
ABBA'NIN 'DANCING QUEEN'İ TÜRKİYE'YE GELİYOR
İsveç Kralı Carl XVI'ncı Gustaf ve Kraliçe Silvia tam 300 yıl sonra Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in resmi davetlisi olarak yarın Türkiye'ye geliyor. Stockholm'deki Kraliyet Sarayı'nda aralarında AKŞAM muhabirinin de bulunduğu bir grup Türk gazeteciyi kabul eden Kral ve Kraliçe Türkiye ve özel yaşamlarına ilişkin soruları yanıtladı...Türkiye'ye yapacağınız ziyaretten beklentileriniz neler?
Türkiye ile İsveç arasında çok eski yıllara dayanan, oldukça güçlü ve tarihi ilişkiler var. Büyük büyük babam (Demirbaş Şarl olarak bilinen İsveç Kralı) yıllarca Osmanlı topraklarında misafir olmuş. Büyük babam Gustaf da Atatürk ile çok iyi ilişkiler kurmuş. Türkiye ziyaretimiz sırasında, ülkenize AB ile müzakere sürecinde nasıl yardımcı olabileceğimizin de yollarını arayacağız.
Türkiye'nin AB üyelik sürecini nasıl görüyorsunuz?
İsveç de benzer bir biçimde bu oldukça karışık ve uzun bir süreçten geçti. Bu sürecin halka doğru anlatılması çok önemli. Çünkü halkın desteğini gerektirecek günler yaşayacaksınız.
Dedeniz, Atatürk ile tanışmış. Atatürk ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Atatürk, yokluktan yeni, modern ve demokratik Türkiye'yi yarattı. O ülkesi için çok şey yapmış, büyük bir lider.
Kral olmasaydınız, ne olurdunuz?
(Kraliçe eşine 'Sen çok iyi bir çiftçi olabilirdin' diyor) Vahşi doğayla çok ilgiliyim. Hem çiftçilikle hem de ülkenin el değmemiş tarafları ile yakından ilgilenirdim.
Bir gün halkınız monarşiyi kaldırmak isterse...
Monarşi şu anda ülkenin sembolü durumunda. İsveç halkı monarşiyi İsveç'in tarih, istikrar, kültürünün karşılığı bir kurum olarak görüyor. İsveç, kültürü ve tarihiyle bağlarını benim sayemde kurmuş oluyor.
Mutfakta Kral'ın asistanıyım
KRAL ve Kraliçe'ye mutfaktaki işbölümünü sorunca Kraliçe Silvia, 'Daha çok Kral yemek pişirir. O, Gastronomi Akademisi'ni bitirdi. Bu yüzden ben onun mutfaktaki asistanıyım' yanıtını verdi. Kral ise, net bir dille, 'Hayır, ben yemek pişirmem. Sadece arada bir balık pişiririm' diye araya girdi. Kraliçe ise eşinin aşçılığı konusunda pes etmedi: 'Aslında Kral çok güzel yemek ortaya çıkarır, yaratır. Birçok şeyi çok güzel karıştırır. Çok iyi bir yemek kompozitörü kendisi. Sarmayı İsveç'e XII. Şarl'ın sizin topraklarınızdan getirdi. Bizde gelenek hale geldi. Ama sizdeki gibi biz üzüm yaprağına değil, lahanaya sarıyoruz.'
Lahana sarması ve ütü yapan kraliçe
DÜNYACA ünlü İsveçli grup ABBA'nın 'Dancing Queen' (Dans eden Kraliçe) şarkısını onuruna yazdığı Kraliçe Silvia ise ülkesinde ve dünyada 'iyilik meleği' olarak biliniyor. Silvia, özellikle engelliler konusunda çalışmalarıyla tanınıyor. Oldukça alçakgönüllü olan Kraliçe Silvia, ev işleri yapmaktan hoşlandığını anlatıyor. Kraliçe'nin en iyi yaptığı yemek ise lahana sarması.Tahtın varisi olan kızları Victoria'nın aşkı ile tacı arasında seçim yapmak zorunda kalmasını ise hiç istemiyor. Silvia, 'Kızım kalbini, ailesini ve ülkesinin sesini dinlemeli' diyor.
Türkiye'ye temaslarınızda nasıl mesaj vereceksiniz?
Sanırım önemli olan açık bir toplum olmak, böylece diğer toplumlarla iletişim kurabilirsiniz. Uzun yıllardır cinsel istismara uğramış çocuklar, insan kaçakçılığı kurbanları üzerinde çalışıyorum ve onlara yardım etmek istiyorum. Bütün ülkeler, tabii ki Türkiye de, birbirleriyle bu konuda çalışabilir. Bu konu için ortak çözüm üretilebilir.
ABBA'nın Dancing Queen şarkısı sizin için yazıldı. Bu şarkı sizin için ne anlam ifade ediyor?
Düğünümüzden bir gün önce ilk kez Opera'da çalındı. O zamanlar şarkıda söz ettiği gibi 17 yaşında değildim ama yakında 70 yaşında olacağım.
Kadına karşı şiddeti önlemek için neler yapılmalı?
Bu konuda İsveç'te kanun var. Ama bu sorun yine de gündemde. Ortak bir çabayla çözüme ulaşılabilir.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 05:09