
6 soruda Dürziler kimdir, inançları nasıldır ve İsrail ile ilişkileri nedir?
Dürziler Suriye, Lübnan, Ürdün, İsrail ve Golan Tepeleri'nde yaşıyorlar. Ortadoğu'daki toplam nüfuslarının ise 1.2 milyon olduğu aktarılıyor.
Suriye'de Beşar Esed'in devrilmesinin ardından ülkedeki dini azınlık grupları ve dış ülkelerle olan ilişkileri bir kez daha gündeme geldi.
Bu grupların başında, Suriye'nin güneyinde yaşayan Dürziler geliyor. Küçük çaplı protesto ve çatışmalar dışında devrim sürecinin dışında kalan Dürziler, son dönemde İsrail ile olan ilişkileriyle anılıyor. Dürzilerin bir kısmı yeni Suriye yönetiminden yana tavır alırken, bir kısmı ise İsrail ile olan ilişkilere ağırlık vermiş durumda.
Özellikle son dönemde İsrail, "Suriye'deki Dürzileri koruma" adı altında bölgeye yönelik saldırılar düzenliyor ve Suriye'deki yeni yönetimi tehdit ediyor.
Dürziler kimdir?
Dürziler Arap etnik kökeninden gelen bir tür batıni inanç grubu olarak kabul ediliyor. Dürzilerin büyük kısmı Arap olarak tanımlanıyor ve Arapça konuşuyor. Bu açıdan Dürziler etnik ve dini bir azınlık olarak görülüyor.
Dürziler yaşadıkları bölgelerde diğer etnik ve dini topluluklardan büyük ölçüde ayrışıyorlar. Dürziler içerisinde inanç değişikliği ve diğer inançlardan evlilikler kabul edilmiyor ve bu tarz kişiler topluluktan dışlanıyor.
Dürziler nerede yaşıyor?
Dürziler Suriye, Lübnan, Ürdün, İsrail ve Golan Tepeleri'nde yaşıyorlar. Ortadoğu'daki toplam nüfuslarının ise 1.2 milyon olduğu aktarılıyor. Diasporada ise yaklaşık 200 bin Dürzi yaşıyor.
Bugün İsrail işgali altındaki Suriye'nin Golan Tepeleri'nde yaklaşık 20 bin Dürzi yaşıyor. Bunların çoğu kendilerini Suriyeli olarak tanımlıyor ve 1967'de İsrail'in bölgeyi işgalinden bu yana İsrail vatandaşlığı teklifini reddediyorlar. Bu kişilere İsrail'de oturma izni verilmiş olsa da İsrail vatandaşı olarak kabul edilmiyorlar.
İsrail'de vatandaş olan yaklaşık 150 bin Dürzi var. İsrail'in Hayfa bölgesi ve Kuzey bölgesinde yaşayan bu Dürziler büyük ölçüde İsrail kimliği ile özdeşleşmiş durumdalar ve İsrail ordusunda zorunlu askerlik yapıyorlar. Kendileriyle Yahudiler arasında bir tür "kan ahdi" olduğunu ifade ediyorlar. Bu kapsamda birçok Dürzi, geçmişten bugüne İsrail ordusu için savaştı.
Lübnan ve Suriye'de ise yaklaşık bir milyon Dürzi yaşıyor. Dürziler çoğunlukla Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta, ayrıca Cebel Lübnan ve Vadi et Teym çevresinde yaşıyorlar. Suriye'de ise güneydeki Suveyda ile çevresinde ve başkent Şam'ın Ceramana gibi bazı mahallelerinde Dürziler bulunuyor.
Dürzilik inancı nasıl ortaya çıktı?
Dürzilik inancının temeli 11. yüzyıla dayanıyor. Dürzilik, İsmaili Şii inancından ortaya çıkmış bir inanç.
Dürziler ilk olarak 1017-1018 yıllarında, Fatımilerin kontrolü altındaki Mısır'da, farklı inanç ve felsefelerin bir birleşimi olarak ortaya çıktılar. Fatımilerin altıncı halifesi olan Hakim Biemrillah'ın dönemindeki inanç yaklaşımları ve felsefi tavırlar, ayrıca Hakim'in toplumdaki batıni inançlara alan açması, Dürzilerin oluşumuna zemin hazırladı.
Bu dönemde İran asıllı Hamza bin Ali bin Ahmed ve Muhammed bin İsmail el Derezi gibi İsmaili davetçiler eliyle yayılan inançlar paralelinde bu inancın ilk müntesipleri teşkilatlandılar. Bu inancın başına Hamza bin Ali getirildi. Hamza bu süreçte "İslami ibadetlere gerek kalmadığı, insanların gerçek ilahi bilgileri kendilerinden öğrenmesi gerektiği" gibi savlar ileri sürdü. Hamza özellikle Fatımi halifesi Hakim Biemrillah'ın yoğun desteğini aldı.
