
ALTINOK'TAN GÖKÇEK'LE İLGİLİ ŞOK İDDİALAR!..
BALÇİÇEK PAMİR - SABAH //Ankara Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok "Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve oğullarının korumaları sokaklarda terör estiriyor. İlçemize hizmet yok. Sağlık ocaklarının bile suyu, doğalgazı kesildi. Oysa savaşta bile hastanelere dokunulmaz".
Turgut Altınok 3. dönem Ankara Keçiören Belediye Başkanı. En başarılı belediye başkanlarından biri olarak anılan Altınok, bugün başka iddialarla gündemde. Keçiören Belediyesi'nde çete kurduğu, Büyükşehir Belediyesi ile yasal olmayan yollardan kavga ettiği gerekçesiyle bir süredir konuşuluyor. İyi ama Büyükşehir Başkanı da bir AKP'li değil mi? Altınok'a Melih Gökçek ile kavga nedenlerini, AK Parti'deki kutuplaşmayı, karşılıklı kurşun atma olayını ve Başkent'i karıştıran çete dedikodularını sordum. Önce kimdir Turgut Altınok? Altınok aynı zamanda AK Parti'nin kurucularından. 1957 Bala doğumlu. 15 yaşında Ülkü Ocakları Başkanı olan Altınok silahlı bir olaya karıştığı için beş buçuk ay hapis yatmış. Çıkışta babası tarafından yaşı büyütülerek apar topar askere yollanmış.
TÜRKEŞ'İN SAĞ KOLUYDUM
Asker dönüşü Azerbaycan Üniversitesi'nde hukuk okumuş ama yine de babasını dinleyip siyasetten uzak duramamış. 26 yaşında MHP Başkanı, 29 yaşında ise MHP Genel Sekreteri olmuş. Alparslan Türkeş'in sağ kolu olarak bütün Anadolu'yu dolaşan Altınok, Türkeş ölünce partiden ayrılmış. "Türkeş kendini iyi yetiştirmiş, mücadeleci yapısı olan biriydi. Tarih ve ekonomi bilgisi sınırsızdı. Türkeş hapisten çıktığı dönemden sonra 5 yıl fiilen kendisini arabamla ben taşıdım. O zaman para pul yok. Müthiş nezaketi vardı, hiçbir zaman arkaya geçip oturmamıştır. Anadolu'yu gezdik beraberce. Türk dünyasını toparlamayı istiyordu. Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen kendisinden sonra kimin geleceğine dair hiçbir hesap yapmamıştı. Öldükten sonra sadece ona olan vefamdan ötürü Tuğrul Bey'i destekledim." Peki bugün geçmişe dönseniz Devlet Bahçeli'yi destekler miydiniz? Altınok, "Zor bir soru" diyor. "Ben buna yorum yapmayayım." Türkiye Altınok'u Keçiören Belediye Başkanı olduğunda tanıdı. 31 yaşındaki bir genç adam MÇP'nin ilçedeki oylarını 7 binden 70 bine çıkarmış başkanlığı kapmıştı. "Tam 1400 ev gezdim. 200 kadar da dernekte konuşma yaptım. İlk başkan olduğum dönemde çok büyük oy farkı yaşadık. İkinci başkanlığımda ise oyları yüzde 40'a çıkardık." Altınok MHP'den ayrıldıktan sonra Abdullah Gül'ün isteğiyle Fazilet Partisi'ne geçmiş. Bu arkadaşlık AK Parti kurulurken de devam etmiş.
Önce sözlü atışmalar yaşandı, ardından iki belediyenin birbirini kurşunlama olayı... Melih Gökçek ve siz aynı partiden değil misiniz?
Aynı partideniz. Fazilet Partisi'ne ilk gireceğim zaman Melih'le aynı çatıda olmak istemediğimi söylemiştim ama Abdullah Gül bin bir ricayla beni ikna etti. Benim kimseyle sorunum yok. Sorunum alamadığım hizmetlerle alakalı. Büyükşehir Belediyesi birbenle bir de Çankaya Belediyesi ile uğraşıyor. Çankaya CHP'li, o yüzden. Benimle uğraşmasının sebebi ise kendisine rakip gördüğü için. Belediyenin suyu kesiliyor, doğalgazı kesiliyor, projelerimiz bir bir engelleniyor. Şimdi bile sağlık ocaklarının suyu kesik. Savaşta bile taraflar birbirlerine bunu yapmazlar. Sağlık kuruluşlarının hizmeti aksamamalı.
