Gündem
  • 2.6.2010 10:44

ABD'DEN TUHAF AÇIKLAMA: SORUŞTURMAYI KATLİAMI YAPAN İSRAİL Mİ YÜRÜTECEK?

WASHINGTON - Crowley, ABD Dışişleri Bakanlığında düzenlediği günlük basın toplantısında, ABD Dışişleri Bakanı Clinton'ın, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile planlanandan çok daha uzun süren, çok ayrıntılı ve derinlemesine bir görüşme yaptığını, görüşmenin ilk bölümünü İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısı, ikinci bölümünü de İran konusunun oluşturduğunu bildirdi.
Sözcü, görüşme boyunca hem Clinton hem de Davutoğlu'nun, iki müttefik olarak burada bulunduklarını ve bölgede önemli hissiyatlara yol açan çok trajik olaylar üzerinde çalışmakta ortak çıkarlarının olduğunu birçok kez tekrarladıklarını aktardı.
Crowley, Davutoğlu'nun, olayda trajik biçimde hayatını kaybeden Türk vatandaşlarının Türkiye'ye iadesine dair kaygılarını dile getirdiğini, Clinton'ın da bunu tam olarak anladığını, Türkiye'nin bu konudaki arzularını İsrail'e ileteceklerini belirttiğini ve bunu da yaptıklarını ifade etti.
Sözcü Crowley, ''Aslında bizim de kendi kaygılarımız var ve filoda yer alan 11 Amerikan vatandaşına bugün konsolosluk yardımı sağladık'' dedi.
İsrailli yetkililerle diyaloglarında sadece Türkiye'nin değil, farklı ülkelerin vatandaşlarının salıverilmesinin önemini vurguladıklarını belirten Crowley, bir soru üzerine, görüşmede Gazze'deki durum ve Hamas konusunun ele alınmadığını kaydetti.
Crowley, ''(Görüşme) şu anda hangi noktada olduğumuz ve kısa ve orta vadede neler yapılması gerektiği hususları üzerine odaklandı'' diye konuştu.
BM Güvenlik Konseyinin acil, tarafsız, güvenilir ve şeffaf soruşturma yapılması çağrısını desteklediklerini kaydeden Crowley, ''İsrail'in soruşturma yapmasını destekliyoruz, ancak uluslararası katılım da dahil olmak üzere güvenilir soruşturmayı sağlayacak farklı yollara da açığız'' ifadesini kullandı.

-"SORUŞTURMAYI YÜRÜTMEDE EN İYİ POZİSYONDAKİ ÜLKE İSRAİL"-

Basın toplantısında gazetecilerin, İsrail'i kastederek, ''olaya ilişkin yürütülecek olası soruşturmanın bir tarafının, kendisi hakkındaki bir soruşturmada nasıl tarafsız olabileceğine'' dair ısrarlı sorularıyla karşılaşan Crowley, "Bu soruşturmayı yürütmede en iyi pozisyondaki ülkenin İsrail olduğuna inanıyoruz. Daha geniş katılımın nasıl olabileceği konusundaki fikirlere de açığız. Bu eylemi yapanlar İsrail güçleriydi. Bunun, bu güçlere hangi talimatların verildiği, filoya yaklaşırken durumu nasıl gördükleri ve gemide neler olduğu konularının araştırılmasında en iyi pozisyonda oldukları anlamına geldiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
Bu soruşturmanın acil, tarafsız, güvenilir ve şeffaf olması gereğini yineleyen Crowley, "İsrail'in, kendi halkına karşı sorumlu canlı bir demokrasi olarak, bu olayı soruşturmada tam kapasiteye sahip olduğuna her yönüyle inanıyoruz" dedi.
Crowley, olası soruşturmaya uluslararası ögenin nasıl katılabileceği konusunda ise BM Güvenlik Konseyi bünyesinde çalışacaklarını söyledi. Gemide tam olarak neler olduğunu hala tespit etmeye çalıştıklarını belirten Crowley, İsraillilere Gazze halkına insani yardımların miktarını genişletmeleri için baskı yaptıklarını kaydetti.
''Gazze'ye yeni bir gemi gönderilmesi yönünde yeni bir girişimin olacağı'' hatırlatılarak, ''ABD hükümetinin İsrail'e, 'bunu durdurmak istiyorsanız, bu sefer bunu farklı şekilde yapın' gibi bir uyarı mesajı gönderip göndermediğine'' dair bir soruya da Crowley, Clinton'ın dün telefonda görüştüğü İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'a, olaydaki can kayıpları ve yaralanmalardan ve bunun bölgedeki hissiyatlara yönelik etkisinden duyduğu kaygıyı dile getirdiği karşılığını verdi.
Crowley, ''Clinton bu noktada, ABD, İsrail ve diğer ülkeler açısından, olanların ışığında önümüzdeki günlerde neler söylediğimiz ve neler yaptığımız hususlarında çok dikkatli olmamız gerektiğini ifade etti'' dedi.
Gazze'ye doğru hareket eden bir ya da daha fazla geminin varlığının farkında olduklarını kaydeden Crowley, ''Yaşanan olay çok ciddi. Can kayıpları trajik. Bakan Clinton, can kayıplarından dolayı Davutoğlu'na taziyelerimizi iletti. Hiç kimsenin önceki gün olanların bir daha yaşandığını görmeyi istemediğini düşünüyorum'' diye konuştu.

