
60'LIK ALİ TARAN'LA 30'LUK AYŞE'Yİ EVLİLİĞE GÖTÜREN YILDIRIM AŞK NASIL BAŞLADI?
* Çiftin nikahı, bu akşam Semiramis Pekkan’ın Bodrum’daki evinde kıyılacak.
* Nikah öncesi Nahide’de kına gecesi yapan Ayşe Özyılmazel, aşkının nasıl geliştiğini dostu İzzet Çapa’ya anlattı.
* Çapamag dergisinde çıkan Ayşe Özyılmazel röportajının satır başları şöyle:
* “Ali’yle 25 Mayıs’ta tanıştık. 29 Mayıs’ta Londra’ya gittim. Dönüşte birbirimize açıldık. Tam film gibi. Hesaplanmış, planlanmış hiçbir şey yok. Hayat büyük bir sürpriz...”
* ”İlk görüşte aşk dedikleri bu olmalı... Önce beynine aşık oldum, ayrıca çok iyi bir insan.”
* ”Bu ilişkide hesap, kitap, program yapmadık. Hayatımda ilk defa ‘O ne der, bu ne der?’ diye düşünmeden cumburlop atlıyorum olayın ortasına...”
* ”Annem şoka girdi, çok şaşırdı. Ama biliyordu ki ben evlenirsem ya böyle evlenirim ya da hiç evlenmem. Babam neredeyse küçük dilini yutuyordu. O kadar heyecanlıydı ki kiminle evleneceğimi sormayı bile unuttu...”
"ÖNCE BEYNiNE AŞIK OLDUM"
Ayşe Özyılmazel'le kendisinden 27 yaş büyük ünlü reklamcı Ali Taran bugün Semiramis Pekkan'ın Bodrum'daki evinde evleniyor. Taran'la 25 Mayıs'ta tanıştığını ve ilk bakışta aşık olduğunu söyleyen Ayşe Özyılmazel, Çapamag dergisine verdiği röportajda "İlk görüşte aşk dedikleri bu olmalı. Önce beynine aşık oldum" diyor
* Aslında Ali'yle arkadaşlığını biliyordum ama final kararını şu anda öğreniyorum. Şu işi başından bir anlat bakalım.İkinci albümüm piyasaya çıktığı zaman şarkıcı Ayşe hep geri planda kalıyordu. Anladım ki bu işin PR’ını yapmam lazım. O sırada arkadaşım Murat (Özalp) ‘Neden Ali Taran’ı aramıyorsun?’ dedi.
* Ali’yi tanımıyor muydun zaten?Yok canım. Bu çok daha önce, şubat ayında oluyor söylediğim. Dedim ki Murat’a “Yaaa adamın işi yok benimle uğraşacak!”
* Anlaşılan uğraşmış, nikah masasına oturacağına göre.Acun Medya’yı aradım, telefonunu bile vermediler. Aradan 2-3 ay geçti, olayı unutuyordum ki bir arkadaşım telefon numarasını getirdi.
* Hemen aradın mı?Arar mıyım? Son derece kibar bir mesaj atıp “Müsaitseniz konuşabilir miyiz acaba?” diye sordum.
* Doğru söyle, mesajı atarken aklında cinlikler var mıydı?Asla. Aklımda albümden başka bir şey yok ki zaten. En yakından sen biliyorsun.
* Fal baktırdığımız günlerde miydi?Ölümüne fal baktırıyorum ama hiçbir şey çıkmıyor. Aklımda evlilik yoktu. Şarkılarla kafayı yemişim.
* Bu arada ben de boşuna seni evlendirmeye çalışıyorum. Az yemedim başının etini.Öyle İzzet’çiğim ama “Analar tahtını yaparmış, bahtını değil” durumu tam olarak beni anlatıyor galiba. Bir de ben bu işlerden korkuyorum, biliyorsun sen.
* Mesajda tam olarak ne yazdın? Unuttum deme döverim.Unutur muyum? “Ben Ayşe Özyılmazel. Müsait olduğunuzda bana bir randevu verir misiniz?” dedim.
* Ben olsam anında veririm cevabı.Nerdeee... Adamdan ses seda yok. Neyse aradan epey zaman geçti, Süpermarket’te BKM’den Necati Abi’yi gördüm. Boynuna atladım. Ali Taran da Necati’lerle gelmiş. O kadar soğuk ve ters bir görünüşü var ki. Bu arada Yasemin (Şefik) “Gitsene yanına” diye çimdikleyip duruyor beni. “Cevap bile vermedi asla gitmem” diye cool takılıyorum. Ama sonra gittim; “Ali Bey, mesaj atmama rağmen siz geri dönmediniz” dedim. Ahah... “Ben görmedim öyle bir şey” deyiverdi.
