Gündem
  • 4.9.2012 19:06

Albay'dan eski komutanlarına ' vicdan' sorusu

Balyoz Darbe Planı davasında bugün tutuklu sanık Deniz Kurmay Albay Murat Saka'yı dinleyen mahkeme heyeti tahliye taleplerini reddederek duruşmayı 20 Eylül'e erteledi.

Balyoz Planı duruşmasında söz alan tutuklu sanık Albay Saka, sanıkların tanıklığını istediği ancak mahkemenin reddettiği emekli Orgeneraller Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’a seslendi. Saka, "Şahitliği kim gizlerse onun kalbi ağır bir günah içindedir. Bu davranış zalimler topluluğuna destek vermek değil midir?" dedi.

"Balyoz Planı" iddialarına ilişkin 250’si tutuklu 365 sanıklı davanın 106. duruşması başladı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nin yanında bulunan büyük salonda yapılan duruşmaya 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve MHP İstanbul milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan’ın da aralarında bulunduğu 188 tutuklu sanık katıldı. Emekli Orgeneral Ergin Saygun’un da aralarında bulunduğu 62 tutuklu sanık ise çeşitli gerekçelerle duruşmaya katılmadı. 6 tutuksuz sanığın hazır olduğu davaya ikinci Ergenekon davası kapsamında tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ise katılmadı. Duruşma, sanıkların esas hakkındaki savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.

Söz alan tutuklu sanık Deniz Kurmay Albay Murat Saka, avukatı duruşmaya katılmadığı halde kendisinin savunma yapmaya zorlandığını belirterek, "Bu durum Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve evrensel hukuk kurallarına aykırı olmakla birlikte, delillerin incelemesi yapılmadan iddia makamının esas hakkındaki mütalaasının alınması ve davanın nihayete ulaştırılmasının da usüllere aykırı olduğu kanaatindeyim" dedi.

"Sırtınızı ısrarla gerçeklere dönüyorsunuz'

Mahkeme Başkanı Ömer Diken’in daha önce ’deliller ayrıca değerlendirilecek’ dediğini şimdi ise ’delilleri hüküm verirken değerlenidireceğiz’ dediğini ifade eden Saka, "Masum olduğumuzu belgeleyen o delilleri hüküm safhasında gerçekten değerlendirecek olsanız dahi şu ana kadar haksızlık gördüğümüz gerçeğini değiştirmeyecektir. Siz bizi peşinen cezalandırdınız. Halbuki bizim suçsuz olduğumuzu çok iyi biliyorsunuz. Dijital verilerin sahtelikler içerdiğini ve bizlerin ürünü olmadığını, sıradan bir vatandaşın okuyup anladığı gibi siz de anlıyor ve biliyorsunuz. Ancak ısrarla sırtınızı dönüyorsunuz gerçeklere" diye konuştu.

' Eşimin ve çocuğumun hakkını nasıl geri ödeyebilirisiniz ki'

Gerçekleri dikkate alınmayarak özgürlüklerinden mahrum bırakıldıklarını ifade eden Saka, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu tutumunuzla sadece bizlerin değil eşlerimizin, çocuklarımızın, anne ve baba kardeşlerimizin kul haklarını yüklenmediniz mi? Haksızlığa uğramış olmanın verdiği acılar, sevdiklerimizin sağlık dertlerine yol açmadı mı? Bu haksızlıklar kimi yakınlarımızı hayatlarından alıkoymadı mı? Sizler bu kadar çok insanın hakkını iade edebileceğinize inanıyor musunuz? Benim hakkımı bir tarafa koyalım, eşimin ve çocuğumun hakkını nasıl geri ödeyebilirsiniz ki? Kıymetli yargıçlar, bu sorular vicdanlarınızın sesi olarak ömür boyu sizleri huzursuz etmeyecek mi? Adil bir yargılama yapmış olma huzur ve mutluluğuna erişebilecek misiniz?"

Özkök ve Yalman'a seslendi

Sanıkların tanıklığını istediği ancak mahkemenin reddettiği emekli Orgeneraller Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’a seslenen Saka, "Bu salonda söyleyecekleri hakikatlerin biraz daha aydınlığa kavuşmasına imkan sağlayacakken kendi iradeleriyle bu görevi yerine getirebilecelerini bildikleri halde neden hala o cesareti ve erdemli davranışı göstermezler? Şahitliği kim gizlerse onun kalbi ağır bir günah içindedir. Bu davranış zalimler topluluğuna destek vermek değil midir? Hakikatleri saklayanlar da kul hakkı almadılar mı? Vicdanlarının sesi onlara da rahatsızlık vermeyecek midir?" diye konuştu.Gerçeklerin üzerini örtmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini ve o gerçeklerin günü geldiğinde gerçek suçluların ve onlara her seviyede destek sağlamış olanların yakasına yapışacağını kaydeden Saka, "Allah zalimler topluluğunu başarılı kılmaz onlar sadece kısa süre için başardıklarını zannederler. Bizler gücümüzü gerçeklerden alıyoruz, Biz gerçeklerden aldığımız güçle onurlu duruşumuzu ve haksızlığa karşı mücadelemizi sonsuza kadar sürdüreceğiz. Yatmış olduğum hapislik hayatı ise, benden sonrakilere bırakacağım onursal bir miras olarak tarihte yarini alacaktır" ifadelerini kullandı

' Yarın erk değişir, siz de yargılanırsız' sözüne açıklık getirdi.

     Duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan tutuklu sanık Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, geçen hafta beyanda bulunan emekli Albay Ali Türkşen'in ''Yarın erk değişir, siz de yargılanırsınız'' şeklindeki sözlerinin mahkeme heyetince yanlış anlaşıldığını söyledi.
     Üçok, Türkşen'in sözlerinin tehdit olarak algılandığını ifade ederek, ''Ama aslında o size beni örnek göstermek istedi. Ben Hava Kuvvetleri Başsavcısı'ydım. Karargah Evleri soruşturmasını yürüttüm, MİT Müsteşarı'nı ifadeye çağırdım. Sonra erk değişti, hakkımda 74 ayrı suçlamayla 7 ayrı ağır ceza mahkemesinde davalar açıldı. 4 kez tutuklandım. Kayseri'de yargılandığım davada (hipnoz davası) 7 yıl ceza aldım. Yani yarın erk değişir, siz de yargılanabilirsiniz, hem de öyle abuk sabuk şeylerden ceza alırsınız ki şok olursunuz'' diye konuştu.
     Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken de, ''Tarz önemli. Sizin tarzınızla, o günkü tarz aynı değil'' dedi.
     Ardından savunmasına geçen Üçok, Başkan Diken'in deneyimli bir hakim olmasına rağmen delillerin tartışılması evresini atladığını ifade etti.
     ''Sayın Başkanın yaptığı hukuk cinliği nedir-'' diyen Üçok, Diken'in esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanları, delillerin tartışılması aşaması ile aynı anda uygulatmaya çalıştığını savundu. Üçok, şunları kaydetti:
     ''Mahkeme Başkanı, delillere karşı savunmanın beyanları alınmadan, deliller tartışılmadan hatta tüm deliller tam olarak ikame edilmeden savcılık makamı tarafından hazırlanan esas hakkındaki mütalaaya da tanık ifadelerine ve delillere diyecekleri ile beraber beyanda bulunulması kararı alarak, sanki delillerin tartışılması aşamasının da gerçekleştirildiği gibi bir durum yaratmaya çalışmaktadır. Bu tür hukuk ihlalleri, yasayı etrafından dolanma gayretleri aileleri ile beraber binleri bulan bu suçsuz insanların hukuk yolu ile iğfal edilmeye çalışılmasından başka bir anlama gelmez. Bu tür kandırmacalar hukuk etiğine sığmadığı gibi sizin gibi yıllarını hukukun çileli dehlizlerinde harcamış bir yargıca uymaz. Bu hukuku dolanma gayreti ne yazık ki tüm sanıklarda adil yargılanmadıkları duygusunun oluşmasındaki en önemli kırılma anı olmuştur.''
    
     -Başkan Diken'in açıklaması-
    
     Üçok'un savunmasında mahkeme heyetini eleştiren ifadeler kullanması üzerine Başkan Diken, kimseyi rencide edecek davranışlarda bulunmadıklarını söyledi.
     Duruşmalarda bazı sanıkların mahkemeye hakarete varan ifadeler kullandığını belirten Diken, ''Biz duruşmalarda nezaket çerçevesinde davrandık. Ancak bazı sanıklardan nezaketsiz tutumlar ile karşılaştık. Duruşmadan sanık attığımız zaman mutlu olmuyoruz. Ancak duruşma nizamını da sağlamak zorundayız. İnsani durumlara özellikle dikkat ediyoruz. Şimdi nöbet usulüne geçtik ama bir sanığın yakını vefat ettiğinde ben arkadaşları arayıp hemen karar hazırlattırıp izin veriyorduk. Bugüne kadar her biriniz için isim, soy isim veya adınızla bey takısını kullandım. Ancak bazen sinirler geriliyor. Sizlere hakaret etmek rencide etmek gibi bir niyetimiz olmadı'' şeklinde konuştu.
    
     -Ara kararlar-
    
     Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti tarafından alınan kararlar açıklandı.
     Mahkeme, kuvvetli suç ve kaçma şüphesi bulunması, adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı ve tutuklama tedbirinin ölçülü olduğuna karar vererek, tutuklu yargılanan 250 sanığın bu halinin devamına karar verdi.
     Suçtan zarar görme ihtimalleri nedeniyle Mesut Göğebakan ve Alaattin Kaya'nın davaya katılma talebini kabul eden mahkeme heyeti, duruşmayı 20-21 Eylül'e erteledi.
     Mahkeme, herhangi bir yasal engel çıkmaması halinde dosyanın karar aşamasında bulunduğuna dikkati çekerek, sanıkların bulunduğu cezaevlerine ''Acil müdahale gerektiren hastalıklar dışında belirlenen duruşma tarihlerinde sanıklar için hastanelerden tetkik ve tedavi amaçlı randevu alınmaması, revire çıkmak isteyenlerin bu isteklerinin duruşma saatleri dışında yerine getirilmesi, revir doktorlarının çalışma saatlerinin buna göre düzenlenmesi'' doğrultusunda yazı yazılmasını kararlaştırdı.
     Mahkeme, ''Hasta olmaları nedeniyle istirahat olan sanıkların hayatları bakımından sakınca oluşturmaması halinde İl Sağlık Müdürlüğü'nden temin edilecek doktor ve sağlık personeli refakatinde ambulans ile duruşmaya getirilmelerine hükmetti.
     Mahkeme ayrıca ''28 Şubat'' soruşturması kapsamında tutuklu bulunan bu davanın tutuksuz sanığı emekli Korgeneral Tevfik Özkılıç'ın da bir sonraki duruşmada hazır edilmesine karar verdi.
    
 

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 15:29

İLGİLİ HABERLER