönemdeki pek çok araştırma, Cumhuriyet'in temel nitelikleriyle ilgili konularda, laikliğin yorumunda ve yaşam tarzı tercihlerine dönük algılamalarda Türk toplumunun bir ayrışmaya doğru gittiğini gösteriyor.
Bir toplumun kendi içinde ayrışmaya gitmesi, o ülkenin geleceği açısından iyi bir haber değildir.
* * *
Cumhurbaşkanı Gül'ün karşısındaki en yaşamsal mesele bu başlıkta ortaya çıkıyor.
Gül'ün rahat bir cumhurbaşkanlığı yapabilmesi ve başarılı olabilmesi için öncelikle dayandığı konsensüs zeminini genişletmesi, çeşitlendirmesi gerekiyor.
Bunun yolu, kendisine dönük soru işaretlerini gidermesinden geçiyor. Buradaki tereddütlerin dağıtılması, aynı zamanda toplumda beliren ayrışmanın kontrol altına alınmasına, yumuşatılmasına yardımcı olacaktır.
Bu hedefe ulaşmak için yapmak isteyebileceği açılımlar Gül'ü kritik yol ayrımlarına getirebilir. Çünkü Gül, kendisini destekleyen muhafazakâr kesimler ve muhtelif cemaatlerin beklentileri ile yeni dönemde güvenlerini kazanmak isteyeceği gruplar arasında sıkışabilir.
11. Cumhurbaşkanı'nın atacağı adımları iyi niyetle izleyip kendisini bu adımlara göre değerlendirmek en isabetli yol olarak gözüküyor.


 milliyet

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 16:37

İLGİLİ HABERLER