KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/17 yıl önce kapak olduğu dergi sayesinde Afganistan'ın simgesi haline gelen Şerbet Gula ünlü olduğundan habersiz, 3 çocuğu ve kocasıyla 'karanlıklar' içinde yaşıyor
Her şey, National Geographic muhabiri Steve McCurry'nin 1985 yılında Pakistan'daki bir mülteci kampında küçük bir Afgan kızının fotoğraflarını çekmesiyle başladı. Yemyeşil iri gözleri öfke ve bir o kadar da acı dolu olan 13 yaşındaki Afganlı kızın; 17 yıl boyunca iç savaşlar, Sovyet işgali ve Taliban rejimi yüzünden hayatları mahvolan Afganlı mültecilerin simgesi haline geleceğini fotoğrafı çeken McCurry dahi tahmin edememişti...
McCurry yıllarca tüm dünyanın konuştuğu ve onlarca ödül kazanan bu fotoğraftaki kızı aradı. Ancak kız fotoğrafı çekildikten sonra ortadan kaybolmuştu; ne adı, ne nerede yaşadığı, ne de nereye gittiği hakkında tek bir ipucu yoktu. National Geographic televizyon ve film ekibiyle birlikte zorlu bir takip başlatıldı ve 'En Ünlü Afgan Kadını' bulundu. McCurry'nin 17 yıl boyunca bakışlarını unutamadığı o meşhur yeşil gözlü mülteci kız, Şerbet Gula isimli Peştun bir kadındı...
ÖNCE BİR KADINLA KONUŞTU
National Geographic muhabirleri, ellerinde o ünlü fotoğrafla mülteci kamplarını, dağ köylerini tek tek gezdi. Herkese bu güzel gözlü kızı tanıyıp tanımadıklarını soruyorlardı. Fakat yıllar boyu süren aramaları sonuçsuz kaldı. Ümitler tükenmek üzereyken, bütün ekibi sevince boğan bir şey oldu: Bir başka dağ köyündeki köylü, fotoğraftaki kızı tanıdığını söylüyordu...
Köylü, ekipleri kızın ağabeyi olduğunu söylediği kişinin yanına götürdü. Programın sorumlusu Boyd Matson o anı, "Doğru aileyi bulduğumuza kızın ağabeyinin gözlerini görünce inandım" diye anlatıyor. Ağabeyinden fotoğraftaki kızın Şerbet Gula olduğunu öğrendiler. Hemen onunla görüşmek istiyorlardı. Ancak bu, öyle kolay olmadı.
Çünkü gelenekler ve inanışlar gereği ailesi dışındaki bir erkeğin, bir kadınla konuşmasına kesinlikle izin verilmiyordu. Bunun üzerine National Geographic ekibinde görevli bir kadın yapımcının Şerbet'i görmesine izin verildi.
UZMANLAR KARŞILAŞTIRDI
Şerbet'in hayatında sadece bir kez fotoğrafı çekilmişti. O güne kadar hiç görmediği bu fotoğrafı, dünyanın en büyük gazete ve dergilerinde yayınlanmıştı ama o, dünya çapında bir üne sahip olduğundan habersizdi. Kadın yapımcı ona, tüm dünyadaki mültecilerin simgesi haline geldiğini, onu yıllardır aradıklarını ve ne kadar tanındığını anlattı; ona o ünlü fotoğrafını gösterdi. Şerbet, gözlerine inanamıyordu.
Ancak ekip doğru kızı bulduklarından emin olmalıydı. Şerbet ilk olarak Pakistan'daki bir hastanede göz uzmanlarına muayene ettirildi. Doktorlar, iris karşılaştırması yaptı ve ikisinin aynı kişi olduğuna karar verdiler. Ardından meşhur yeşil gözlü küçük kızın fotoğraflarıyla kıyaslanması için Şerbet'in yeni fotoğrafları uzman ellere teslim edildi. Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) yüz tanımlama tekniği uzmanları inceleme yaptı. Onlardan gelen yanıt da aynıydı: Bu iki kadın aynı kişi...