Dürzilik inancı, ismini Muhammed bin İsmail el Derezi'den alıyor olsa da, Derezi daha sonra Dürziler tarafından "mürted" sayılarak dışlandı, ancak onun çalışmaları bu inanca temellik etti. Dürziler zamanla İsmaililerin inanç esaslarını reddedip kendi düşüncelerini merkeze aldılar.
Zaman içerisinde Mısır'da siyasi değişimler paralelinde etkinliğini yitiren Dürzi daveti Biladu'ş Şam bölgesinde etkinlik kazandı. Bugünkü Lübnan ve Suriye gibi bölgelerde çeşitli Dürzi toplulukları oluştu.
Dürziler neye inanıyor?
Batıni/ezoterik yapısı sebebiyle Dürzi inancının ayrıntılarının tespit edilmesi, tıpkı Nusayrilik inancı gibi, oldukça zor olarak görülüyor. Zira Dürzi inancında açığa vurulan bazı inanışlar olduğu gibi gizli olan birçok inanış da mevcut. Gizliliğin korunması içi takiyyeye de önem veriliyor.
Dürzilik inancına dair detayların ortaya çıkmasını sağlayan gelişmelerden biri de Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın 1831-1838 yılları arasındaki Suriye seferi oldu. İbrahim Paşa, Vadi et Teym'de Dürzileri mağlup edince Mısır askerleri Dürzi ibadethanelerine girdi ve kitaplarına el koydu. Bu kitaplar zamanla dünya kütüphanelerine yayıldı.
Dürziliğin İslam ve İslam'ın sapkın yorumları, Hıristiyanlık, Yahudilik, Hinduizm ve diğer eski felsefeler de dahil olmak üzere diğer dinlerin unsurlarını içeriyor. Dürzilikte reenkarnasyon gibi inançlar yer alıyor İslam, Hristiyanlık ve Yahudilikteki şahsiyetler de tanınıyor. Örneğin, inancın kurucularından Hamza bin Ali'nin Hz. Adem devrinden bu yana farklı şekillerde zuhur ettiğine inanılıyor ki bunlardan biri de Selman-ı Farısi. Hamza ayrıca "Allah'a giden yol, Allah'ın arşını taşıyan meleklerin yaratıcısı ve Allah ile insan arasındaki aracı" kabul ediliyor.
Reenkarnasyon inanışı doğrultusunda, Dürzilere göre ölümden sonra ruh başka bir bedende dünyaya gelir. Tüm ruhlar aynı anda yaratılmıştı ve o zamandan beri toplam ruh sayısının ne artmış ne de azalmıştır. Bir ruh, farklı bedenlerde tecrübe ettiği birçok yaşam boyunca farklı imtihanlardan geçer. Her ruh, saflığa ulaşana kadar yukarı doğru ilerleme fırsatına sahiptir. Reenkarnasyonlar yoluyla ruh, sonunda "külli akıl" ile, yani "kozmik unsur" ile birleşebilir. Bu ifade, Allah'tan çıkan nurani bir vasıtayı ifade eder. Bu, yaratıcı ile yaratılmışlar arasında bir köprüdür. Dürzilere göre külli akıl Hamza bin Ali'dir.
Dürzilere göre cennet ve cehennem kavramı ruhani niteliktedir. Onlara göre cennet, ruhun yaratıcısıyla birleşip karşılaştığında ulaştığı nihai mutluluktur, cehennem ise O'nun görkemli varlığından sonsuza dek mahrum kalmaktır.
Hakim Biemrillah'ın kaybolduğu ve yeniden ortaya çıkacağı inancı da Dürzi inanışının bir parçasıdor. Yine Dürzi imamları hatasız kabul ediliyor ve bu imamlara ilahi bir nitelik yükleniyor.
Dürziler ayrıca ilahi metinlere batıni bir anlam yükleyerek, bunların görünür anlamlarının dışında gizli anlamları olduğunu ve bunları yalnızca kendi imamlarının bildiğini ifade ediyor.
Dürzilerin kurucu lider kabul ettiği Hamza bin Ali, Hz. Adem'den Hz. Muhammed'e kadar tüm peygamberlere karşı bir tavır sergiliyor. Ona göre bu peygamberler gerçek inancı bozmuş ve insanları yanlış bir ilaha davet etmiştir. Ancak günümüzdeki Dürziler ise bu peygamberler hakkında daha yumuşak bir tavır sergilemekte ve onların peygamberliklerini kısıtlı önemde de olsa kabul etmektedir.
