Medya
  • 8.11.2002 01:22

AKP MİLLETVEKİLİ MEDYA PATRONLARINI UYARDI : ' YENİ DÖNEMDE ESKİ ALIŞKANLIKLARINIZ SÖKMEYECEK '

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Haberx'te yazan AKP İstanbul milletvekili Emin Şirin, 3 Kasım sonrası medyadaki değişimi ele aldı.Nazlı Ilıcak'ın eşi olan Şirin," 3 Kasım seçimlerinden sonra yazılı basında müthiş bir değişiklik görüyoruz. Star hariç, diğer bütün yayın organları AK Parti’ye yakın bir tavır aldılar…Kimi "yönlendirmeye", kimi "yakınlaşmaya" çalışıyor.Bu medya patronları devlet bankalarından aldıkları kredilerin eksik kalan teminatlarını tamamlayacaklar mı? Bakalım, devlet bankalarından almış oldukları kredileri zamanında ödeyecekler mi?" dedi. İŞTE EMİN ŞİRİN'İN YAZISI Seçimlerden sonra yazılı basındaki değişiklik kimsenin gözünden kaçmıyor. Geçen dönemde medyanın büyük ölçüde "holdinglerin basın bülteni " haline geldiği ortadaydı. Hürriyet ve Milliyet Doğan Holding’in, Akşam Çukurova’nın, Star Uzan Holding’in, Sabah önce Bilgin Holding’in, sonra Ciner Holding’in “basın bülteni” gibiydi. Siyaset ve medya iç içeydi. Siyasilerle işleri olan medya grupları gazetelerinin yayın politikalarını istedikleri gibi yönlendirdiler. Hatta hatta hükümet devirmeye, hükümet kurmaya kalktılar. Örneğin, Ertuğrul Özkök’ün 28 Şubat’ta Hürriyet’in oynadığı rol tartışılırken “Refahyol bize çok pahalıya maloldu, bir müddet daha iktidarda kalsalardı batardık” dediği hatırlarda… Bilgilendirme ve denetim görevi yapması gereken medya “siyasetle ilişkilenme ve menfaat sağlama aracı” oldu. 3 Kasım seçimlerinden sonra yazılı basında müthiş bir değişiklik görüyoruz. Star hariç, diğer bütün yayın organları AK Parti’ye yakın bir tavır aldılar… Kimi "yönlendirmeye", kimi "yakınlaşmaya" çalışıyor. Konuyu birkaç örnekle açalım: “Yönlendirme”ye çalışanlardan güzel bir örnek: 8 Kasım Hürriyet’ten Erdal Sağlam… Erdal Sağlam, Ankara kulislerinde “BDDK Yönetim Kurulu’nun sekizinci üyesi” diye bilinen bir ekonomi muhabiri. Sözünü ettiğim yazısında kendisinin de çok yakın olduğu bürokrasinin Abdullah Gül’ü başbakan olarak görmek istediğini ifade ettikten sonra, keskin ifadelerle dalgalı kur politikasının değişmeyeceğini, bunu IMF’in katiyen kabul etmeyeceğini, IMF ile görüşmelerde hiçbir pazarlık marjının bulunmadığını ve AK Parti’de "kimin, nasıl" konuşması gerektiğini belirtmiş. Tam manasıyla bir “yönlendirme” teşebbüsü. Eski dönemin günahını çıkartmaya ve “yakınlaşma”ya çalışanlar için güzel bir örnek ise Ertuğrul Özkök… Seçim akşamından itibaren süratle televizyon programlarını dolaşan Ertuğrul Bey, geçmişte çok hata yaptıklarını, artık hata yapmayacaklarını, AK Parti’nin de hata yapmazsa Türkiye için hayırlı olacağını söylüyor. Bekleyelim, göreceğiz. Bu güzel temenniler gerçekleşmeli... “Bekleyelim, Göreceğiz” dememin sebebi var. Bakalım, İş-Doğan, POAŞ birleşmesi gibi küçük yatırımcının menfaatini zedeleyen ve Citibank Londra gibi dış finans çevrelerinin Türkiye’ye bakışını sarsan etik dışı bu teşebbüsten vazgeçecekler mi? Bakalım, devlet bankalarından aldıkları kredilerin eksik kalan teminatlarını tamamlayacaklar mı? Bakalım, devlet bankalarından almış oldukları kredileri zamanında ödeyecekler mi? Önümüzdeki Cuma günü yani yarın, BDDK’da randevuları var; Sabah Gazetesi’ni satın alma tekliflerini görüşmek istiyorlar. Bakalım, 500 milyon dolarlık bu teklifleri için kısa vadeli nasıl bir ödeme planı sunacaklar ve bu parayı nasıl temin edecekler? “Yönlendirme ve yaklaşma” faaliyetleri içinde yakın zamanda herhalde “köşe yazarlarının köşesi babalarının malı mıdır, değil midir” münakaşasının da alevlendiğini ve bu konuda da muhtemelen “tavşana kaç, tazıya tut” politikasının iflas ettiğini göreceğiz… Bir başka medya grubu da yönlendirme ve yakınlaşma yerine sonuna kadar siyasete gömülerek mücadele etmeyi planlıyor: Star Grubu… Star, Cem Uzan’ın Genç Partisi’ni desteklemeye devam edecekmiş, yüzde 7’den memnun olan Cem Uzan siyasete devam etme kararındaymış… AK Parti’ye koyu muhalefet yapacakmış. Büyük yazılı basın sahiplerinin hepsinin devletle işleri var. Doğan Holding İş-Doğan-POAŞ birleşmesi peşinde, Çukurova’nın BDDK ile çok önemli ihtilafları devam ediyor. Ciner’in kömür ve trona işletmeleri devletle ilişkili, Uzan’ın TEDAŞ’a yüz milyonlarca dolar borcu var ve yeni baraj ihaleleri istiyor… İş dünyasının yazılı basına bakışı ve kendi davranışlarını tanzim etme şekli muhakkak değişmeli. Medya doğru ve tarafsız haber vermeli. Köşe yazarları da taşıdıkları mesuliyete müdrik ve mütavazi olmalılar. Meclis'i ve hükümeti tenkit dürüstlük ve toplumsal menfaat gözlüğü ile olmalı. İş adamları açısından işlerini kanunlar çerçevesinde düzgün bir şekilde yürütürlerse hiç kimsenin kendilerine müdahale edeceğini zannetmiyorum. Ama eski alışkanlıklarını devam ettirmeye kalkarlarsa bunun da kesinlikle mümkün olmadığını biliyorum. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:36

İLGİLİ HABERLER