* O gece mi başladı ilişki?Hayır canım ne ilişkisi. Çekti gitti adam. Meğer Ali de zor günler geçiriyormuş o dönem. Taa 2-3 ay sonra, 25 Mayıs günü aradı, “Kusura bakmayın geri dönemedim, çok yoğun bir dönemimdi” dedi.
* Bakıyorum tarihi de mıh gibi aklına çakmışsın.Çaktım valla. Çünkü o sabah öyle kötü kalkmıştım ki. Bir yandan her şeyi bırakıp Murat’ın yanına Milano’ya yerleşeyim diyorum, diğer yandan NewYork’a mı gitsem diye düşünüyorum. Bıkmışım bu alemden.
"Gelinliğim beyaz elbise"
* Bizim leylek havalanmadan, yetişti telefon desene!Aynen öyle oldu. Ama bırakmıştım her şeyi, “Ali Bey çok teşekkür ederim ama ben Türkiye’den gitmeyi düşünüyorum” dedim. O da “Yine de zamanın varsa gel” dedi. 25 Mayıs’ta bürosuna gittim. Aslında orada tanıştık.
* Bu arada Yasemin’le (Radyocu Yasemin Şefik Ayşe Özyılmazel'in arkadaşı ve menajeri) gitmen için az yemedik başının etini...
İyi ki yemişsiniz. Gittiğim zaman konuşmalar, görüşmeler, sohbetler, muhabbetler. Bir hafta sonra zaten birbirimize açıldık. İlk görüşte aşk dedikleri bu olmalı... Önce beynine aşık oldum, ayrıca çok iyi bir insan.
* Çocuk düşünüyor musunuz?Valla şimdi hiçbir şey düşünemiyorum. Bu ilişkide hesap, kitap, program yapmadık. Hayatımda ilk defa ‘o ne der, bu ne der’ diye düşünmeden cumburlop atlıyorum olayın ortasına. Birileri hep konuşur. Ben mutlu olmayı seçiyorum İzo’cum.
* Annen ne dedi peki bu duruma?Annem şoka girdi, çok şaşırdı. Ama biliyordu ki ben evlenirsem ya böyle evlenirim, ya da hiç evlenmem.
* Yıldırım hızıyla yol aldın...Öyle çabuk oldu ki. Tanışmamız bir ay, ilişkimiz 20 gün. Eh Ayşe'yle aşk böyle olur işte.
* Düğüne ne zaman karar verdiniz?Bir hafta önce. Bodrum’da birlikte Belediye’ye gidip işlemleri yaptırdık.
* Gelinlik giymeyeceksin yani...Hayır BCBG’den çok şık beyaz bir elbise aldım, benim gelinliğim o olacak. Bunu tamamlamak için Vakko’ya gittik, ilk gördüğüm duvağa da bayıldım ve hemen üzerine atladım. Heyecandan ölüyorum, bu ilk giydiğim gelinlik, duvak.
* Niye heyecanlanıyorsun ki?Ne demek ya neden heyecanlanıyorum? Bir kere ben evlenmeyi hiç düşünmüyordum. Bambaşka bir aleme düştüm. Ali'yle birbirimize soruyoruz bu rüya olabilir mi diye?
* Düğüne kaç kişiyi davet ettiniz?40 kişi. Çok yakın arkadaşlarımız sadece.
* Nerede oturacaksınız?Evimiz yok. Bodrum’dayken bakacağız. Balayını da orada yapacağız.
Düğün hediyesi Range Rover
* Kız doğru söyle, yemekle mi tavladın adamı? Sana belki de ondan aşık oldu. İştahlı adam ne de olsa?Yok yaaa. Ne alakası var ama çok güzel yemekler yaptım. Koymadığım yemek kalmadı önüne.
* Ali Taran ne giyecek düğünde biliyor musun?Vallahi bilmiyorum. Bir türlü göstermiyor. Ama ürkmüyorum desem yalan olur.
* Şahitlerin kim Ayşe?Necati Akpınar ile Hıncal Uluç.
* Peki bütün bunlar olurken Neco nasıl karşıladı durumu?Babam küçük dilini yutuyordu. O kadar heyecanlıydı ki kiminle evleneceğimi sormayı bile unuttu...
* Düğün hediyen ne Ayşe?
Siyah bir Range Rover.
Röportaj: İzzet Çapa