
33 SİLAHSIZ ERİN ŞEHİT EDİLMESİNİ ANLATTI!..
Sakık, ‘Şemdin Sakık’tan Mektuplar’ adlı kitapta olayı anlattı. ‘Eylem, Apo’nun talimatıyla yapıldı’ diyen Sakık, şunları söyledi: ‘Apo, önce eylemi gerçekleştirenleri kutladı, rütbelerini yükseltti. Sonra dünya kamuoyunda tepki çekince, ‘Şemdin’in işi’ diye üstüme yıktı.’
ACEMİ eğitimlerini tamamlayıp, asıl birliklerine dağıtım için otobüsle gönderilen 90 silahsız erin yolunu keserek indiren ve bunlardan 33’ünü şehit eden PKK’nın eski önde gelen ismi Şemdin Sakık, bu olayı ilk kez anlattı. Yakında ATO Başkanı Sinan Aygün’ün önsözüyle Tuncer Günay imzasıyla Adise Yayınları’ndan ‘Şemdin Sakık’tan Mektuplar’ adıyla çıkacak kitapta yer alacak ‘33 Askerin Öldürülmesi Olayı’ başlıklı mektubu Hürriyet elde etti. Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklu bulunan Sakık’ın mektubu özetle şöyle:
ATEŞKES VARDI
1993 baharında PKK tek taraflı ateşkes ilan etmişti. Bu ateşkese herkes gibi ben de uyuyordum. 1993 Mayısının ilk haftasında örgüt şefi (Apo) Lübnan’da telsizden Türkiye’deki militanlara misilleme eylemi emri verdi. Kaydettiğimiz Apo’nun bu telsiz konuşmalarının kayıtları kağıda döküldü, çoğaltıldı ve tüm militan gruplara dağıtıldı. Bu konuşma metinleri hem devlette, hem de örgüt arşivlerinde dolu dolu. Bu ateşkesi ben bozmadım ama ne yazık ki bu yalan üstümde kaldı. Bu talimat değişik araçlarla militanlara ulaştıktan sonra, harekete geçen örgüt elemanları irili-ufaklı eylemler yapmaya başladılar. Çoğunlukla yollar tutuluyor, taciz atışları yapılıyor, mayın döşeniyordu.
200 MİLİTAN
Bu dönemde Bingöl kırsalında iki yüz civarında militan vardı. Bunlar iki ayrı ana grup ve bu gruplara bağlı küçük birimler halinde hareket ediyorlardı. Ana gruplardan biri Karlıova, diğeri Yayladere-Adaklı’da idiler. Bingöl’e giden militanları Diyarbakır’dan ben gönderdim. Her bir bölge sorumlusu aynı yetkiye sahipti ve hepimiz Apo’dan talimat alıyorduk.
YOL KESİLİYOR
Örgüt şefinin talimatına bağlı olarak, 24 Mayıs 1993’te Bingöl-Elazığ karayolunun Çevrim Pınar mıntıkasında, 50-60 kişilik bir grupça yol kesimi yapılıyor. Bu eylem planlanırken, buradan askerlerin geleceği bilgisi yok. Her zamanki gibi propaganda yapmayı, para toplamayı, aradıkları bazı insanları kaçırmayı ve yardıma gelecek güvenlik güçlerini pusuya düşürüp vurmayı düşünüyorlar.
3 OTOBÜS ASKER
O işlek yol kesiliyor, gelen her araba durdurulup indirilenler bir tarafa çekilip onlara propaganda yapılıyor. Kimisinden de para toplanıyor. Bu sırada peş peşe gelen 3 otobüs durduruluyor. Her üç otobüs de tıklım tıklım asker doludur.
YARDIM GELİNCE
Bu tartışma henüz sonuçlanmadan Bingöl’den haber alan askeri bir birlik panzerlerle olay yerine girerken militanların kurduğu pusudan ateş açılıyor. Bu çatışmayla birlikte otobüslerden ayrılan askerlerin üzerine ateş ediliyor. Olayda 33 asker ölüyor, 60 civarında asker ise serbest bırakılıyor. Militanlardan ise iki kişi vuruluyor.
ŞAM’A MÜJDE
Olay sonrası eylemci gruba yönelik yoğun operasyon başladığı için uzun bir süre telsiz bağlantısı kurma imkanı bulamadım. Bir ay sonra telsiz bağlantısı kurdum ve olay hakkında bilgilendim. Ancak, onlar bir köye inip Şam’a telefon açmış ve örgüt şefini bilgilendirmişlerdi. Olayın hemen ardından, örgüt şefi çıktığı BBC radyosunda eylemi savunan bir açıklama yaptı, eylemin sorumluluğunu üstlendi. Olayın nefsi müdafaa ve misilleme eylemi olduğunu, benzer olayların yaşanmaması için operasyonların durdurulması gerektiğini söyledi.
KATİLLERE ÖDÜL
İlk fırsatta o grubu kutladı ve sözde rütbelerini yükselterek onları ödüllendirdi. Türkiye ve dünya kamuoyundan bu eyleme karşı sert tepkiler yükselince; bu kez 180 derecelik dönüş yaptı. Çünkü Şemdin’in tasfiye edilmesinin zamanı gelmişti. Apo, söz konusu açıklamayı yapmamış, bütün dünya onu duymamış gibi davrandı. Olayı kınamaya, olayın örgüt içi çetelerce yapıldığını savundu. İsim vererek olay mahallinden uzaktaki şahsımı tepkilerin hedefi yaptı.
HEPSİNİ ÖLDÜRSEYDİNİZ
‘Neden 90 askeri öldürmediniz’ diye hesap sordu.
33 silahsız askeri illerine göre seçip, öldürmüşler
BU askerlerin üzerinde asker kıyafetleri var ama bir tek silah yok. Bunlar Malatya’da iki aylık acemi eğitimlerini bitirmiş, asıl görev alanları Erzurum ve Muş’a sevk edilen askerler. Bunları indirip yoldan uzaklaştırıyorlar, götürdükleri yerde memleketlerini baz alarak bir kısmını seçiyorlar. Bunlara ne yapacaklarini tartışmaya başlıyorlar. Kimisi esir almayı, kimisi serbest bırakmayı, kimisi de vurmayı öneriyor. Olay esnasında Kulp İlçesi’nin arkasına düşen dağdaydım. Haberi önce TRT’den ve daha sonra BBC radyosundan duydum. Hatta ‘33 silahsız askerimizi vurdular’ diye haber geçince, ‘silahsız asker ne arar çatışmanın bu kadar yoğun olduğu bir ortamda’ diye habere tepki göstermiştim. Hiç kimse, Zeynel kod adlı militanın 90 asker içinden illerine göre bazı eratları seçip kurşuna dizmesinin nedenleri üzerinde durmadı. Olaya katılıp yakalanan ‘itirafçı militanlar’ bile benim bu olaydan haberimin olmadığını, ben yakalanmadan söylemişlerdi. Eylem planı yapmadığımı, talimat vermediğimi bile söylemişlerdi. Bütün bunlara rağmen suçlandım.
Saygıyla eğiliyorum
Katliam Hürriyet’e böyle yansımıştı. Şemdin Sakık şimdi şunları söylüyor: ‘O dönemin şartlanmış kafasıyla, üzüldüm desem yalan olur. Ama şimdi, ölen her askerin anısı önünde saygıyla eğiliyorum.’
/Süleyman DEMİRKAN - Hürriyet
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:14