Gündem
  • 16.3.2013 23:11

Aciz olmak bize yakışmaz!..

DEVLET GÜCÜNÜ MİLLETTEN ALIYORSA O DEVLET ADAMLARININ BAŞI DİK OLUR

Burada bir konuşma yapan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, son yıllarda 3 ayaklı bir restorasyon sürecinden geçildiğini belirterek şunları söyledi:

"Çünkü çok yılları kaybettik. Çocukluğumda 12 Mart ihtilalı sırasında gelen Atilla Karaosmanoğlu, yaptığı bir konuşmada  çok iyi çalışırsak savaştan çıkmış İtalya seviyesine geleceğimizi söyledi. Ben o yaşta bunu hazmetmedim. Son dönem yükselişimizin 3 ayağından bahsedecek olarsak, devlet millet kaynaşması, diğeri Mersin'in gibi illerimizin götürdüğü ekonomi gelişme ve uluslararası ilişkilerdir. Eğer bir ülkede demokrasi yoksa yerleşmemişse, devlet milleti bir potansiyel tehdit olarak görüyorsa, aksi de bir devlet gücünü milletten alıyorsa o devlet adamlarının başı hep dik olur. Son seçimlerde bunu gördük. Onun için de başımız hep dik. Eğer arkamızda millet desteği olmasa, bizim de ekonomide, nede dış politika da aktif faaliyet yürütme gücümüz olmaz. Herkesin bir güç kaynağı var. Bizim güç kaynağımız sizlersiniz. Bizi bu güç kaynağından mahrum bırakmayın. Milletle devlet arasında bu bütünleşmenin en görünürlülüğü özgürlüktür. Biz hiçbir şeyi tehdit olarak görmüyoruz."

Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin dış temsilcilikleri ile dünyaya açıldığını da vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

ACİZ OLMAK UTANÇTIR

"Bildiğiniz gibi Afrika'da 23 büyükelçilik açtı. Toplam büyükelçilik sayısı 134'e çıktı. Şu anda dünyada temsil edilen 9'üncü ülkeyiz. Büyükelçiliklerimizi açarken, tespit ettiğimiz kriterler ise tarihte bizim ile olan ilişkilerdir. Tarihte özne olan milletler, bir daha nesneleşemezler. Son dönemde bize karşı bir saldırı var ama biri Somali'ye yaptıklarımız, bir çağrı ile bu millet 300 milyon dolar topladı. Sayın başbakanımızla gittiğimiz de ne söz verdiysek hepsini yaptık. Şu anda Somali'de büyükelçilik olarak çalışma yapan Türkiye'dir. İnsanların yüzüne gülücükler gelmiş olduğunu görüyoruz. Bu devlet organizasyon kabiliyeti ile kardeşlerinin yardımına koştu. Libya'dan tahliyeler yapılırken, 10 gün içinde tek tek şirketleri tespit ettik. Bir hafta 10 gün için 25 bin vatandaşımızı tahliye ettik, ailelerine kavuşturduk. İşte devlet olmak budur. 10 yıl önce Sakarya depremi yaşandığında bu ülkenin başbakanı bir haftada oraya ulaşamamıştı. Ama Van depreminde ise bütün vatandaşlarına gerekeni yapan bir devlet var. Eğer bütün dünyaya hitap edecek bir vizyona sahip olmazsanız bunları yapamazsınız. Son 10 yılda bu millet tekrar kendi özgüvenine kavuştu. Bu özgüvenle bir yandan Somali, bir yandan Myanmar. Türkiye artık güvende birleşiyor. İşte devlet kudretli olmaktır, şefkatli olmaktır. Aciz olmak bize yakışmaz, Aciz olmanın yükünü taşıyamayız. Aciz olmak büyük bir utançtır. Halepçe'nin yıldönümüne giriyoruz. O zamanlardaki zalim Saddam oradaki kardeşlerimizi katletmişti. Bizim için Bosna'dan katledilen kardeşlerimizle Halepçe'de katledilen kardeşlerimiz ve Gazze'de katledilen kardeşlerimiz arasında fark yok. Onurlu bir güce sahip bir güç, dünyanın her yerinde temsil edilen bir Türkiye, bütün hedefimiz önümüzdeki 10 yıl içinde hedefimiz yeni bir anayasadır."

ABD DIŞİŞLERİ BAKANI ARADI

Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'den gelen telefon üzerine konuşmasını kısa kesti. Daha sonra odaya çıkan Davutoğlu yaklaşık 20 dakika süren telefon görüşmesini tamamladıktan sonra yeniden salona gelerek toplantıya katılarak, partililerinden gelen soruları cevaplandırdı. Bu arada bir basın mensubunun John Kerry ile yaptığı görüşmenin içeriğini sorması üzerine Davutoğlu, daha önce yaptığı ziyarete ilişkin detayları görüştüklerini söyledi.

