''''ALLAH HİÇBİR GÖZE BENİM GÖRDÜKLERİMİ GÖSTERMESİN''''
TÜM TEDBİRLER ALINDI
Timsal Karabekir, tehcir sırasında da, kafilelerin güvenliği ve istirahatı için gerekli tedbirlerin alındığını, aciz ve fakirlerin yiyecekleriyle giyecekleri temin edildiğini, her kafilede bir doktor görevlendirildiğini, hastaların tedavisi ile lohusa kadınlar ve çocukların sağlığının korunması için her türlü malzemenin sağlandığını belirtti.
* * *
Bebelerine süt verdik
Her yıl ortaya atılan Ermeni soykırım saçmalığına cevap veren Doğu Cephesi Komutanı Kazim Karabekir Paşa''nın kızları Hayat ve Timsal hanımlar, ''''siz hiç öldüreceğiniz insanlara doktor, hamile kadınlarına ve çocuklarına süt verir misiniz?'''' diyor.
Her yıl nisan ayı geldiği zaman, dünyanın çeşitli yerlerindeki Ermeniler, birilerinin dürtmesi sonucu harekete geçer. 24 Nisan''ı sözde Ermeni soykırım günü olarak dünya gündemine taşıyan Ermeniler''in asıl amacı suyu bulandırmak ve birilerine çeşitli çıkar sağlamaktır. Oysa Türkler''le, Ermeniler bu topraklarda asırlarca dostluk ve barış içinde yaşadı. Birbirleriyle komşuluk yaptı, yemek yedi, ticaret ve alışverişte bulundu. Ermeniler''in ''''soykırım'''' diye ortaya attığı saçmalıklara en doğru cevabı, soykırım yapıldığı iddia edilen Doğu Bölgesi Komutanı Kazim Karabekir Paşa''nın kızları, Hayat ve Timsal Karabekir veriyor.
İşte Timsal hanımın anlattıkları: ''''Babam Kazim Karabekir''in çocukluğu Van ve Harput''ta Ermeniler''le dostluk ilişkileri içinde geçmiştir. Yani şimdilerde soykırım yapıldığı iddia edilen bölgelerde... O güne kadar rahat ve huzurlu bir hayat sürdüren ve Osmanlı''nın ''''sadık vatandaş'''' dediği Ermeniler, 1915''li yıllarda Ruslar''la birlik olarak, Birinci Dünya Savaşı''nda zayıf düşen Osmanlı''yı arkadan vurmaya başladı. Sizi arkadan vurmaya çalışana siz ne yaparsınız? Osmanlı savaşın içindeydi, bazılarıyla savaştı, ileride problem yaratacak olan gruplarında yerlerini değiştirmeye başladı. Yani şimdilerde sık sık gündeme gelen ''Tehcir'' olayı oldu. Ancak bunlar yapılırken ''yerleri değiştirilen her kafileye bir doktor, hamile kadınlara ve çocuklara da süt verilsin, malları-mülkleri korunsun'' deniyor. Bazı nedenlerle ölen Ermeniler''in sorumluluğu o dönemin Osmanlı vali ve kaymakamlarına yükleniliyor. Hatta bazı olaylardan sorumlu tutulan yetkililerden idam edilenler bile var. Tıpkı Boğazlıyan Kaymakamı Kemal bey gibi... Sorun çıkaran bir grubun bir yerden başka bir yere gönderilmesi hiç soykırım olur mu? Daha doğrusu hiç doktorlu, sütlü soykırım olur mu?''''