FOTOĞRAFÇISINI UNUTMAMIŞ
National Geographic ekibi artık emindi. 17 yıldır aradıkları kızı sonunda bulmuşlardı. Artık fotoğrafı çeken McCurry ile Şerbet'in tanışma vakti gelmişti. Ekip, ailesi ve eşinden izin aldı. Hep birlikte yeniden Şerbet ve eşinin ailesinin yaşadığı yere gidildi.
McCurry, Şerbet'e "Halkının saygınlığı ve yaşadıklarının simgesi haline geldin" deyince Şerbet peçesini kaldırdı ve öyküsünü anlatmaya karar verdi. McCurry onu görür görmez tanıdı. Gözleri, tıpkı o gün olduğu gibi bugün de unutulmaz bir güzellikteydi. Gula da onu tanımıştı. Yıllar önce mülteci kampında hayatında ilk kez fotoğrafı çekilmişti. O fotoğrafı çeken adamı unutması da imkansızdı.
Şerbet artık yorgun bir köylü kadını
Şerbet Gula... Yüzlerce derginin sayfalarını, gazetelerin manşetlerini süsledi fotoğrafı. Ama o, bütün bunlardan habersiz "karanlıkta" bir yaşam sürdü. Ailesi, Sovyet helikopterlerinin saldırısında yıkılan evlerinde ölmüştü. O, ağabeyi ile birlikte 2 hafta dağlarda yürüyerek Pakistan'a kaçtı ve mülteci kampına yerleşti. Ünlü fotoğrafı çekildiğinde tahmini olarak 13 yaşındaydı. Birkaç yıl sonra da evlendi ve kamptan ayrıldı. Gerçek yaşını bilmiyor. 28-30 yaşlarında olduğu tahmin ediliyor.
Şerbet'in 4 kızı oldu; biri küçükken öldü. Kızları Robina 13, Zahide 3 ve Aliye 1 yaşında. Eşi Rahmet ile bir köyde yaşıyor. National Geographic ekibiyle görüştükten sonra Şerbet, ailesiyle birlikte yine kayıplara karıştı. Bu, verdiği ilk ve son röportajdı. Onu buldukları köyün adının gizli tutulmasını istedi. Ardından o köyden de taşındı.
FBI: YÜZDE YÜZ O KIZ
McCurry'nin 1984'te ve ekibin 2002'de çektiği fotoğrafları bilgisayar sistemleri kullanarak inceleyen FBI uzmanı Thomas Musheno "İki fotoğraftaki kızın aynı kişi olduğundan yüzde yüz eminim" dedi. İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi uzmanlarından Prof. Dr. John Daugmann ise parmak izinden daha kişisel delil kabul edilen göz irisi testleri yaptı. Prof. Daugmann, biyometrik teknikler, matematiksel kıyaslamalar yaparak küçük kızın bugünkü görünümünün neye benzeyeceğini çıkardı. Sonuç yine aynıydı. Pakistan'daki bir hastanede Şerbet'i muayene eden göz doktoru Mustafa İkbal de "göz kenarındaki çillere kadar aynı" diye konuştu.
İşte yeşil gözleri çeken foto muhabir
McCurry: Beni görür görmez tanıdı Şerbet... Çünkü hayatı boyunca tek bir kez fotoğrafı çekilmişti. Onu da ben çektim. Afganİstan-Pakistan sınırındaki mülteci kampında 1985 yılında fotoğrafı çeken foto muhabir Steve McCurry, küçük kahramanı Şerbet ile buluşmasını şöyle anlatıyor: "Şerbet beni görür görmez tanıdı. Çünkü hayatında sadece bir kez fotoğrafı çekilmişti. Onu da çeken bendim. Korku, öfke, acı ve üzüntü anlatan iri yeşil gözleri tıpkı o günkü gibiydi. Bu fotoğraf bana hep yaşanan acıları ifade etti. Aileniz ölüyor, onları geride bırakarak evinizden kilometrelerce uzağa kaçıyorsunuz. Bir mülteci kampına yerleşiyorsunuz. 17 yılda, haftada en az 15-20 kişi onun hakkında bilgi almak için arıyordu beni. Sonunda onu buldum."SABAH
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:46