AHMET ÇAKAR : PENALTI HAKEMİN BEŞİKTAŞ'A HEDİYESİ
ALİ GÜLTİKEN: Kan kaybı durdu (SABAH)
Aralık başında başlayan istikrarsızlık ve kaybetme dönemi Antalya maçıyla güzel bir şekilde durduruldu. 'Kupada alınan sıkıntılı sonuçlar acaba ligde de aynı şekilde devam eder mi' endişesi, kazanılan bu maçla yerini tekrar yarışın içine girmiş bir takım güveniyle geri geldi.
Beşiktaş hem rakibinin bu özelliklerini göz önünde bulundurup hem orta alan içerisinde ikinci toplarda büyük başarı sağlayarak rakibinin hızını kesti ve istediği atakları geliştirebildi. Kendi defans bölgesine Toraman, Sivok, Ekrem, Üzülmez dörtlüsüyle rakibinin süratli ve kontratakta etkili olabilecek oyuncularını kontrol ederken, Ernst ve Fink'in bu bölgeye yaptıkları destekle de rakibine çok önemli gol pozisyon şansı vermedi.
Kazanılan penaltı, bir takım tartışmaları beraberinde getirebilir fakat topun Antalyalı iki oyuncunun eline peşpeşe çarpmış olması da bu kararı haklı olarak gösterebilir. Verilmesi kadar, verilmemesi de çok büyük tartışmaları beraberinde getirebilecek bir pozisyondu. Benim şahsi düşüncem penaltı kararının doğru olduğu yönünde.
AHMET ÇAKAR: Hakem kararı! (SABAH)
Yıllar önceyi hatırlıyorum. Konya'da Fenerbahçe Anelka'nın elle attığı bir golle galip gelmiş ve Türkiye'de yer yerinden oynamıştı. Orada hakem Özgüç Türkalp'ti. Dün gece de Antalya'da aynı hakem, Özgüç Türkalp düdük çaldı. Maçta tek gol var ama o tek gol hakemin ve yardımcısının Beşiktaş'a hediyesi.
Beşiktaş için defansif anlamda fazlaca bir sorun yok. Özellikle Ernst ve Fink iyi oynadıklarında takım savunması oldukça iyi işliyor. Ama organizasyon yönünden ve hücuma kalkma açısından siyah-beyazlı ekip sezon başından bu yana güçlükler çekiyor.
Maçı hakem Özgüç Türkalp Beşiktaş'a hediye etti demiştik. Şimdi bunu biraz açalım. Bir korner atışında yapılan ortada İbrahim Toraman önündeki Antalyasporlu defans oyuncusuna eliyle bastırıyor. Onu bozuyor, top arada kalıyor ve Antalyasporlu oyuncunun eline çarpıyor. Bunun penaltıyla uzaktan-yakından alakası yok. Yardımcı 'penaltı' diyor, hakem de çalıyor ve ondan sonra skor değişiveriyor. Sadece bu mu? Ernst'i dirsek atıp yıkan kaleci Ömer'e sadece sarı kart verip, eyyamların en güzelini yapıyor.
FATİH DOĞAN: Beşiktaş nasıl kazanır? (SABAH)
Beşiktaş'ta seçimi hangi liste kazanır sorusundan önce 'Beşiktaş nasıl kazanır?' bakışı ortaya konmalı. Beşiktaş'ta kongre üyelik yapısının sulandırılması ve oluşturulan arabesk yapının kongre salonları ile kulüp işleyişine yansımasıyla camiada bir erozyon yaşanması çok acı. Son yıllarda seçimlerde yönetimler, gerçek iradeyi tam olarak yansıtmayan üyelerle seçilir hale geldi. Kongrelerde ön koltuklarda bile iki elini birden kaldıran, ayağa fırlayıp tepkiler veren profiller görülür hale geldi. Camia bu fotoğrafı iyi analiz etmeden, düzeltmeden geleceğine sağlıklı yön veremez. Bu yüzden gözlerim ön koltuklarda, sandık başlarında olacak ve umudu arar gibi Beşiktaş'ın değerlerini arayacak.
Özetle; camianın uyandığı bu ortamda Beşiktaş'ın büyüklüğünü göremeyen, bu gücü içselleştiremeyen yönetimlerin ömrü artık uzun olmaz. Bunu gerçekten isteyen ve gönülden çalışarak başaracak yönetimler için gerisi teferruat değil midir?
HAŞMET BABAOĞLU: Merak ediyorum! (FOTOMAÇ)
Hakem 55. dakikada elle oynama nedeniyle penaltı kararı vermeseydi ve Bobo bu penaltıyı gole çevirmeseydi... Acaba takımlar o dakikaya kadar süren derin uykularından uyanırlar mıydı? Düşünün... Kalesinde gol görünceye kadar tek bir pozisyonu olmayan, hatta doğru düzgün atağa bile çıkmayan Antalyaspor, 55 ile 60. dakikalar arasında üç pozisyon buldu.
Karşılaşmayı seyretmeyen Beşiktaşlılara işin özetini şöyle vereyim: Beşiktaş sezon başında nasılsa sezonun ikinci yarısının başlangıcında da aynı... Savunma Ferrari'siz de olsa iyi. Ernst ve Fink çalışıyor. Bobo en kötü halinde bile tehlikeli. Gerisi... Gerisi kocaman bir soru işareti. Bu takım formsuz mu? Hatta dün akşam herkesin dikkatini çektiği gibi biraz da kondisyonsuz mu? Yoksa Beşiktaş kadrosunun kapasitesi ve kalitesi bu kadar mı? Sanırım gerçek bu! Rakipleri kötüyse Beşiktaş kazanıyor. Rakipleri bir parça silkinip iyi futbol oynadığında siyah-beyazlılar puan bırakıyor.
TURGAY DEMİR: Tesadüf! (FOTOMAÇ)
Geçenlerde Bülent Tulun anlatmıştı. Napolyon egemenliği altındaki adalardan birine gidişinde tek top bile atılmadan karşılanınca valiye bunun nedenini sorar. Vali, "Bunun 14 tane nedeni var" deyince Napolyon saymasını ister.. Vali başlar: Bir, barutumuz yok!"
Beşiktaş bu "Çeşme" sistemiyle oynamaz, hadi oynadı diyelim, o zaman öndeki üçlünün ikisi koşan adamlardan seçilmeli. Misal, Tello'nun soluna İsmail'i, sağına Ekrem'i koyarsınız yine 4- 2-3-1 oynarsınız ama en azından orta alanınız bu kadar boş kalmaz. Sistemin yanlış bari oyuncu seçimlerin doğru olsun be hocam. Penaltı golünden sonra (böyle penaltı olmaz, yardımcısı Özgüç Türkalp kardeşimi yanılttı) Denizli yine bizim dediğimize geldi. Yürüyen Nihat ve Tabata'yı çıkarıp, orta alanı Necip'le takviye etti. Sağ kanada da Holosko'yu alınca Beşiktaş hücumda etkili olmaya başladı. Doğruları yapmak bu kadar kolayken, hoca ne yapıp ediyor bir şekilde macera arıyor. Not: Kiminin bıyığı paladır, kiminin yüreği. Bir de sadece soyadı "Pala" olanlar varmış, dün bunu da öğrenmiş olduk!!! SABAH