ERMENİLER''DEN ÖVGÜ
Babaları Kazım Karabekir adına bir müze kuran kızları Ermeni oyunlarına karşı gerçekleri gerek yurt içinde, gerekse yurtdışındaki konferanslarda bütün dünyaya haykırıyorlar. Müzede birbirinden ilginç fotoğraflar, tarihi belgeler ve çeşitli dökümlar var. Müzede gördüğümüz Kazim Karabekir fotoğraflarından birinin altında Osmanlıca yazılmış oldukça ilginç bir yazı var. Bunun ne olduğunu Timsal hanıma sorduk:
TK: Bu fotoğraf babama, Trabzon''daki Ermeni Yetimleri Okulu tarafından hediye edilmiş.Fotoğrafının altında aynen şu sözler yazılıdır. ''''Yetimler babası, kahraman Kazim Karabekir Paşa hazretleri / Trabzon Ermeni yetimleri tarafından 9 Eylül 1919'''' O yıllarda yazılan bu yazı çok şeyi anlatıyor. Siz bir milleti ''''soykırım'''' iddialarıyla suçlayacaksınız, sonra da onun hem de Doğu''da komutanlık yapmış bir paşasına, ''''Ermeni yetimlerinin babası'''' diye yazı yazacaksınız. Olur mu hiç böyle birşey?
- Peki toplu mezarlar konusunda babanız Karabekir Paşa size bir şeyler anlattı mı?
TK: Ermeni mezaliminden asıl Türkler çok çekmişler. Bununla ilgili fotoğraflar, yazı ve tanıkların ifadeleri yürekleri dağlıyor. Açılan toplu mezarlar ortada. Açılmayı bekleyen yüzlercesi de var Doğu''da. Sadece babamın yazdıklarını okumak yeter. Camilerde yakılan çocuk-kadın-erkekler, kazıklara oturtulanlar bunun en canlı örneğidir. Babam anılarında, ''''Allah hiçbir göze, benim gördüklerimi göstermesin'''' diyor. Karabekir Paşa, Doğu''nun Rus ve Ermeniler''den kurtarılması sırasında ordunun başındadır. Ama tehcir zamanında yoktu.
-Babanız Karabekir Paşa''nın bizzat imzaladığı anlaşmalar hangisidir?
-T.K: Önce Gümrü, ardından Moskova ve daha sonra da Kars Antlaşması''nda babamın imzası var. Ruslar''dan, Kars''ı kurtarıp, Kars Kalesi''ne şanlı bayrağımızı çeken babam Karabekir Paşa''dır. Kars Antlaşması yapılırken, imza töreninde Ermeni delegenin babama söylediği sözler hayli ilginçtir. Ermeni delege, ''''Aldatıldık Paşam. Emperyalist güçler bize vaadlerde bulundu. Ama sözlerini tutmadı. Bu yüzden Serv Anlaşması''ndaki haksız iddialarımızı geri çekip, bu anlaşmayı imzalıyorum'''' diyor. Şimdilerde Ermenistan yetkilileri, sınır kapısının açılmasını istiyor. Oysa önce onlar Kars Anlaşması''na sadık kalıp, Azerbaycan ve Karabağ''daki işgallerini son versinler. Türkiye''ye komşu olmanın nimetlerinden faydalansınlar.
- Ermeniler''in ortaya attığı bu rakamlar konusunda ne diyeceksiniz?
T.K: Türkler''le, Ermeniler arasındaki bu duruma üzülen her iki taraftan da pek çok aydın insan var. Maalesef bizim bazı aydınlarımız 1.5 milyon Ermeni''nin katledildiğinden bahsediyor. Büyük bir matematik hatası yapıyor. Tehcir öncesi Ermeni Nazır''ın yaptığı nüfus sayımında Osmanlı''da yaşayan Ermeni sayısı 1 milyon 275 bin kişidir. Ben merak ediyorum. O zaman babam Doğu''yu kimlerden kurtardı? Ortada Ermeni kalmadığına göre, anlaşmalar kimlerle yapıldı?
TC ARŞİVLERİ
Devletin, cumhuriyet öncesi arşivlerinde şunlara da yer verilmiştir:
(''''Yer değiştirilen Ermeniler''in'''' hükmünü ihtiava eden 173/1 işaretli belgelerden de anlaşılacağı üzere, Ermeniler, vatanın bir yöresinden, başka bir yöresine nakledilmiştir. 173/3 nolu belgede belirtildiğine göre, Gregoryan Ermenileri, Rus Ermeniler''le ve diğer ortodoks işgalcilerle işbirliği halinde bulundukları bölgelerden alınmışlar. Ve memleketin işgal altında olmayan iç bölgelerine sevk edilmişlerdir.)