-"DAVUTOĞLU, SPESİFİK BİR TALEPTE BULUNMADI"-

Crowley, Davutoğlu'nun İsrail'in gemilere uluslararası sularda müdahale etme hakkının olmadığı yönündeki sözlerinin hatırlatılması ve ABD'nin bu konudaki görüşünün sorulması üzerine, bu konunun da ilerleyen safhalarda inceleneceğinden emin olduğunu belirtti.
İsrail'in kendini savunma hakkının olduğunu söyleyen Crowley, yine de geçinmeleri ve yeniden toparlanmalarına yardım etmek için Gazze halkına insani yardım malzemesi tedarik edilmesi gereğinin de farkında olduklarını vurguladı.
Sözcü, Gazze'deki durumun sürdürülemez olduğunu ve İsrail'in kendini savunma yönündeki meşru hakkını muhafaza ederken, Gazze halkına nasıl daha fazla yardım sağlayabilecekleri konusu üzerinde durduklarını kaydetti.
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi George Mitchell'ın bugün bölgeyi ziyaret ederek Filistinli yetkililerle görüşmesinin öngörüldüğünü belirten Crowley, olayın bölgedeki barış çabalarına olası etkisine dair soru üzerine, gelecekte bu tür durumların oluşmaması için tek yolun kapsamlı barıştan geçtiğini belirtti.
Crowley, bir soru üzerine, Davutoğlu'nun görüşmede Clinton'dan, olayı kınaması yönünde spesifik bir talepte bulunmadığını da söyledi.