ÇAĞLAYAN DA KONUŞMA YAPTI

Bu arada Ekonomi Bakanı Çağlayan, toplantıya yaklaşık bir saat geç katıldı. Salona giren Çağlayan, Davutoğlu'nun ardından kürsüye geldi. Çağlayan konuşmasında Türkiye'nin ekonomide geldiği noktaya değinerek şunları söyledi:

"Çok şükür IMF'ye borç verecek hale geldik. Devlet olmanın gerekliliği budur. Sokaktaki simitçi o zaman IMF'nin şeflerinin ismini biliyordu. O zaman IMF denetçileri Türkiye'ye gelerek ev ödevlerini verip giderdi. Sonra da gelip kontrol ederlerdi. Eğer dedikleri gibi değilse, Türkiye'yi krize atıp giderlerdi. Şimdi ise ekonomi de destan yazan bir hükümet var. Geçmişi hiçbir zaman unutmayacağım, ama zaman zaman geçmişi unutmak gerek. Bundan 10 yıl önce ABD'ye gittiğimizde orada polisler bırakın üst baş aramasını köpeklerle valizlerimizi bile aramışlardı. Şimdi ise Türkiye pasaportuna sahip olmak bir ayrıcalıktır. Geçmişte Türkiye vatandaşı olmanın ezikliğini yaşatırlardı. Şimdi ise diplomatik pasaporta sahipmiş gibi karşılaşıyoruz. Borç almayan emir almaz. Gelmiş olduğumuz seviye çok önemlidir. Çok önemli başarılar elde ettik. 2012 yılında elde ettiğimiz başarılar dünya ekonomisine altın harflerle yazıldı. Avrupa'nın bir çok ülkesi burunun üzerine çakıldı. Avrupa bunu yaşarken Türkiye ihracatını artırdı. Hollanda'yı geçip dünyanın 17'nci büyük ekonomisi olacağız. Avrupa'nın da 6'nci büyük ekonomisi olacağız. Geçtiğimiz yıl Türkiye'ye 32 milyon turist geldi, 30 milyar dolar döviz bıraktı. Türkiye Avrupa'nın 4'üncü dünyanın 6'ınci turizm merkezi oldu. Bu noktadan hareketle diyoruz ki bu maya tuttu."

KONYA- KARAMAN- MERSİN LOJİSTİK BULUŞMASI

Mersin'de 'Konya-Karaman-Mersin Lojistik Buluşması' Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirildi. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Mersin ve Konya Şubeleri işbirliğinde Radisson Blue Otel'de düzenlenen etkinliğe, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, Karaman Valisi Murat Koca, illerin milletvekilleri, ticaret ve sanayi odası başkanları kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.

Toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, düzenlenen 'Konya-Karaman- Mersin Lojistik Buluşması'nı 'tarihi bir buluşma' olarak nitelendirdi. Türkiye'nin ekonomik kapasitesini dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokmayı hedeflediklerini anlatan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'la 3 vilayetin merkezi-yerel otorite temsilcilerini, iş adamlarını bir araya getirerek büyük vizyon doğrultusunda ortak istişare etmeyi düşündük. Gecikmeli oldu ama güzel oldu. Genel stratejik vizyonda anlaşmalıyız. Projelerle ilgili berrak bir izlenim olmazsa, 2023 hedeflerine ulaşmakta zorluklar çekeriz. 2023 hedefi, aslında genel bir hedefin uygulama alt üniteleri. Genel hedef, Türkiye'nin ekonomik kapasitesini dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokacak şekilde büyük vizyon içeriyor. Bunun gerçekleşmesi için aşağı doğru planlama yapılması üzerinde çalışmalar ihtiva ediyor."

İki konuya vurgu yapmak istediğini anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bunlardan ilki, hedeflere ulaşmak için elimizde Türkiye'nin en önemli kaynakları ne var, zaaf noktalarımız ne, önemli kaynakları, zaafları kapatacak şekilde nasıl harekete geçiririz- Temelde 3 kaynağımız var. Büyük strateji geliştirmek için tarihimiz var. Millet bütünlüğü içinde hareket edebilme kabiliyetimiz var. Son 10 yılda bir ülke bu kadar çabuk toparlandıysa asırlardır gelen birlikte hareket edebilme gücüyle yapmıştır. Böyle tarihi bir arka plan olmasa, bunları başaramazdık, çabucak kriz durumuna girebilirdik. İkinci vurgulamak istediğim şey ise lojistik burada doğrudan etkili. Çünkü öyle bir coğrafyadayız ki nereden bakılırsa bakılsın, merkezi bir noktadayız. Haritayı gözümüzde canlandırınca, Atlantik merkezli haritalara bakınca, İngiltere yukarıda. Ama Pasifik'e gidince Japonya merkezdedir, İngiltere kenardadır. Öte yandan hangi haritayı alırsanız alın, hangi merkezli alırsanız alın, Türkiye mutlaka yolların kesiştiği merkezi bir yerde duruyor."

