KAYNAK : Haber Vitrini
KÜTAHYA/Kütahya'nın Tavşanlı İlçesi'nde yaşayan, köyünde ilkokul olmadığı için okuma yazmayı bile sonradan kendi çabalarıyla öğrenen 70 yaşındaki İbrahim Gültekin, icat ettiği makineler ve buluşlarıyla azmin elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağını gösteriyor.
İlk buluşu olan leblebi işleyen makineleri yapacağını söylediğinde, ailesi ve yakın çevresince ''delirdi'' denilerek Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gönderilmek istenen mucit, hormonlu gıdalara karşı açtığı savaş sonucu, tavuk dışkısından ürettiği doğal gübre ve makinesinin patentini almayı başardı. Yaşlı mucit, şimdi de ''Tavukgaz'' üretmeyi planlıyor.
İbrahim Gültekin, özleminin, insan yaşamını kolaylaştıracak buluşlara imza atmak olduğunu belirtti.
Okulsuz bir köyde büyümenin sıkıntılarını yaşadığını, alfabenin 29 harfini kendi çabalarıyla öğrendiğini anlatan Gültekin, buluşlarına, ilçedeki küçük bir haddehanede komşu il ve ilçelerden gelen hurda demirleri yeniden şekillendirerek başladığını anlattı.
Leblebi kavuranlara acıdım
Gültekin, Tavşanlı'da 300 yıldan beri üretilen leblebinin kendisini arayışa yönelttiğini, bakır tavada leblebi kavururken sırılsıklam terleyen ve ''kendisini koruyamadığı için hastalanarak ölen'' leblebi ustalarını düşünerek bir leblebi işleme makinesi yapmayı planladığını ifade etti. Gültekin, şöyle konuştu:
''Leblebiyi işlemek için makine yapacağımı söylediğimde, ailem ve yakın çevrem 'delirdi' diyerek beni Bakırköy'e göndermeye kalktılar.
Makineyi yapınca usta olduğum anlaşıldı. Şimdi benim leblebi makinelerim Türkiye'nin her yerinde kullanılıyor. Ayrıca, 3 ve 4 bıçaklı pulluklardan kaz ayağına, tırmıktan patoza, arkaya ve yana devrilebilen romörkten traktöre kadar herşeyi yapabiliyorum.''
Hormonlu gıdalara savaş
Son yıllardaki çalışmalarında ağırlığı hormonlu gıdalarla savaş konusuna verdiğini anlatan Gültekin, ''hormonlu gıdalardan hoşlanmayan biriyim. Buluşlarımı yaparken, erkeksi kadınlar, kadınsı erkekler, kalın sesli kadınlar, ince sesli erkeklerden yola çıktım. Hormonlu gübreyle beslenen sebze ve meyvenin dalından koparıldıktan sonra bile büyümeye devam ettiğini görünce doğal gübre üretmeye karar verdim'' dedi.
Tavukçulukta Afyon'un Şuhut İlçesi gibi ünlü olan Tavşanlı'da milyonlarca tavuk bulunduğunu ve her tavuğun günde 90 gram dışkı bıraktığını vurgulayan Gültekin, şöyle devam etti:
''Kokusu ve pis görünümü ile çevreyi kirleten dışkıları ekonomiye kazandırmak için doğal gübre yapımında bunları kullanmaya karar verdim. Çalışmalarıma 1994 yılında başladım ve ilk yıllar başarısız oldum. Hem gübreyi hem de gübre makinesini birlikte ürettiğim için iş biraz uzun sürdü. Ancak sonunda Türk Patent Enstitüsü'nden (kanatlı hayvanların dışkısından organik kuru granüle gübre oluşturmaya ait usul ve usule ait vakumlu cihazların) patent hakkını aldım.''
Hedef: Tavukgaz
Gültekin, şu anda tavuk dışkısının pis kokusunun nedeni olan gazları değerlendirerek, ''tavukgaz'' üretmek için çalıştığını belirterek, kısa süre içinde bu buluşu için de patent alacağını savundu.
''Büyük ve küçükbaş hayvanların gübrelerinden, bitki çürüklerinden, bataklık bitkilerinin değişiminden gaz üretilebildiğinden'' yola çıkarak tavuk dışkısındaki gazın da değerlendirilebileceğini düşündüğünü kaydeden Gültekin, ''tavuk dışkısından gaz üretmek çocuk oyuncağı ama ham tavuk gübresinin ne kadar pis koktuğunu bildiğim için öncelikle kötü köküyü emecek bir filtre üretmeyi planlıyorum. Üretime geçtiğimde tavukgaz da diğer gazlar gibi hem evde hem de sanayide kullanılacak'' diye konuştu.
Gültekin, buluşlarını önce kafasında şekillendirdiğini, metreyle, ölçü aletleriyle işi olmadığına dikkat çekerken, amacının para kazanmak değil insanlara yardımcı olmak olduğunun altını çizdi. Buluş yapan insanların değerinin sağ iken anlaşılmadığından yakınan Gültekin, şu dörtlükle sitemini dile getirdi:
''Sağlığında nice ehli hünerin, bir tutam toz bile yoktur aşına.
Öldürüp onu evvel açlıktan, sonra türbe dikerler başına.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:17
