Akşam ve Habertürk birbirine girdi!..

İsmail Küçükkaya'nın isim vermeden "Gaziantep saldırısı haberini küçük gören" Haberturk gazetesini eleştirdi. Bu sözlere Fatih Altaylı canlı yayında cevap verdi. Kavga büyüdü, İsmail Küçükkaya bakın neler yazdı?

İŞTE İSMAİL KÜÇÜKKAYA'NIN YAZISI

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Şehit haberlerini küçük gören gazetelerle ilgili yazımı Fatih Altaylı dostumuz üzerine alınmış. Dün kendi televizyonlarında bizi eleştirirken gazetesini övdü. 9 şehit verdiğimiz Gaziantep saldırısını birinci sayfalarından küçücük görmüş olmalarının takdirini kamuoyuna bırakıyorum.

Ama söz medya etiğinden açılacaksa Türk basınının en pahalı hayalkırıklığının henüz kısacık yayın hayatına sığdırdığı rekor sayıda yalanlanmış haberleri hatırlamadan edemeyiz. Bir de Münevver Karabulut 'u öldüren kanlı testerenin ve kocası tarafından bıçaklanan Şefika Etik 'in kanlar içindeki bedeninin, sırtında saplı bıçakla yayınlandığı gazete nüshalarını anmadan geçemeyiz.

Ne zaman adam oluruz: Daha bir hafta önce aynı masada yemek yerken 'Kısıtlı imkanlarınıza rağmen müthiş gazetecilik yapıyorsunuz. Her sabah ikinci okuduğum gazete AKŞAM' dedikten sonra televizyon ekranında bunun tersini söylemediğimizde...

İSMAİL KÜÇÜKKAYA/ AKŞAM

CANLI YAYINDA ALTAYLI NELER DEMİŞTİ?

Fatih Altaylı, Haberturk Tv'deki yayında Akşam'ı topa tuttu.

"Benim etik konusunda kimseyle tartışacağım halim yok. İsmail Küçükkaya ile hiç yok. Kendisini küçümsediğim için demiyorum, bu konuda kimseyi muhatap almıyorum. Halkın duygularını böylesine kritik bir anda kaşımaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Haberi biz hiç görmesek İsmail'in dediği doğru. Ama haber bütün detayıyla hatta İsmail'in gazetesinde olmayan bir detayla var. Zaten bu gazete o yüzden o gazetenin on katı satıyor. Ama biz halkın içinde o an oluşan öfkeyi daha arttıracak şekilde verdiğimiz zaman... . Allah korusun... Bu evli bir adam gidip senin karın şöyle böyle yapıyor demek gibi bir şey. O adam elindeki tabacayı bıçağı alıp gidip öbürünü bıçaklarsa... Buradaki temel hasebimiz bu. Bu toplumsal bir mesele."

"Yarın halkın galeyena gelmesi halinde ne olacağını İsmail Küçükkaya biliyor mu? Biz gazeteci olarak o bardağın sınıra geldiğini biliyoruz. O görüntüleri, şarapnel parçaları ile dağılmış çocuk cesetlerini yayınlarsak elli tane başıbozuğa bakar bu iş. Elli tane başıbozuk toplanıp da haydi şurayı basalım derse İsmail ne diyecek? Elbette ki medya etiği... Biz verdik haberi zaten. Makul bir ölçü içerisinde ve makul bir başlıkla verdik. Oradaki dayanışmayı öne çıkardık. Ben buradan horr diye yazsam üç tane adam çıksa, işte Sivas nasıl oldu biliyoruz. Maraş'ı biliyoruz. Bir kıvılcım yeter. Niye bir kibrit de ben çakayım. Sorumluluk budur. O akşam biz bütün arkadaşlarımızla konuştuk."