Gündem
  • 7.6.2003 14:17

ABD, SURİYE VE İRAN'A KARŞI TÜRKİYE'NİN DESTEĞİNİ İSTİYOR

Washington'da düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Etüdler Merkezi'nin hazırladığı bir raporda, Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceği bakımından Amerikan yönetiminin orta dönemli önceliğinin, ''Türkiye'nin, Suriye ve İran'a karşı olası eylemde etkili desteğini garanti etmek'' olduğu savunuldu. Düşünce kuruluşunun Türkiye Projesi Direktörü Dr. Bülent Alirıza'nın imzasını taşıyan raporda, Amerikan yönetiminin Şam ve Tahran ile hesaplaşmaya doğru ilerlemesi halinde, Türkiye'nin kendisini bir kez daha Irak savaşı öncesindekine benzer bir durumda bulabileceği ve ''hassas dengeleri korumakta zorlanabileceği'' öne sürüldü. Alirıza, raporunda, Irak savaşıyla oluşturulan jeo-stratejik ortamda, Ankara ve Washington'ın, birbirinden tam olarak ne beklediğini ortaya koymak gibi ''kaçınılmaz ve zorlu bir görevle'' karşı karşıya olduğunu belirtirken, ABD Başkanı George Bush yönetiminin orta dönemdeki önceliğinin, ''Türkiye'nin, Suriye ve İran'a karşı olası eylemde etkili desteğini garanti etmek'' olduğunu vurguladı. Raporda, ABD'nin acil hedefinin ise, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta tek taraflı bir eylemde bulunmaması olarak ortaya konulduğu kaydedildi. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'in, Türkiye'nin bu ülkelerle yakınlaşmasını ''yanlış yön seçmek'' olarak nitelediği, Suriye ve İran'a yönelik Türk politikalarının, ABD politikalarıyla örtüşmesinin taşıdığı öneme işaret ettiği belirtilen raporda ayrıca, Wolfowitz'in, Mayıs ayında Washington'ı ziyaret eden TÜSİAD heyetine, ilişkilerin geleceğini tanımlamak için ''topun Türk sahasında olduğuna'' dikkati çektiği belirtildi. Raporda, Türk hükümeti ve ordusunun, Kuzey Irak'ta ABD ile yanlış anlamalardan kaçındığı, ancak gelecekte Iraklı Kürtlerin durumunun gelişmesi ve buna paralel olarak Türkmenlerin durumunun zayıflamasına yönelik şüpheciliğin, gerginliğe yol açabileceğine işaret edildi. Raporda Türkiye'nin, Bush yönetimi, ABD Kongresi, basını ve Amerikan kamuoyunda, ''Türkiye'nin artık tamamen güvenilebilir bir müttefik olmadığı'' yönünde oluşan yaygın izlenimin silinmesine ihtiyaç duyacağı, ayrıca Türk-Amerikan ilişkilerinin tanımlanması sürecinde, Türk sisteminde koordinasyon ve konsensüsün de gerekeceği belirtildi. ABD yönetimlerinin 50 yıldan fazla zamandır Türkiye'yi, stratejik olarak elzem bir müttefik olarak algıladığı, buna paralel olarak Türkiye'nin de ABD'den önemli askeri ve ekonomik yardım aldığı, diplomatik destek, insan hakları konusunda anlayış gördüğü savunulan raporda, Irak savaşında Türk parlamentosunun ABD'ye asker geçiş izni vermemesinin ''hoş olmayan bir sürpriz'' olarak değerlendirildiği belirtildi. Raporda, ''oylamadan sonra, ortak Sovyet düşmanının ortadan kaybolmasının, soğuk savaş temelinde iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı ortadan kaldırdığı daha açık hale gelmeye başladı'' yorumu yapıldı. Irak'ın Kuveyt'i işgali döneminde Türkiye'nin ABD'ye acil destek sağlamasının, iki ülke ilişkilerini soğuk savaş dönemi sonrası ortama taşımaya yardım ettiği ve İncirlik üssünün önem kazandığı anlatıldı. Alirıza raporda, Washington yönetiminin, 1999 yılında dönemin ABD Başkanı Bill Clinton tarafından ilan edilen Türk-Amerikan ''stratejik ortaklığının'' bittiği gibi resmi bir açıklama yapmadığına dikkat çekerken, uzun dönemli ortaklıkların hızla çözülmeyeceğini, ancak ikili düzeyde ilişkilerin onarım ve yeniden tanımlanmaya ihtiyacı olduğunu belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın Nisan başında Türkiye'yi ziyareti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Bush arasındaki iki telefon konuşmasının, zararın onarılabileceği konusunda Türkleri ikna ettiği kaydedildi. Alirıza, Türkiye'nin iyimser yaklaşımının, ABD'nin ek savaş bütçesinde Türkiye'ye 1 milyar dolar ayırmasıyla daha da güçlendiğine işaret etti. milliyet Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:07

İLGİLİ HABERLER