
AKP MEDYASI LİBERALLER ARASINDA SAVAŞ ÇIKTI
TÜRBANA KADAR
Fehmi Koru (Yeni Şafak)
KORU, “Koalisyon çatladı, ama sorun bakalım neden çatladı?” başlığını verdiği köşe yazısında şu yorumu yapıyor:
(...) AK Parti iyice kronikleşmiş bir sorunun çözümü için MHP’nin desteğini bulunca derhal türban konusuna el atmış oldu; itirazcı liberaller de “Sen nasıl MHP ile işbirliği yaparsın” ile başlayıp “Ülkede bunca daha önemli sorun varken neden türban” ile devam eden bir dizi soru eşliğinde iktidarla aralarına giderek açılan bir mesafe koydular. İtirazcı dostların ’türbana özgürlük’denildiğinde bugüne kadar izledikleri çizgilerini inkâra kadar varan bir irkilme yaşamaları bazıları için sürpriz olmadı. (...) Buna bir de ’liberal’ diye adlandırılanların kendilerini en yakınlarına bile anlatma güçlüğü çektiği gerçeğini ekleyiniz. Bu yeni gelişmeden en olumsuz etkilenecekler, liberallikleri ’türban’ konusuna kadar sürenler olacak...
NE OLDU LİBARALLERE
Ali Bulaç (Zaman)
BULAÇ “Liberal aydınlara ne oldu” başlıklı köşe yazısında şöyle diyor: (...) Peki, ne oldu da liberal aydınlar ve bir kısım sol demokrat aydınlar bir anda “biz bu oyunda yokuz, bizimkisi buraya kadar” demeye getiren bir tutum içine girdiler? Zımni konsensüsü bozanlar liberallerin tümü mü, “bir kısım liberaller” mi, yoksa zaten hiçbir zaman liberal olamamış, ama döneme göre zekâsını iyi kullanan aydınlar mıydı?
DEMOKRASİYİ İYİ BİLMEYENLER
Cengiz Çandar Referans
ÇANDAR, “Başörtüsünün gösterdikleri başörtüsünden görünenler” başlıklı köşesinde şöyle yazdı: (...) Liberal demokratlar denilen AKP üzerinde etki sahibi olduğu varsayılan kanaat önderlerinin, siyasi süreçi, ardındaki karar mekanizmasının nasıl ve neden çalıştığını göz önüne almadan, sırf bir özgürlük savunması adına açık çek vermesini beklemek mümkün olabilir mi? “Kanaat önderliği” ve “liberal demokratlık”, saftoriklik ve ilkesizlik ile eşanlama gelir mi? Bu arada, “ulusalcı” cemaatin “bölündüler” ya da “uyandınız mı, AKP’nin gerçek yüzünü gördünüz mü” türünden “tezahüratı”na da kulak asmak yersiz. Kaldı ki, “faşizan ulusalcılar” ile demokrasiyi iyi bilmeyen “muhafazakârlar” arasında, günümüzün “tercih” i, ikincisinden yana olur.
(VATAN)