"Neler oluyor Başkan?"dediniz mi peki?
Biz kendisiyle konuşmuyoruz. Selamlaşmayız bile. Ailelerimiz de görüşmez. Ben bugüne kadar bunca engellemeye rağmen partimizin yetkililerine Melih Gökçek aleyhinde hiçbir şikayette bulunmadım. Aksine biz şikayet ediliyoruz. Doğalgazı kesiyor, kendimce başka ısınma yolları bulmaya çalışıyorum. İmkanları ve kaynakları iyi kullanırsanız aslında sorun yaşamazsınız ama bize kaynaklarımı kullanma izni bile verilmiyor.
Hangi kaynaklardan bahsediyorsunuz?
Örneğin Etlik'te bir park yapmaya başladık. 2-3 yıldır toz toprak içinde rezalet durumda olan bir yer. Mahkemeden tedbir karar aldırdılar "Orası bizim" diye. Bu vatandaşı cezalandırmaktır. Madem senin yap o zaman bir park. Ama yapmazlar çünkü orası rant alanı. Bizim projede büfe yeri bile yok. Şehirler belediye başkanlarının deneme pisti değildir. Seversin, sevmezsin hizmete yansıtmak yanlış.
Peki bunlarla uğraşmak için yasal olmayan yollara başvurduğunuz doğru mu? Hani kurşunlanma olayı gibi...
Bakın o olayı baştan anlatayım. Yavuz hırsız ev sahibini bastırır durumuna düştük. Fatih Sultan Mehmet isimli bir park var. Yasaya göre 30 bin metrekarenin üstü Büyükşehir'in. Dolayısıyla bu alan yeşil alan. Elektrik parasını ödemediler, ben ödemeye başladım. Orada üç aşamalı bir proje geliştirdik. Havuzlar akvaryumlar, saat kulesi vs. Tedbir kararı aldırdılar. İş mahkemeye gitti. Bizim tabelaları söküp götürmüşler. Biz de tabelayı teslim almak için Çevre Koruma Daire Başkanlığı'na gittik, "Tabela bizde değil" dediler. Sonra orası kurşunlanmış. Bizle ne alakası var?
ANKARA'DA ÇETE VAR MI?
Zamanında sizin pazarcılarla uğraşmak için bir A Takımı kurduğunuz söylenmişti. Belediyenizde hâlâ A Takımı var mı?
Asla yok. Benim hakkımda çok yazıldı çizildi. Yok yasal olmayan bir birim kurmuşum, o birim isim neyse işte şiddet uyguluyormuş. Bütün bu haberlerden büyük tazminatlar kazandım. O söylentinin asıl astarı yok. Bana çete, A Takımı yakıştırması, yapanlar lütfen kendilerine baksın. Asıl çete Ankara sokaklarında. Melih Gökçek'e bakınız, onun etrafında 20 koruma, oğulların etrafında koruma orduları. Başbakan'ın bile bunca koruması yok. Ne oluyor yani? Ankara'nın ortasında iki avukat öldüresiye dövülüyor ama ses çıkmıyor.
Demin "İki avukat ölesiye dövüldü" dediniz. Kim dövüyor?
Büyükşehir Belediye Başkanı'nın oğulları, korumaları. Yolda gidiyorsunuz, oğullarının koruma arabaları size kenara çekilmenizi söylüyor, eğer biraz yavaş çekilirseniz durdurup sizi ölesiye dövüyorlar. Bu bir değil, iki değil. Sonra kendileri gidip özel hastaneye yatıyor ve "Biz dayak yedik" deyip kurtuluyorlar. Keçiören'de bir konvoy yapıldı, konvoydan sonra burada bir kişi öldürüldü, iki kişi yaralandı. Onu da araştırın o zaman.
