KAMU YARARI MI, KAMU ZARARI MI?
Bir dakika.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BBDK) başkanı Engin Akçakoca, dün, Çukurova Grubu ile vardıkları mutabakatı açıkladı. 'Kamu yararı' kavramının bolca geçtiği, hükümete teşekkür edilen, alışılmadık duygusal bir basın toplantısıyla... Akçakoca'ya göre, varılan mutabakat ile, Türk ekonomisi büyük bir yükten kurtarılmış...
''Bir dakika'' demem, daha önce burada işlediğim için ilgi alanıma giren mutabakattan ve mutabakatla ilgili söylenenlerden tatmin olmamam yüzünden...
Varılan mutabakat ile, batan bir banka ile onun batması yüzünden yaralanan bir diğerinin kamuya yüklediği 5.6 milyar dolarlık bir yük zamana dağıtılarak ödettiriliyor. Bir hafta önce üç, altı ve dokuz yıla yayılan bir anlaşma metni hazırlanmıştı; kamuoyundan gelen tepkiler ve hükümetin rahatsız olduğunu belli etmesi üzerine, o süreler biraz geriye çekilmiş görünüyor... Hepsi bu kadar...
Gerçekten 'kamu yararı' gözeten bir anlaşma, borcu, en kısa sürede tahsil etmeyi hedeflerdi. Hele, bankası batan 'borçlu' grubun elinde bunu sağlayacak maddî imkân varsa... Türkcell gibi iyi para kazanan ve piyasa değeri yüksek bir şirketi bulunan Çukurova Grubu, borcunu, elindeki değerleri nakde döndürerek bugün de ödeyebilirdi. BDDK, tepkiler üzerine ödeme planındaki vâdeleri biraz kısalttı ama, anlaşma 'kamu yararı'nı bütünüyle gözetmiş sayılmaz...
Konuyu gazeteleri ve televizyonlarında sürekli işleyip önceki anlaşmaya tepki gösteren bir rakip grup, hiç değilse amiral gemisi saydığı gazetesinde, anlaşmanın 'yeni' halinden memnun olduğu mesajını veriyor. Temel itiraz noktaları olduğu yerde durduğu halde, o grup, anlaşılmaz bir biçimde, tepki göstermekten vazgeçmiş bulunuyor. Herhalde bir sebebi olmalı.
Sebep aramaya başladığımızda, daha önce el konulan bankaların patronları cezaevlerinde ağırlanır ve koltuklarına kadar mal-mülklerine haciz işlemi uygulanırken, Pamukbank konusunun BDDK tarafından farklı bir biçimde ele alınmasının da bir sebebi olması gerekiyor. BDDK başkanı Akçakoca, dünkü basın toplantısında, o sebebe ışık tutacak bir açıklama getirmedi.
Konuya farklı bir gözle bakmamızı sağlayan bir yaklaşım, dünkü Milliyet'te, piyasaları yakından izleyen Güngör Uras'ın sütununda yer aldı. Uras'a göre, BDDK başkanı, kendisini kurtarma çabasında. Pamukbank'a el koyarken kendilerinden 'sonuna kadar destek' sözü aldığı dönemin siyasi yetkilileri Bülent Ecevit ile Kemal Derviş'in iktidardan düşmesi ve Danıştay'ın bankaya haksız yere el konulduğu kararını vermesi yüzünden güç durumda. Uras, ''Danıştay kararı, Çukurova Grubu'na, BDDK başkanına karşı dâvâ açarak, uğranılan zararı kendisinden talep etme hakkını veriyor'' demekte.
Hukuk kıskacına düşen BDDK'nın, zor durumdan kurtulmak için, Çukurova Grubu'na 'farklı' davranması, Çukurova Grubu'nun da içinde bulunduğu sıkıntıdan kendisini az zararla kurtarmaya çalışması anlaşılabilir 'insanî' tavırlar; rakip grubun itirazlarından vazgeçmesinin de anlaşılabilir 'insanî' sebepleri olabilir... Ancak, anlaşılmayan, BDDK başkanı Akçakoca'nın, isimlerini tek tek anarak kendilerine teşekkür ettiği hükümet üyelerinin bu anlaşmayı neden onayladıklarıdır. Hatalı ekonomik kararları yüzünden halk tarafından tasfiye edilmiş bir siyasi kadronun yol açtığı kamu zararını görmezden gelmek onlara düşmemeliydi.
Çukurova Grubu ile varılan mutabakat birilerini tatmin etmiş olabilir; ama kamu yararını gözetmediği belli bu anlaşma kamu vicdanını rahatsız ediyor... Çukurova Grubu borcunu mümkün olan en kısa zamanda ödemeli, Pamukbank'la ilgili kararıyla bir dizi soruna sebebiyet veren BDDK yönetimine de işten derhal el çektirilmelidir.
BDDK başkanının mutabakat anlaşmasına bulaştırdığı hükümet bu işten kendini sıyıramaz.
(Fehmi Koru/ Yeni Şafak)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:17