Gündem
  • 28.9.2004 12:14

AHMET ALTAN'DAN İLGİNÇ BİR TESPİT: ''TÜRKLER KURNAZLIĞI SEVER AMA KURNAZLARI SEVMEZ!''

Günah özgürlüğü.... Hırıstiyanlık alemi bu sorunu aştı, ne yazık ki İslam dünyası henüz bu olgunluğa ulaşamadı. Bunun nedenlerinden biri belki de Müslümanlığın epeyce daha genç bir din olması ve kendi “ortaçağ”ından kurtulmayı henüz başaramaması. Hırıstiyanlar, kendi “ortaçağlarında” günahı bireysel değil toplumsal bir suç olarak görüp cezalandırıyorlar, din adına insan öldürüyorlardı. Din adına çok savaş yapıldı, çok cinayet işlendi. İnsanların nasıl davranacağına dinden başka karar verecek bir ölçü yoktu, insanın da bir değeri bulunmuyordu. Günah en büyük suçtu. Günah ve suç kavramlarının birbirinden ayrılması çok uzun zaman aldı. Günahla suçu birbirinden ayıracak düzeye erişmeleri Hırıstiyanların hem kendi tarihleri açısından hem de dünya tarihi açısından çok önemli bir adım oldu. Günah bireyselleşti ve cezası dünyada verilecek bir suç olmaktan çıktı. Günahı işleyen bedelini “öteki dünyada” ödeyecekti. Hırıstiyan dünyası böylece günah özgürlüğüne kavuştu. İslam alemi henüz bu aşamaya gelmiş değil. Belki de Yirmi Birinci Yüzyıl'da Hırıstiyanlarla aramızdaki en ciddi ayırım bu aşamada ortaya çıkıyor. Müslümanlar, günahı hâlâ bireysel değil toplumsal bir olay olarak görmeye ve bunu suç kabul edip cezasını bu dünyada vermeye yatkınlar. Müslüman dünyada genellikle günah kavramının merkezinde de kadını ve cinselliği görüyoruz. Erkeğe dört kadınla evlenmeyi hak kabul eden bir anlayışın, kadınla erkek arasında yarattığı eşitsizliğin sancıları bu yüzyılda çok ciddi bir biçimde hissediliyor. Kadın ve cinsellik sürekli olarak toplum tarafından baskı altına alınmaya çalışılıyor. Uzaktan izleyebildiğimiz kadarıyla birçok islam ülkesinde kadın olmak hala çok ciddi sorunlar yaşamak, baskı altında kalmak anlamına geliyor. Dinin kuralları, yasakları ve günahlarıyla hızla değişen hayatın hızı arasındaki kopukluk da Müslümanları kendi “ortaçağlarına” hapsediyor. Hayatın hızını yakalayabilmek, kadının enerjisini de toplumun üretimine katıp gelişebilmek için günahı bireyselleştirip, özgürleştirmek; hayatın hızıyla uyum sağlamakta zorlanan dinin kurallarını toplumsal alanının dışına çıkarmak gerekiyor. Bunu en azından teoride başarıp laikleşen çok az Müslüman ülkeden biri Türkiye. Bunun birçok nedeni var elbette. Bizim Müslümanlığı geç kabul etmemiz, şamanizmin izlerini hayatımızın içinde hep taşımamız, Alevi bir damarın toplumun içinde çok canlı bir biçimde yaşaması, Anadolu ve özellikle de İstanbul gibi her türlü dinin ve kültürün içinde kaynaştığı kozmopolit bir coğrafyada bulunmamız, Mustafa Kemal’in siyasi rakibi olan halifeyi ve halifeliği tasfiye ederek laik bir yapı oluşturması bizim bugün kısmen de olsa laik bir düzene sahip olmamızı sağlıyor. Ancak “günah özgürlüğünden” sıkılan, günahı yeniden suç haline getirmek istiyen bir zihniyet fırsat bulduğunda epeyce kaba bir biçimde kendini gösteriyor, başbakan Erdoğan’ın zinayı suç haline getirmek isterken söyledikleri, Samsun belediyesinin elele tutuşan gençleri kendine hedef seçmesi hayatın gerçeklerini reddeden tavırlar olarak ortaya çıkıyor. Günahın suç olması her dinin kendi “ortaçağında” görülür. Türkiye kendini Müslüman ortaçağdan kısmen ayırmış bir ülke. Eğer gelişip kalkınacaksa, bu çağın gerçeklerine ayak uydurarak yapacak bunu. Sanırım çok fazla zigzag çizip, birbirinden farklı kimliklerle karşımıza çıkan AKP’nin bir karar vermesi gerekiyor. Müslüman ortaçağı aşmak istiyorlar mı yoksa o ortaçağın içine mi dönmek istiyorlar? Ortaçağı aşacaklarsa günah özgür olacak, her birey kendi günahının hesabını öteki dünyada verecek. Ortaçağda kalmak isterlerse, günahı suç kabul edip bu dünyada cezalandırmaya uğraşacaklar ve toplumun doğal ve özgür gelişmesini engelleyecekler. Eğer AKP bir seçim yapmaz da bir ayağı ortaçağda bir ayağı yeniçağda olan bir anlayışı sürdürmek kurnazlığına saparsa, sanırım, toplum onların ne olduğuna onların yerine karar verecek. Kurnazlık yapmayı çok seven Türklerin, kurnazlık yapanları hiç sevmediğini de böylece öğrenecekler. AHMET ALTAN / GAZETEM.NET Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:59

İLGİLİ HABERLER