'ÇEVRE ÜLKELERLE ENTEGRE HALE GELMELİYİZ'

Türkiye'nin açıklarına bakıldığında enerji eksikliğinin bulunduğunu açıklayan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O zaman ekonomimizin cari açığına da neden o. Bu faturayı ortadan kaldırmak için bizi bir enerji üssü haline getirecek politikalar takip edeceğiz. Büyük hedeflere ulaşmak için coğrafyamızı nasıl kullanacağız? Dünyayı coğrafyamıza, coğrafyamızı dünyaya açacağız. İlk 10 ülke denilince matematiksel olarak bakınca diğer 9 ülkeyle rekabet halindesiniz. Birilerini geçeceksiniz. Göreceli onlardan iyi performans sergilemek lazım ki onları geçesiniz. Geçilecek ya da geri kalacak ülkelere bakınca, çoğu kıta ölçekli ülkeler. Yani Türkiye'nin 10-20 misli ülkeler. Mesela Amerika ve Rusya birer kıtadır. Kanada öyle. O zaman yapmamız gereken Türkiye'nin insan ve coğrafya potansiyelini, kıta ölçeğine çıkarmak. Bunu nasıl yaparız? Girişimci önündeki bariyeri kaldırırız. Vizeleri de bunun için kaldırıyoruz. Şu anda 64 ülkeye vizesiz seyahat ediliyor. Venezuella ve Belarus ile de belli aşamaya geldik. Çevre ülkelerle entegre hale gelmeliyiz. 13 ülkeyle sınır işbirliği mekanizması kurduk. 13 ülkenin devlet ve hükümet başkanları birlikte oturuyor ve ortak kabine toplantıları yapılıyor. Son olarak Yunanistan'la olduğu gibi."

'COĞRAFYAYI AÇMAKTAN KORKARDIK'

Bakan Davutoğlu, eskiden coğrafyamızı açmaktan korkulduğunu belirterek, "İthal ikamesi uygularken, coğrafyayı kapatarak üretimi geliştirmeye çalışırdık. Şimdi gümrük duvarlarını yıkarak, bizim üretimimizi dışarı taşımak durumundayız. Çünkü İtalya, Almanya hattından Çin'e kadar bir hat çekin, tüm geri kalan dünyada en büyük üretim kapasitesi Türkiye'de. Bizim üretim kapasitemizi, ulaşım hatlarıyla gümrük duvarlarını yıkıp, her tarafa açmalıyız. Limanlarla en kısa sürede ürünlerin dünyaya açılması lazım. Bunun için serbest ticaret anlaşmaları imzalıyoruz, 19 ülkeyle imzalandı. Sadece Mersin Limanı çerçevesiyle değerlendirmek değil, tümüyle değerlendirme yapmalı." dedi.

Akdeniz havzasında Türkiye ekonomisinin 3 can alıcı sektörünün yan yana bulunduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Antalya'da turizm, Ceyhan'da enerji, üçüncüsü Mersin'de ticaret. Turizm, serbest ticaret ve enerji, hepsi yan yana dünyaya buradan açılıyor. Bizim bu hedefleri gerçekleştirmek adına, içerideki üretimle limanları birleştireceğiz, limanları da diğer ülkelerin limanlarıyla entegre hale getireceğiz" dedi.

Suriye'de sıkıntı olunca, İskenderiye'den Mersin'e Ro-Ro seferlerinin başladığını anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"16'ncı yüzyılda Akdeniz'i büyük ölçüde kontrol altında tutuk. 19'uncu yüzyılda dahi İzmir'den tüm Akdeniz'e gemi seferleri yapılıyordu. Akdeniz Platformu Genel Sekreteri bizdeydi. Ankara'da şunu söyledim, 'Akdeniz'in en uzun sahiline biz sahibiz. Akdeniz'de ulaşım konusunda, enerji konusunda, ne hareket olacaksa bizim haberimiz olacak. Nereden nereye hat başlayacaksa bizim katkımız olacak. Mersin'i birinci liman yapmak durumundayız. Doğu Akdeniz'in en büyük limanı Mersin Limanı ama hedef Mersin'i tüm Akdeniz'in en büyük limanı yapmak."

Toplantıda ayrıca, Konya, Karaman, Mersin arasındaki konvansiyonel demiryolu ve konteynır bazlı yük taşıma ve kombine yolcu taşımacılığı, Konya Lojistik Merkezi, Karaman Lojistik Yük İkmal İstasyonu ve Mersin Lojistik Merkezi projeleri masaya yatırıldı.

 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 17:08

İLGİLİ HABERLER