* Ermeni mebus ve ailelerinin başka bölgelere nakledilmemesi.
* Ermeniler''den asker, subay ve askeri doktorların ve ailelerinin bulundukları mahallerde bırakılarak yerlerinin değiştirilmemesi.
* Protestan mezhebinde bulunan Ermeniler''in sevkinden vazgeçilmesi.
* Demiryollarında vazifeli memurlarla, amele ve müstahdemin beraberinde hizmetlerine ait belge bulunanlarla ailelerinin sevk edilmemesi.
* Memleket dahilinde yerleri değiştirilenler sadece Ortodoks hristiyan işgalcilerle işbirliği içinde bulunan Gregoryan Ermenileri''dir.
(Toplanma bölgelerini daimi bir denetim ve gözetim altında bulundurunuz. Ve onların güvenlikleri ve düzenlikleri ile, istirahatlarını sağlamak için gerekli tedbirleri alınız. Aciz ve fakir olanların yiyeceklerini, giyeceklerini temin ediniz. Her gün bir doktor getirilmesi ile sıhhi şartları gözden geçiriniz. Hastaların tedavisini, lohusa kadınların ve çocukların sıhhatlerinin korunması için gereken her türlü malzemeyi sağlayınız. Bu husustaki tedbir ve faaliyetlerin uygulanmasından ilgili memurlar sırası ile sorumludur.)
BOĞAZLIYAN KAYMAKAMI KEMAL BEY ASILMIŞTI
Boğazlıyan Kaymakamı ve Yozgat Mutasarrıf Vekili Kemal Bey, Ermeni ayaklanmasının önlenmesi amacıyla çıkarılan tehcir uygulamasında hatalı olduğu iddiasıyla yargılanmış, bu davada aklanmıştı. Ancak buna rağmen işgalci güçlerin baskısıyla Osmanlı Hükümeti tarafından 10 Nisan 1919 yılında Beyazıt Meydanı''nda asılmıştı.
YETİMLER OKULU''NUN ŞİİRİ
Biz küçücük yavrularken bir araya toplandık.
Pek şefkatli bir makıla bu varlığı kazandık.
Sant aşkı küçükten yüreğimizi yaktı.
Herbirimiz bileğine altın bilezik taktı.
Alnımın teri ile
Gözümün feri ile
Çalıştım, uğraştım,
Her güçlüğü aştım.
Sen de işten kaçma
Elin, avcun açma
Olmaz isek tembel
Çok bile iki el
Çekiç, makas, keser, hizar
Gurur ile işlesin
Makineler tatlı sesle
Ruhumuzu beslesin
İşte Hayat, işte Emel
Vatan için sağlam Temel.
6 bin kişilik Yetimler Ordusu
Kazim Karabekir Paşa, babaları Ermeniler tarafından katledilen Türk çocuklarını toplayıp, onlardan bir ''''Yetimler Ordusu'''' kurmuş. Yetimler ordusunda 4 bin erkek, 2 bin de kız çocuğu varmış. İleride ''''Biz kimin çocuğuz?'''' sorusuyla karşılaşmamak için de onların şecerelerini bile bularak bir yere kaydettirmiş.
Çocukları sağlık durumları ve yeteneklerini göre çeşitli sınıflara ayırmış. ''''Sen matbaacı, sen terzi olursun'''' demiş. Terziliği öğrenen çocuklar, askerlerimize artık kaput (elbise) bile dikmeye başlamışlar. Matbaacılık öğrenenler de, Sarıkamış''ta ''''Varlık'''' adlı 15 günde bir yayınlanan bir gazete çıkarmışlar. Bu gazete bir bakıma Milli Mücadele''nin sesi oluyor. Hem halkı bilinçlendiriyor, hem de yüreklendiriyormuş. Bir tarafta Kurtuluş Savaşı veriliyor, diğer tarafta da bu çocuklar gazete çıkarıp, karanlıkla-cehaletle savaşıyorlar. Yetim çocuklar cılızlıktan kurtulup, iyileşmeye başlayınca adları da ''''Gürbüzler Ordusu'''' olmuş.
(D.B. Tercüman)
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:57