
AK Parti’de ‘6284’ çatlağı… Özlem Zengin'in Kırmızı çizgi çıkışına partisinden itiraz geldi
AK Parti’de ‘6284’ çatlağı… ‘Kırmızı çizgi’ çıkışına itiraz geldi
AK Parti Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in 6284 sayılı kanunla ilgili kullandığı 'kırmızı çizgimiz' ifadesi için 'rasyonel değil' yorumunu yaptı.
Tepkiler sadece vekillerden gelmedi.. "6284 Kırmızı Çizgimizdir" Diyen AKP'li Özlem Zengin'e Kendi Seçmeninden Sert Tepkiler Geldi
AK Parti Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz, AK Parti’nin Yeniden Refah Partisi ve HÜDAPAR ile yaptığı ittifak görüşmelerinin ardından gündeme gelen 6284 sayılı kanun hakkında açıklamalarda bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ve AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in ”kırmızı çizgimiz” ifadeleri sonrası sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşımda bulundu.
‘İYİLEŞTİRİLEMEZ OLDUĞUNU DÜŞÜNMEK RASYONEL DEĞİL’
Yılmaz, ”Kadın ve erkekten oluşan Aile toplumun temel direğidir. Kırmızı çizgimiz bu direği ayakta tutmaktır. Aileyi yıkan boşanmayı ve şiddeti engelleyecek iyi niyetli her öneri kıymetlidir. İnsan ürünü bir kanunun değiştirilemez/iyileştirilemez olduğunu düşünmek rasyonel değildir.” ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Yeniden Refah Partisi’nin ve HÜDAPAR’ın ittifak için 6284 sayılı kanunun iptalini şart koştuğu iddialarının ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ”6284 sayılı Kanun’un ruhuyla ve mevcudiyetiyle varlığı son derece önemlidir. Varlığının tartışmaya açılması dahi bizce kabul edilemez.” ifadelerini kullanmıştı. AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin de, “6284 sayılı kanun, bizim için önemli bir konudur ve kırmızı çizgimizdir.” açıklamasında bulunmuştu.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal, son olarak Habertürk canlı yayınında yaptığı açıklamada, 6284 sayılı kanunun kaldırılmasını istemediklerini, sözlerinin çarpıtıldığını söylemişti.
AK Partili Zengin: Bir kesim bütün kötülüklerin anası olarak İstanbul Sözleşmesini görüyor
Özlem Zengin, sözleşmeyi hiç okumadan bazı iddialar ortaya atan kişiler olduğunu söyledi
Zengin’in ifadeleri şöyle:
Bütün kötülükleri anası olarak İstanbul Sözleşmesi’ni görüyor. Nafaka, eşcinsel evlilik diyor da yazmıyor bunlar bu sözleşmede. Hiç okumadan bununla alakalı bir sürü iddia ortaya koyuyor. Bir şeyin başında “toptancı bir hayır” şeklinde yaklaşmıyorum. Türkiye bu sözleşmeyi imzalarken hangi saiklerle imzaladı. Buna yüklenen anlamlar değişti mi? Buna bir bakalım. Bu değişenleri değerlendirdikten sonra çıkmak da mümkün olabilir.
İstanbul Sözleşmesi hakkında
2011 yılında İstanbul’da yapılan Avrupa Konseyi toplantısıda imzaya açılan bu sözleşmenin tam adı "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi". Türkiye, sözleşmeyi imzalayan ilk devlet.
Sözleşmenin ana çerçevesini kadına ve ev içi şiddete karşı mücadele oluşturuyor. Sözleşenin amacını ifade eden 1. maddenin ilk bendinde amaç şu ifadelerle anlatılıyor:
Kadınları her türlü şiddetten korumak, kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak.
Sözleşmenin herhangi bir maddesinde aile kurumuna yönelik bir ifade geçmiyor.
Sözleşmenin 80. maddesine göre taraflardan herhangi birinin Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildirimle herhangi bir zamanda bu sözleşmeyi feshedebileceği belirtiliyor. Fesih, bildirimin genel sekreterliğe ulaştırıldığı tarihten 3 ay sonra yürürlüğe giriyor.
Kadın örgütleri, barolar, insan hakları kuruluşları ve bazı siyasi partiler İstanbul Sözleşmesi’ni gerekli buluyor ve sözleşme hükümlerinin uygulanmasını istiyor.
Muhafazakar sivil toplum örgütleri ve bazı medya kuruluşları sözleşmeye şiddetle karşı çıkıyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2023 10:42