-İRAN-

Crowley, Davutoğlu'nun, görüşmesinde, Tahran'da neler olduğuna dair birtakım bilgiler verdiğini, Clinton'ın ise İran'ın davranışları konusundaki kaygılarını dile getirdiğini bildirdi.
Clinton'ın, İran'ın uluslararası ek baskıya maruz kalmadıkça tavrını değiştirmeyeceği yönündeki görüşünü ifade ettiğini belirten Crowley, Türkiye'nin, BM Güvenlik Konseyinde olası yaptırım oylamasında nasıl tutum takınacağı konusundaki kararı kendisinin vereceğini söyledi.
Crowley, tasarının çeşitli unsurları üzerindeki çalışmaların devam ettiğini ve bunun önümüzdeki günlerde tamamlanmasını beklediklerini aktardı.
Görüşmede ele alınan konunun genellikle, Tahran'daki araştırma reaktörüyle ilgili teklifin içinde neler olduğuyla değil, İran'ın neyi yapmayı seçtiğiyle alakalı olduğunu kaydeden Crowley, Clinton'ın, Türkiye'nin diplomatik çözüm arayışı çerçevesinde yaptığı ve yapmaya devam ettiklerini takdir ettiğini bildirdi.
Bakan Davutoğlu'nun görüşmede, Türkiye'nin, ABD ile aynı kaygıları taşıdığını, komşusu İran'ın nükleer silah sahibi olmasının etkilerini hisseden ilk ülkelerden biri olacaklarını ve tıpkı ABD gibi buna hoşgörüyle bakmadıklarını söylediğini ifade eden Crowley, ''Paylaşılmış stratejik görüşü temel alarak ileriye doğru en iyi yolun hangisi olduğu hususunu tartışıyoruz. Önümüzdeki günlerde de Türkiye ile konuşmaya devam edeceğiz ve Türkiye, BM Güvenlik Konseyinde yaptırım tasarısı oya sunulduğunda bir karar vermek durumunda kalacak'' diye konuştu.
Sözcü, İsrail'in yardım gemilerine saldırısının, İran'a karşı güçlü yaptırımlar getirilmesi çabalarını karmaşıklaştırıp karmaşıklaştırmadığı sorusuna da "hayır" yanıtını verdi.
Bir gazetecinin, Türkiye'nin, "İran'a olası yaptırımları en çok hissedecek ülkeler biri olacağına" işaret ederek, Davutoğlu'nun bu konuda Clinton'dan güvence talep edip etmediği ya da ABD'nin Türkiye'ye böyle bir öneride bulunup bulunmadığına ilişkin sorusu üzerine Crowley, "BM Güvenlik Konseyi tasarısının detayları üzerinde çalışırken, Türkiye ile ayrıntılı biçimde temas halinde olduklarını, Türkiye'nin ekonomisinin İran'ınkiyle bağlantılı olduğunu çok iyi anladıklarını ve uluslararası toplumun destekleyebileceği bir tasarının hazırlanması açısından bu hususu hesaba kattıklarını" belirtti.
Crowley, bir soru üzerine, terör örgütü PKK'nın İskenderun'da düzenlediği saldırıdan kaygı duyduklarını da sözlerine ekledi.

CLINTON: BM'NİN SORUŞTURMA ÇAĞRISINI DESTEKLİYORUZ
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısıyla ilgili olarak, BM Güvenlik Konseyinin çabuk, tarafsız, güvenilir ve şeffaf soruşturma yürütülmesi çağrısını en güçlü biçimde desteklediklerini belirtti.
Clinton, İsrail'in, bu kriterleri karşılayan bir soruşturma yapmasına destek verdiklerini de söyledi.
Hillary Clinton, Dışişleri Bakanlığındaki bir görüşmesi sırasında gazetecilerin sorusu üzerine, olayda verilen trajik can kayıpları ve yaralanmalardan derin üzüntü duyduklarını, hayatını kaybedenler ve yaralıların ailelerine taziyelerini sunduklarını ifade etti.
Türkiye ve İsrail'in ABD'nin iyi dostları olduğunu söyleyen Clinton, bu trajik olayın sonuçlarının nasıl ele alınması gerektiği konusunda her iki ülkeyle de çalıştıklarını belirtti.
Clinton, ABD'nin BM Güvenlik Konseyinin bu trajediye yol açan eylemleri kınamasını desteklediğini kaydetti.
Hillary Clinton, İsrail'i, filodakilere konsolosluk girişinin tam olarak sağlanmasına izin vermeye ve ilgili ülkelerin hayatını kaybedenlerle yaralılarını derhal geri almalarına izin vermeye çağırdıklarını ifade etti.
Uluslararası katılım da dahil olmak üzere, olayla ilgili olarak güvenilir bir soruşturmayı temin eden farklı yollara açık olduklarını kaydeden Clinton, "Bu fikirleri gelecek günlerde İsrailliler ve uluslararası ortaklarımızla tartışmaya devam edeceğiz" dedi.

