Gündem
  • 1.3.2019 00:00

28 Şubat'ın rezil manşetleri

Medya 28 Şubat’ta darbeye bizzat iştirak etti

28 Şubat postmodern darbe Türkiye'nin tarihinde kara bir leke olarak kalmıştır. Merhum Necmettin Erbakan'ın başbakan olduğu 28 Şubat 1997 yılı döneminde Milli Güvenlik Kurulu, skandal kararlar alarak Türkiye'nin seçilmiş hükümetine el çektirdi.

Medya+28+%C5%9Eubat%E2%80%99ta+darbeye+bizzat+i%C5%9Ftirak+etti

Ordu ve bürokrasi merkezli yürütülen postmodern darbe, vatandaşları da hedef alarak Türkiye'deki sivil hayata da müdahale etme sürecini başlattı. Başörtülü kızların eğitim haklarının ellerinden alınmasıyla, skandal kararların uygulandığı Türkiye'de yaşayan vatandaşların huzuruna kastedilmişti. Seçilmiş hükümete el çektirilmesi, ordu, bürokrasi ve sivil hayata müdahale, vatandaşların temel hak ve hürriyetlerden mahrum bırakıldığı, insanlık suçlarının işlendiği 28 Şubat 1997 yılı postmodern darbeye, dönemin medyası tarafından işte bu manşetlerle destek verilmişti.

28 Şubat postmodern darbesinin üzerinden 22 yıl geçti. Türkiye tarihinde kara bir leke olan bu süreçte gazeteler de bu süreçte etkin şekilde kullanılmış adeta olacaklar için zemin hazırlamıştı.

Ama 28 Şubat’ta medya, sadece toplumu hazırlamakla kalmamış, darbeye de bizzat iştirak etmiştir. Daha doğrusu, 28 Şubat darbesinin silahı medyadır.

Nitekim... 

28 Haziran 1996 tarihinde kurulan Refahyol Hükümeti daha icraata başlamadan, Hürriyet’in “70 yıllık imajımız güme gidiyor” şeklindeki “savaş” startından itibaren (14 Ağustos 1996) manşetleri takip ettiğinizde, generallerle paslaşarak ülkeyi nasıl; adım adım darbeye götürdüklerini açıkça görürsünüz." dedi.

28 ŞUBAT SÜRECİ 

28 Şubat süreci, Necmettin Erbakan'ın başbakan, Tansu Çiller'in dışişleri bakanı olduğu 28 Şubat 1997'de olağanüstü toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı başlatıldığı iddia edilen, ordu ve bürokrasi merkezli postmodern darbeye giden süreçti.

Türkiye siyasi tarihine geçen kararlar ve bu kararların uygulanması sırasında Türkiye'de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda yaşanan değişimlere neden olan bir süreçte yaşananlar, post-modern darbe olarak da adlandırılmıştır.

Türkiye siyasi tarihine geçen kararlar ve bu kararların uygulanması sırasında Türkiye'de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda yaşanan değişimlere neden olan bir süreçte yaşananlar, post-modern darbe olarak da adlandırılmıştır.

NASIL VE KİME KARŞI? 

Bu dönem, başta muhafazakar kesime karşı başörtüsü yasağı gibi ayrımcı uygulamalara ve insan hakları ihlallerine sahne olmuş, başörtülü öğrenciler okullardan atılmış, ikna odaları kurulup başlarını açmaları için zorlanmış ve çok sayıda kamu personeli işinden atılmıştır.

"İrticayla mücadele eylem planı" ile anılan bu süreçte verilen kararların ve yaptırımların uygulanıp uygulanmadığı denetlemek için Çevik Bir öncülüğünde Batı Çalışma Grubu kurulmuştu.

28 ŞUBAT'TA ALINAN KARARLAR 

28 Şubat'ta yapılan MGK toplantısı 9 saat sürdü. MGK laikliğin Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğunu vurguladı. 28 Şubat 1997'deki MGK kararları hükümete bildirildi. Kararda, "laiklik için yasalar uygulanmalı, tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB'e devredilmeli, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları denetlenmeli, Tevhidi Tedrisat uygulanmalı, tarikatlar kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı, kıyafet kanununa riayet edilmeli, kurban derileri derneklere verilmemeli, Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı" deniyordu.

Konuyu gündeme taşıyan Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak,

" Darbecilere “rampa” görevi yapan medya, FETÖ ve siyasi kanadın amaçlarına ulaşmasının tek yolu iktidarın düşmesinden geçiyordu.

Fetullah Gülen, “Beceremediniz gidin” diyor, Mesut Yılmaz “Alternatif hazır” manşetiyle görev beklediğini ilan ediyordu.

MECLİS'TE KAVAKÇI'YA AĞIR SÖZLER 

Fazilet Partisi 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan seçimlerde 111 milletvekili çıkarmış ve meclisteki yerini almış, İstanbul'dan milletvekili seçilen Merve Kavakçı, 28 Şubat sürecinin ve başörtüsü yasağının devam ettiği o günlerde başörtüsü nedeniyle daha seçildiği ilk günden itibaren Türkiye kamuoyunda yer bulmuştu. Dönemin meclisin en yaşlı üyesi TBMM geçici başkanı Ali Rıza Septioğlu ise Atatürk'ün Şapka İnkılâbı'nı işaret ederek ve Kavakçı'nın başörtüsüyle meclise genel kuruluna giremeyeceğini ve yemin edemeyeceğini söylemiştir.

Güncellenme Tarihi : 1.3.2019 00:15

İLGİLİ HABERLER