Medya
  • 5.1.2004 10:30

ABDİ İPEKÇİ VE UĞUR MUMCU'YA DİL UZATAN ERTUĞRUL ÖZKÖK'E DERYA SAZAK'TAN CEVAP VAR...

DERYA SAZAK/ MİLLİYET Medyada rol modeli Ertuğrul Özkök'ün, 'İletişim fakülteleri, mesleğe düşman insan yetiştiriyor' görüşünden hareketle genç gazeteciler için yeni 'rol modelleri' önermesi tartışma yarattı. Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni'nin medya için önerdiği gelecek yapılanmasında itiraz ettiği noktayı 21'inci yüzyılda medyanın dünyada ve Türkiye'de 'değişen rolü' oluşturmuyor! Özkök'ün itirazı, 'nostaljik' hatta 'demode' bulduğu Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu'nun gazetecilik anlayışının yeni kuşaklar tarafından örnek alınmasına... Her konuda olduğu gibi gazetecilik okullarında da 'zihniyet değişimi' öneriyor Özkök. İpekçi ve Mumcu'nun gazetecilik anlayışları 'müzeye' kaldırılırsa yeni rol modellerine yol açılırmış. Özkök akademisyen kökenli olduğu için 'yeni gazetecilik modelleri' arama işini iletişim fakültelerine bırakıyor. Popstar türü yarışma açmayı önermemesi yine de mesleğe saygının ifadesi! Abdi Bey'in ve Uğur Mumcu'nun salt gazetecilik yaparken katledildiklerini genç okurlara duyurması da önemli. Bir gazeteci niye öldürülür? Niye tabulaşırlar? Müzelik diye küçümsenen olgular nelerdir? Salt gazetecilik, bağımsız duruş, etik değerler, ilkeli olmak, tutarlı davranmak, cesaret değil midir? Medyada yeni rol modelleri sorgulanacaksa, kişilerin ötesinde bugün 'yitirdiğimiz değerler' nedir onları tartışmamız gerekmez mi? Kimleri kaybettik? Nelerden vazgeçtik? Özkök yazılarıyla 'gündem yaratmayı' sever. Hürriyet'in başında olmak ona bu gücü veriyor. Geçenlerde, 'Medya hortumcuların üzerine niye gitmiyor?' tartışması açmıştı. Yerinde bir meydan okumaydı. Medyada etik kirlenme temel sorun. 1990'larda medya, siyaset, ticaret üçgenindeki 'negatif sinerji' mesleğe büyük darbe vurdu. Gazetecilikte 'bağımsız duruş' kayboldu. Medya gücü kötüye kullanıldı. Siyaset, medyayı teslim aldı. Etik duvarlar çöktü. Milyarlarca dolar gazete sahibi bankacılar tarafından hortumlandı. Türkiye'de tuhaf bir denge oluştu. Bir yanda batık şirketlerini kurtarmak üzere medya gücünü iktidarın hizmetine sunan gruplar. Öte yanda, 'sistem'e muhalif olma iddiasındayken AKP işbaşına gelince düşünsel reflekslerini tümüyle iktidara odaklayan, 'resmi gazete'ye dönüşen İslamcı gazeteler. Burada bir kırılma kaçınılmaz, zamanla siyaseti, düşünceyi dışlayan 'bulvar gazeteciliği' dışında arayışlar güçlenecek, 'üçüncü denge' kurulacak. Medyada 'rönesans'a her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Bu görev de geleneği olan gazetelere düşüyor. Mesleği ayakta tutan değerleri aşındırarak geleceği kuramazsınız. Sahi genç iletişimciler hangi tür gazetecilik anlayışını örnek alacaklar? 'Mini etekli kızı Paris'te diri diri yaktılar!' manşetini mi? Medyaya özeleştiriye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:22

İLGİLİ HABERLER