Gündem
  • 2.12.2009 16:31

AHMET TÜRK :İMRALI'NIN HALİ BÖYLE İKEN AÇILIMDAN SÖZ EDİLMEZ

DEMET KESER
ANKARA (İHA) - DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, ''İmralı sistemi halen ortadayken ve bu sistem daha da ağırlaşırken açılımdan söz etmenin inandırıcılığı olamaz'' dedi.
Parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında Türk, Türkiye'nin, demokratikleşme sorunlarını masaya yatırarak, büyük bir cesaret ve kararlılıkla çözmek zorunda olduğu bir süreçle karşı karşıya bulunduğunu söyledi. ''Kürt sorunu oyalamadan, kandırmadan, zamana yaymadan, ciddiyetle ele alınmak zorundadır'' diyen Türk, DTP'nin başta ''Kürt sorununun çözümü olmak üzere, Türkiye'nin bütün demokratikleşme sorunları konusunda taraf olduğunu'' ifade etti. ''Ne CHP'nin ne MHP'nin statükoda ısrarıyla ne
de AK Parti'nin tasfiye mantığıyla Kürt sorunu gibi kapsamlı bir sorunun çözülebileceğini'' savunan Türk, şöyle konuştu:
''AK Parti iktidarının demokratik açılım adı altında yürüttüğü bazı girişimler aldatmaca ve oyalamaya yöneliktir. İşin esasında Kürtleri dışında tutan, onların iradesini dikkate almayan politikalar yatmaktadır. Bu politikalar yıllardır denendi ancak sonuç alınamadı. Buna rağmen aynı çözümsüzlük politikalarında ısrar edilmektedir. Çözüm yöntemlerini elbette birlikte tartışmalıyız. Bu konuda, dünya deneyimlerinin gösterdiği önemli örnekler vardır. Sorun, Kürt halkının varlığının, Türkiye Cumhuriyet
Anayasası'nda kabul edilip edilmeme sorunudur. Kürt halkının siyasi ve kültürel hakları tanınmadan, iradesi muhatap alınmadan, diyalog ve uzlaşı süreci geliştirilmeden bu sorunun çözülmesi mümkün değildir. Şimdi karşımızda bu düzeyde köklü bir sorun varken, bazı idari düzenlemeler ve yönetmelik değişiklikleriyle çözüm mümkün müdür? Köy, kasaba isimlerinin geri verilmesi gibi ceviz kabuğunu bile dolduramayacak düzeyde bazı değişikliklerden bahsediliyor. Kaldı ki halkımız zaten bu yerlerin Türkçe isimlerini
kullanmıyor. Güya bu şekilde bu köklü sorun çözülecekmiş. Halkı, kamuoyunu bu anlamda kandırıp, sancılı süreçlerin gelişmesinden Kürtleri, partimizi sorumlu tutacaklar. Böyle bir planın, arayışın olduğunu düşünüyoruz. Bu, son derece yanılgılı ve asla kabul edilemez bir yaklaşımdır.''
Türk, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi ve ulusal sivil toplum örgütleri ile siyasi parti temsilcilerinden oluşan bir heyetin İmralı'da inceleme yapmasını istedi. ''İmralı'nın, hükümetin açılım olarak savunduğu sürecin bir aynası'' olduğunu iddia eden Türk, ''Bu sürecin gerçek bir demokrasi açılımına dönüşmesinin en önemli koşullarından biri İmralı'ya yaklaşımdır. Çünkü Kürtlerin gözü kulağı İmralı'dadır. Kürtler, İmralı'ya karşı geliştirilen olumlu ya da olumsuz bir tavrı kendisine karşı alınan bir tutum
olarak saymakta ve görmektedir. Bu nedenle İmralı, Kürtlerin ve toplumsal barışın en hassas noktasıdır'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, 'İmralı'daki koşullar nasıl olumsuza dönüştü? Siz toplumun gerilmemesi gerektiğini söylüyorsunuz ama yaptığınız açıklamada İmralı'daki koşullar değişmezse toplumda gerilimlerin yaşanabileceğini söylediniz Bu da aslında bir tehdit değil mi?' sorusu üzerine Türk, "Gerçeği dile getiriyoruz 10 metrekarelik bir yerden 6.5 metrekarelik yere alındı. Daha önce pencereden rahat rahat hava alma imkanı varken, şimdi tabana yapışık pencere var. Burada bir iyileştirme değil mevcut koşulları daha da
geriletmiştir. Bu yaklaşımla toplumda tepkiler oluşuyor. Öcalan, önemli bir şahsiyet olmasaydı diğerleri gibi normal cezaevlerinde olurdu. Devlet milyonlarca dolar harcayıp bir yere koyuyorsa onun da önemli olduğunu gösterir" dedi.
'Öcalan'ın yaşama koşulu size göre nasıl olmalıydı?' sorusuna da Türk, "Daha önce geniş olan bir yerin yaşam için uygun olmadığına dair rapor var. Şimdi iyileştirme adına bunu yaparken daha dar aynı şartların daha gerisinde olan bir yere getirdiğinizde bu toplumu gerer. 72 milyonun hassasiyetleri diyorsunuz. Bunun içine Kürtlerin de hassasiyetlerini katmalı" diye konuştu.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 13:44

İLGİLİ HABERLER