Ekonomi
  • 25.4.2002 14:51

AKARYAKITTA TALEP DÜŞÜŞÜ

KAYNAK : Haber Vitrini Petrol Ofisi Genel Müdürü Ertuğrul Tuncer, akaryakıta olan talepteki düşüşün 2002 yılının ilk çeyreğinde de devam ettiğini belirterek, Mart sonu itibariyle benzin talebinde yüzde 12, motorinde ise yüzde 8 daralma görüldüğünü söyledi. Tuncer, 4. Petrol Şurası'nda yaptığı konuşmada, akaryakıt sektörünün içinde bulunduğu sorunlar hakkında bilgi verdi. Akaryakıt sektöründe çok uzun yıllardır çözüm bekleyen sınır ticareti, sektördeki disiplinsizlik, haksız rekabet, ön izinler, istasyon adetindeki enflasyon, yaptırımların zayıflığı gibi sorunların kronik bir hal aldığını kaydeden Tuncer, Türkiye'de yaşanan ekonomik krizin sektörü olumsuz şekilde etkilediğini ifade etti. Tuncer, krizden bu yana benzin talebi yüzde 11 daralırken, her yıl yüzde 4-5 büyüyen motorin talebinde de ancak yüzde 1'lik bir büyüme gerçekleştiğini vurguladı. Bir yandan satışlarda yaşanan düşüş, diğer taraftan artan fiyatlar ve dağıtım kuruluşlarıyla bayilerin artan işletme sermaye gereksinmelerine karşılık erozyona uğrayan kar marjlarının sektörün bugün en önemli sorunu haline geldiğini dile getiren Tuncer, şöyle devam etti: ''Otomatik fiyatlandırma ile pompa fiyatlarının uluslararası fiyatlara bağlı olarak artması veya indirilmesi gerekirken, maalesef bu uygulamanın kısa bir sürede delindiğini ve fiyatların bir kaç istisna dışında devamlı olarak yukarı doğru ayarlandığını gördük. Bunun da en önemli nedeni, diğer vergilerin toplanmasında karşılaşılan zorluklar yanında adeta bir vergi tahsildarı görevi üstlenen akaryakıt dağıtım şirketleri vasıtasıyla akaryakıttan elde edilen vergi ve fonun kolayca tahsil edilmesidir. Son ekonomik krizi takiben hızla artan akaryakıt fiyatları nedeniyle Türkiye, bugün Avrupa'da akaryakıtın en pahalı satıldığı bir ülke haline geldi.'' 5 Nisan kararnamesi ile sektörün kazanılmış haklarının geriye alındığını, bunun ise en basit hukuk prensipleriyle bile bağdaşmadığını belirten Ertuğrul Tuncer, daha sonra Petrol Ofisi hakkında bilgi verdi. Petrol Ofisi'nin özelleştirilmesinin ardından şirketin yeni yönetiminin özel sektör zihniyeti ile çalışarak, POAŞ'ı yeniden yapılandırdığını, verimliliği ve karlılığı ön planda tuttuğunu söyledi. POAŞ'ın özelleştirilmesinin ardından son 5 yılda rakiplerinin kaybettiği pazar paylarını 16 ay gibi kısa sürede geri aldığını belirten Tuncer, özelleştirmede başarılı olmanın yolunun, özelleştirilecek olan kamu kuruluşlarının doğru yatırımcılara satılması, daha sonra bu yatırımcıların kuruluşların yönetimini belli bir bilgi birikimine sahip kişilere bırakmasından geçtiğini belirtti. POAŞ'ın özelleştirilmesinin birinci yılında 78 milyon dolar tutarında yatırım yaptığını belirten Tuncer, bu iddialı yatırım programının 2002 yılında da devam edeceğini söyledi. Tuncer, şöyle konuştu: ''POAŞ'ta özelleştirme öncesinde çoğu kez istasyonlar ticari olmayan kararlar ile açılmış ve bayilikler verilirken de pek seçici davranılmamıştır. Yönetimimiz, önceliklerimiz arasında olan ve belirlemiş olduğumuz yeni etik politikamızı ilan ederek, şirketin tüketiciler nezdinde itibarını zedeleyen yaklaşık 500 bayiliği iptal etmiştir. Böylece sektörün son yıllarda yıpranan imajını yeniden tesis edilmesinde öncülük etmiştir. POAŞ, pazar payını 1 yıl içinde 6-7 puan gibi büyük oranlarda artırma başarısı göstermiştir.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:39

İLGİLİ HABERLER