Medya
  • 1.1.2003 13:43

2003'E "KIRMIZI DON" GİYEREK GİRMEK İSTEYEN YAZAR KİM?

Cüneyt Ülsever yeni yılın ilk gününde eshrili bir lyazıya imza attı. İşte Kırmızı don hikayesi Cüneyt ÜLSEVER-HÜRRİYET Noel Baba bize geldi! YENİ yıla yeni girmiştik galiba. Saat 00.03 mü, 01.03 mü, 02.03 mü, 03.03 mü, tam hatırlamıyorum ama dakikalardan eminim; sızdığım koltukta biri beni dürttü. - Ho ho, ho ho, diye bağırdı. Hindinin budu ile rakının dibini gördüğüm için, belli ki, hanım beni yatağa götürememişti. Evde ben hariç herkes yatmıştı. O halde beni dürten ve bana seslenen yabancı biri idi. Kırmızılar içinde bir dede, yok baba! Noel Baba! - Dile benden ne dilersen! * * * Birden kaykıldığım koltukta doğruldum. Bizim evde ádettir. Her yıl başında tüm hane halkına kırmızı don alınır. Yılbaşı gecesi kırmızı don giyersek o yıl bereketli olur. Bir de saat 12.00'de yere nar çalarız. Patlayan nardan fırlayan nar taneleri de bereket anlamına gelir. Bu yıl hanım tüm doncuları dolaştı ve acı haberi bana getirdi. - Her yeri dolandım, ama senin mabadına uygun kırmızı don bulamadım. Bu acı gerçek benim 2003'ü bereketsiz geçireceğim anlamına geliyordu. Onun için yılbaşı gecesi çok mutsuz oldum ve hırsımı hindinin budundan aldım. Ancak, şimdi kısmet ayağıma gelmişti. Baba'nın vücut ölçülerini gözlerimle kabaca ölçtüm. Gözüm kesti! En son kırmızı pantolona takıldım. Baba'ya sordum: - Altındaki de kırmızı mı? - Hı! Hı! Noel Baba durumu hemen kavradı: - Ben de çok zor buldum. Gezegen gezegen dolaştım. Hayırsever adam şöyle bir sakalını sıvazladı, önce pantolunu, sonra iç mintanını sıyırdı, bana attı. Anında giydim. ‘‘Bak pekálá bana uygunu da varmış, hanım doğru dürüst aramamış’’ diye içimden geçirdim. * * * Çok sevinmiştim. Bu yıla da kırmızı donla girecektim. Ancak, ben de insanım! Hazır Noel Baba'yı yakalamışken, dayanamadım, sordum. - Bir dilek daha tutabilir miyim? Baba şaşırmıştı, ama belli ki yorgundu. Çöktüğü koltukta, vakit kazanmak için de olsa, o da sordu: - Başka dileğin de mi var? - Beni Hürriyet Gazetesi'ne genel yayın yönetmeni yap! Baba'nın ağzından anında, binek hayvanlarını durdurmak için sarf edilen o üç harfli söz fırladı. Sonra toparlandı: - Aşar, bu senin boyunu aşar, dedi. Ben ‘‘isteyenin bir yüzü’’ formülü ile hemen başka bir talep patlattım. - O halde beni milletvekili yap! - Aşar, bu da benim boyumu aşar. Devam etti: - Sen babaları karıştırıyorsun, o işe Süleyman bakar. Yine şişmiştim, öbür baba ölür, beni milletvekili yapmazdı. İçimden ‘‘bari çıtayı düşüreyim’’ dedim. Aklıma komşu kızı geldi. Hani şu önce kocaya, sonra da kocadan tekrar baba evine kaçan komşu kızı! Baba bu, meramımı anında anladı. Parmaklarını oynatmasıyla komşu kızı anında odada bitti. Ancak, kız gitti Noel Baba'nın kucağına oturdu. Belli ki, bu sefer kız Noel Baba'ya kaçacak! - Baba bu ne iştir, diye sual edecek oldum. - Oğlum sizin gibi her türlü mededi Baba'dan umanlar, malın hasını Baba'nın yiyeceğini de kabul etmek zorundalar, deyiverdi. Çaresiz 2003'te ben yine kırmızı donumdan medet umacağım! süporpoligon Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:02

İLGİLİ HABERLER