Dürzilerin bölgedeki rolü ne?
Dürziler Ortadoğu'da geçmişten bugüne farklı pozisyonlarda bulundu ve farklı duruşlar sergiledi. Bu durumda, gerçekten Dürzi inancına bağlı olan kesimler ve kültürel olarak bu inançtan gelenler arasındaki fark da belirleyici oldu.
Abbasi sarayında da görevler alan Dürziler Osmanlı Devleti devrinde de önemli pozisyonlar elde etti. Bunlardan biri de kuşkusuz Emir Şekib Arslan'dı. Dürzilerin önde gelen ailelerinden biri olan Arslan ailesinden gelen Emir Şekib, Sünnileşen Dürzilerden biridir. Bölgede etkin bir figür olan Emir Şekib, Araplar içerisinde Osmanlı'nın ve İslam birliği politikalarının en büyük savunucularından biri olmuştur.
Dürziler ayrıca yeni dönemde Suriye ve Lübnan'da önemli etkilere sahip. Dış etkilerin artmasında öne çıkan azınlık gruplarından biri olan Dürziler, 1800'lerde Suriye'de birçok isyan da çıkardılar. Suriye'de Dürziler, iktidardaki Arap Sosyalist Baas Partisi'nin de ilk destekçilerindendi. 1963'te Dürzi subaylar, partiyi ilk kez iktidara getiren darbeye katılmıştı.
Lübnan'da ise Dürziler daha ziyade ülkenin ana Dürzi partisi olan İlerici Sosyalist Parti aracılığıyla bir etkiye sahip. Partinin lideri Velid Canbolat daha uzlaşmacı ve Sünni kesimlerle ittifak halinde bir görünüm sergiliyor.
Dürziler ve İsrail arasındaki ilişki ne?
Filistin'deki İngiliz işgali döneminde Siyonistler çeteler kurup Müslüman Araplara karşı savaşırken Dürziler de onları destekledi. 1948 yılında İsrail bağımsızlığını ilan ettiğinde ve Arap devletleriyle savaş patlak verdiğinde Dürziler İsrail'in yanında savaştı.
Eski İsrail Cumhurbaşkanı Chaim Herzog bu ilişkiyi "Dürziler ve İsrail'deki Yahudiler arasında uzun süredir devam eden bir dostluk vardır. Bağımsızlık savaşımızda, birçok Dürzi, Arap işgalini püskürtmek için Yahudilerle omuz omuza savaşmıştır." ifadeleriyle anlatmaktadır.
İsrail'de Dürziler siyaset ve ordu içerisinde bazı önemli kademeleri ellerinde bulunduruyor. Dürziler, Müslüman ve Hıristiyan Arapların aksine, İsrail'de zorunlu askerlik yapmaya mecbur tutuluyorlar ve bu durum Dürziler tarafından bir ayrıcalık olarak görülüyor.
Tüm bunlara karşın Dürziler İsrail tarafından gerekli ilgiyi görmemekten ve "ikinci sınıf vatandaş" olmaktan şikayetçi. Dürziler özellikle 2018'de İsrail'i resmen bir "Yahudi devleti" ilan eden ulus devlet yasasını en şiddetli eleştirenler arasındaydı.
İsrail'i "Yahudi halkının ulus devleti" olarak tanımlayan yasaya tepki göstermek için Tel Aviv'de on binlerce Dürzi toplanmış ve bu yasanın kendilerini ikinci sınıf vatandaş statüsüne düşürdüğünü savunmuştu.
İsrail son dönemde Suriye'deki Dürzileri de destekleyerek bu ülkeye müdahalede bulunmaya çalışıyor. Bu kapsamda Dürzilerin İsrail'e gelmesine izin verildi. Ayrıca Suriye yönetimine karşı savaşan Dürzilere yardımlar dağıtıldı, Dürzi milisler hava saldırılarıyla desteklendi ve yaralıları İsrail'e götürülerek tedavi edildi.
Suriye'deki Dürzilerden belli bir kısmı İsrail ile ilişkiler kursa da Suriyeli Dürzilerin önemli bir bölümünün halen İsrail'e karşı çıktığı belirtiliyor. Dürzi kanaat önderleri ve bölge halkı İsrail'in son dönemde Suriye'ye yönelik işgal hamlesini kınamıştı.
Kaynak: Mepa News, TDV İslam Ansiklopedisi, CNN, Al Jazeera, Aish.com, islamqa.info
Güncellenme Tarihi : 2.5.2025 13:08