Bir dakika anlamadım. Kim, nerede
öldürüldü?
Öldürülen kişi Büyükşehir Belediyesi koordinatörünün akrabası. Yaralılar da belediye çalışanları. Herkesin ifadesi alındı, herkesin önünde oldu olaylar ama hiçbir gelişme yok. Kime varacaksa, ona varsın. Tekrar ediyorum Ankara Teksas'a dönmüş durumda. Koruma terörü yaşıyoruz. Kimse çıkıp konuşmuyor, ağzını bile açamıyor. Herkes susturulmuş durumda.
PARANIN KAYNAĞI NERESİ?
Gökçek'in oğlu Keçiören Belediye Başkanlığı'na oynuyor. O yüzden mi rahatsızsınız?
Hayır rahatsız değilim. Benim 3. başkanlığım zaten. Bir sonraki seçimde artık başka yere oynayacağız. Burada gelip bedava yemek dağıtıyorlar her gün. Ben merak ediyorum bu para nereden geliyor? Melih Gökçek şu anda Türkiye'nin en zengin adamlarından. Nereden geldi bu para? Kurdukları Gençlik Federasyonu Keçiören'den başladı şimdi Türkiye'ye yayıldı. Bunun kaynağı nereden?
Parti yöneticileri Gökçek'le kavganızdan rahatsız. Hatta 40 kişilik bir ekip kurmuşlar sizi barıştırmak için. Doğru mu?
Ekibi bilemem ama herkes beni tanıyor artık, ben barışmam. Ben baştan beri AKP'ye girmenin bedelini ağır ödüyorum. Herkes aynı şekilde düşünmeyebilir ama şahsi menfaatlerimize işimizi alet edersek olmaz. Melih Gökçek AKP'nin kuruluş döneminde parti ve Erdoğan için en ağır sözleri söylemiş, en acımasız eleştirileri yapmış kişidir.
Siz de kurucular arasındasınız, muhalefet etseydiniz o zaman. İsminiz Büyükşehir için bile geçiyordu. Sonra ne oldu da ibre değişti?
Bunu partinin önde gelenlerine sormak lazım. Melih Gökçek bu partinin aleyhine olmadık laflar etti. Bir parti çalışması olmuştu. O dönem kimsenin AKP'ye gitmemesi için uğraştı. Biliyorum çünkü bana da teklif etti. Önce iyilikle sonra tehditle. "Girmesin, girerse şunu yaparım, projelerini engellerim" falan diye. Seçim döneminde konvoylarımızı sabote etti bilboardları kiralamadı.
"Doğalgazımız suyumuz kesik" diyorsunuz, partinize bildirdiniz mi ?
Bildirdik. Zaten onlar da araştırıyor. AK Parti'nin bir an önce bu işe el koyması gerekiyor.
Turgut Altınok 15 yaşında Ülkü Ocakları Başkanı olmuş. "Çok çalkantılı bir dönemdi" diye söze başlıyor "O zaman öyle bir zaman yaşıyorduk ki herkesin elinde bir silah. Ben de kanımın deli aktığı dönemdeyim. Sağcı solcu çatışması yaşanıyor. Aslında o tarihlerde olan hep bize gençlere oldu. Bir gece sokakta yolumuz kestiler. Biz de kendimizi kurtarmak için havaya ateş ettik. Allah'tan ölü ya da yaralı olmadı ama yine de hapis yattım. Hapis dönemi bana ayaklarımı yere basmayı öğretti. Bol bol kitap okudum, biraz daha olgunlaştım. Çıkışta
babam siyasetten ve sokaklardan uzak durayım diye apar topar mahkeme kararıyla yaşımı büyüttü ve beni askere yolladı. Çok bozuldum. 'Bayrak gidiyor, komünizm geliyor beni yolluyorsunuz' diye isyan ettim. Babam bugün bile hatırladığım bir cevap verdi. 'Devletin askeri, polisi, savcısı, hakimi var sizin gibi çoluk çocuğa kalmadı' dedi." 15 yaşında hapse düşen Altınok bugün silahı hiç sevmediğini, asla taşımadığını söylüyor.