İşte Karakaş`ın Zaman`daki değerlendirmeleri...
``3 Kasım 2002 seçim sonuçlarının demokrasi tarihimizde önemli bir dönemeç olduğu muhakkak. Sonuçlarını analiz etmek benim işim değil. Ancak seçim sonrası ortaya çıkan milli iradeden ve parlamenter çoğunluktan toplumda ve özellikle devlet içinde çok rahatsız kesimlerin varlığı herkesin malumu.
Yeni siyasal dengelere muhalefet etmek ve dengeleri değiştirmek, hatta meşru yollar ile parlamenter çoğunluk dengelerini, mesela bir erken seçim ile değiştirmek istemek çok doğal, demokratik süreçlerin olmaz ise olmazlarından. Ancak siyasi kavgayı, parlamenter çoğunluğu değiştirme arayışını demokrasi içinde meşru kabul edilmesi güç yöntemler ile denemeye kalkışmanın da çok arzulanır bir durum olmadığı ortada.
Mevcut siyasal iktidarı en azından kısa vadede meşru yöntemler ile değiştirmenin güç hatta olanaksız olduğu herkesin malumu. Ancak özellikle devlet içinde yer alan bir grubun AKP iktidarını açığa düşürmek için hem çok meşru olmayan hem de sonuçları itibari ile kuşaklararası olumsuz etkileri sürebilecek yöntemlere başvurmak istedikleri konusunda ortada ciddi ipuçları olduğunu düşünüyorum. Bu ifade ile kastım asla bir darbe arayışı içinde olduklarını ima etmek değil.
Sorun en genel hatları ile şu: Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında hiç kuşkusuz iç borç meselesi geliyor. Meselenin çözümü için ise olağan kamu maliyesi teknikleri açısından sınıra gelindiğine ilişkin belirtiler mevcut. Kamu harcamalarını, özellikle transfer harcamaları dışındaki kamu harcamalarını daha fazla aşağıya çekmek, yani kamusal eğitimden, sağlıktan, adaletten daha fazla kısmak pek kolay değil. Vergi yükü ise Türkiye gibi üçbin dolarlık bir ekonomi için tavana çoktan ulaşmış durumda.
Daha fazla vergi daha az büyüme daha çok işsizlik anlamına gelecek. Bu dengeler dahilinde yapılması gereken kamunun vergi dışı gelirlere yani özelleştirme gelirlerine, B2 türü gelirlere, kamu arazilerinin satışına yönelmesi. Ancak; devlet içinde iyi tanımlanamayan mekanizmalar bu tür gelir üretilmesini engelleyerek iç borç yükünü AKP iktidarı için içinden çıkılması imkansız bir yüke dönüştürmek istiyorlaÇarşamba günü Zaman’da çıkan yazıma referansta bulunan Mehmet Barlas’ın dünkü Sabah gazetesinde ifade ettiği gibi “AKP’yi devirip yok etmek isteyenler, özelleştirmeleri ve kamu arazilerinin satılmasını engelleyerek, bu iktidarın vatandaşla, vergi yükü ve kamu borcu arasında ezilmesini planlıyorlar.”
Ankara 10. İdare Mahkemesinin, Tüpraş’ın yüzde 65.67 oranındaki kamu hissesinin blok satışına ilişkin 13 Ocak 2004 Kamu İhale Komisyonunun kararını iptalini de bu genel çerçeve içinde değerlendirmek mümkün diye düşünüyorum. Burada kastım kesinlikle şu ya da bu mahkemenin belirli bir doğrultuda hareket ettiğine ilişkin bir ima değil. Ancak; devlet içinde egemen bir görüş ve uygulamaları bu tür sonuçların ortaya çıkmasına da neden olmuyor değil.
Tüm dünyanın yirmi sene önce büyük bir başarı ile uyguladığı özelleştirme sürecinin ülkemizde hala yargı engeline takılması ve bu engeli bir türlü aşamaması kanımca sadece hukuksal gerekçeler ile açıklanabilecek bir durum olmaktan çoktan çıkmış durumda.``
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:20