-"GAZZE'DEKİ DURUM SÜRDÜRÜLEMEZ"-

Gazze'deki durumun sürdürülemez ve kabul edilemez olduğunu belirten Clinton, Filistinlilerin sürdürülebilir insani yardım ve yeniden yapılanma malzemesine düzenli erişim için "meşru ihtiyaçları"nın teminat altına alınması gerektiği gibi, İsrail'in de "meşru güvenlik ihtiyaçlarının" karşılanmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.
Clinton, yeniden yapılanma ve inşaat malzemesini de içeren insani yardımlara yeterli erişimin sağlanması için uluslararası bağımsız kuruluşlar ve BM ile beraber, İsrail ve Filistin yönetimleriyle yakından çalışmaya devam edeceklerini belirtti.
Gazze ve Batı Şeria'nın meşru ve uluslararası çapta tanınmış bir Filistin yönetimi altında birleştirilmesini destekleyen çabaları memnuniyetle karşıladıklarını kaydeden Clinton, bu soruna çözümün, taraflar arasında müzakere edilen iki devletli bir çözümü temel alan bir anlaşma üzerinden bulunması gerektiğini vurguladı.
Olayın, bu hedefe ulaşılmasının aciliyetinin altını çizdiğini söyleyen Clinton, bu müzakerelerde ilerleme sağlanması için her iki tarafla birlikte çalışma kararlılıklarını sürdürdüklerini ifade etti.

GIBBS: BARIŞ PLANINA İHTİYAÇ VAR
Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs, kapsamlı bir Orta Doğu barış planına her zamankinden çok ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Gibbs, Beyaz Saray'da düzenlediği günlük basın toplantısında, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısıyla ilgili BM Güvenlik Konseyi başkanlık açıklamasının hem ABD hem de uluslararası toplum tarafından desteklendiğine işaret ederek, konseyin olayda neler yaşandığına dair, uluslararası standartlara uygun, hızlı, tarafsız, güvenilir ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesi çağrısını desteklediklerini söyledi.
"ABD Başkanı Barack Obama'nın, İsrail güçleri tarafından Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukanın kaldırılmasına yönelik uluslararası çağrıları destekleyip desteklemediği" sorusuna Gibbs, "Hayır. Daha önce de söylediğimiz gibi, Gazze'deki insani durumdan kaygılıyız ve bu koşulları geliştirmek için İsrailliler ve uluslararası ortaklarla birlikte çalışmaya devam ediyoruz. BM Güvenlik Konseyinin belirttiği gibi, bu savunulamaz bir durum" yanıtını verdi.
Gibbs, "bu ablukanın, silahların Hamas'ın eline geçmesine izin verilmemesini amaçladığını" söyledi.
Olayın İsrail ile Filistinliler arasındaki dolaylı görüşmelere olası etkisine dair bir soru üzerine Gibbs, Obama'nın dün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile üç ayrı vesileyle görüştüğünü, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın 9 Haziran için öngörülen Washington ziyaretinin tarihinde de değişiklik olmadığını belirtti.
Gibbs, BM Güvenlik Konseyi başkanlık açıklamasının hızlı ve şeffaf bir soruşturma çağrısında bulunduğunu hatırlatarak, uluslararası katılım da dahil olmak üzere güvenilir bir soruşturmayı temin eden yollara açık olduklarını söyledi.
Bu olayın, Obama'nın, ülkesi ile Müslüman dünyası arasındaki ilişkileri onarma yönünde gösterdiği çabaları bir gecede mahvedip mahvetmediğine dair bir soru üzerine Gibbs, Başkan'ın Müslüman dünyasıyla ilişkiler konusuna özel bir zaman ve dikkat harcadığına dikkati çekerek, bu son olayın buna büyük bir etkide bulunacağını düşünmediğini belirtti.
Gibbs, bir soru üzerine, ABD'nin, İsrail'in gemilere saldıracağından önceden bilgisi olmadığını söyledi.
Bu durumun Türk-Amerikan ilişkilerine olası etkisine ilişkin bir soru üzerine de Gibbs, Obama ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önemli birer dost olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilere büyük değer verdiklerini belirtti.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 07:21

İLGİLİ HABERLER