Yaşam
  • 13.7.2003 10:09

ALMANYA'DA ''TÜRBAN'' TARTIŞMASI...

BERLİN- Türban takması sebebiyle, öğretmenlik başvurusu, Almanya'nın Baden Württemberg Eyaleti Eğitim Bakanlığı tarafından kabul edilmeyen Fereşta Ludin, din özgürlüğünün ve devlet memuru olma hakkının kısıtlandığını öne sürerken, dinin yalnızca kişisel tercihi olduğunu bildirdi. Türban davasıyla tüm Almanya'da ünlenen ve Anayasa Mahkemesi'nin eylül ayında vereceği karara odaklanan öğretmen Fereşta Ludin, Heinrich Böll Vakfı'nın, 'Türban: Din, Siyaset ve Kültür Üçgeninde Bir Parça Kumaş'' başlığıyla düzenlediği panele katılarak görüşlerini açıkladı. İnandığı İslam dininin, Almanya'nın özgürlükçü demokratik değerleriyle de bağdaştığını savunan Ludin, ''Böyle bir kumaş parçasını dini inançları sebebiyle taşıyan herkes, siyasi bir amaca mı hizmet ediyor? Neden böylesine kişisel bir karar, devlet ya da politika tarafından alınıyor? Kendimi gerçekleştirme hakkım yok mu bu toplumda?'' diye sordu. ''TOPLUMDA TARTIŞILMALI'' Almanya Yabancılar Danışmanı Mariluise Beck de, türbanın dava konusu olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirirken, bu konunun mahkemelerde görülmesinden çok, toplumsal temelde tartışılmasını istediğini söyledi. Ancak Beck, aynı zamanda okulların dini açıdan tarafsız bir ortam olmasının da önemine temas etti. Okulların bu konuda tarafsızlık ilkesine uyması gerektiğini vurgulayan Mariluise Beck, ''Bu açıdan karşılaştırılması çok zor olan iki hukuki değerle karşı karşıyayız. Bir yandan kişisel dini özgürlükler, diğer yandan, anne ve babaların dini tarafsızlığından emin olmak istedikleri devlet okulları'' dedi. Beck, demokratik, çoğulcu bir toplumda gelecekte hangi kuralların geçerli olacağı tartışmasının yapılmasını isterken, İslam'ın Almanya toplumunun bir parçası olduğunu ancak bu sebeple de toplumun ihtiyaçlarına ayak uydurmak için değişmesi gerektiğini ileri sürdü. ''İDEOLOJİK SEMBOL'' İDDİASI Panelde söz alan Eğitim Sendikası'ndan Sanem Kleff ise türbanın çok daha derin bir anlamı olduğunu iddia ederek, ''Türban, dünyanın her yerinde, örneğin İran'da, Irak'ta, Afganistan ve Suudi Arabistan'da ve birçok başka ülkede politik bir ideolojinin, Almanya'da desteklemek istemediğimiz bir ideolojinin sembolüdür'' diye konuştu. Kleff, Fereşta Ludin'den daha açık sözlü olmasını isterken, EMMA adlı kadın dergisi başyazarı Alice Schwarzer'in sözlerini hatırlattı. Schwarzer bir yazısında, Fereşta Ludin'in, Milli Görüş örgütüne yakın olduğunu öne sürmüştü. Ludin bu suçlamaları reddederken, yalnızca Almanya İslam Konseyi'nden mali destek talep ettiğini, bu desteği de davanın giderlerini karşılamak için kullanmak istediğini söyledi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:19

İLGİLİ HABERLER