Yaşam
  • 11.11.2003 12:07

ANA YÜREĞİ DEDİĞİN BÖYLE OLUR!...

İlkokul mezunu genç kadın, engelli oğluyla iletişim kurarak daha sağlıklı yetiştirmek için sosyal hizmetler uzmanı olmaya karar verdi. Azmetti iki yılda ortaokul ve liseyi dışarıdan bitirdi, Hacettepe Üniversitesi'nden birincilikte mezun oldu Ankara'da Hacer Başer (27), anne olmanın ilk heyecanını dokuz yıl önce Yusuf'un doğumu ile yaşadı. Ancak aile, üç yaşına gelen oğullarının kaslarının gelişmesini engelleyen SMA 2 adlı genetik hastalığa yakalandığını öğrenince yıkıldı. Oğlunun bir daha asla koşamayacağını öğrendiği anda yıkılan anne Başer, Yusuf'la sağlıklı bir iletişim kurabilmek için kendi hayatını değiştirdi ve yarım kalan eğitimini tamamlayıp, üniversiteyi bitirdi. Onların hikayesi altı yıl önce rahatsızlanan Yusuf'un Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'ne götürülmesiyle başladı. Doktorlar, küçük çocuğun 'SMA2' adlı genetik hastalığa yakalandığını belirtip, ''bu hastalığın tedavisi yok, bu bir felaket'' dedi. Hacer ve öğretmen eşi Hakan Başer duyduklarıyla adeta yıkıldı. Önceleri gerçeği kabullenemeyen Hacer Başer, hastalık ilerleyince oğlu için hayat mücadelesine başladı. İKİ YILDA İKİ OKULU BİTİRDİ Fedakar anne oğluna yardımcı olabilmek için eğitimine devam kararı aldı. İki yılda ortaokul ve liseyi dışarıdan bitiren Hacer Başer, İngilizce hazırlık bölümünü atlayarak dört yılda Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu'ndan birincilikle mezun oldu. Fedakar anne, hafta içi bir devlet kurumunun kreşinde, haftasonu ise oğlunun özel eğitim aldığı Türkiye Özürlüler Eğitim ve Dayanışma Vakfı'nda (ÖZ-EV) gönüllü olarak çalışıyor. Normal eğitim veren bir ilköğretim okulunun ikinci sınıfında okuyan ve özellikle bacaklarındaki kasların gelişmemesi nedeniyle sadece tekerlekli araçlarla yürüyebilen Yusuf, ÖZ-EV'de de özel eğitim alıyor. Burada fizyoterapist ve psikologlardan da yardım alan küçük Yusuf, okulda yaşayamadığı birçok duyguyu da burada yaşıyor. 'NASIL DAVRANACAĞIMI ÖĞRENDİM' Bir aydır bu vakfa gelen Yusuf, burada boyuna göre yapılan tahtaya kalkıp öğretmeninin istediklerini yazabiliyor. Verdiği mücadelede büyük zorluklar yaşadığını söyleyen anne Başer, ''Aldığım eğitimle Yusuf'a nasıl yaklaşmam gerektiğini öğrendim. Eski Hacer olsaydım oğlumla her şeyi paylaşamaz ve agresif bir insan olurdum. Onu incitebilirdim. Eğitimimle birlikte var olan bu gerçeği kabul ettim. Bu gerçekle yaşamayı ve daha çok nasıl mutlu olabileceğimizi düşündüm'' diyor. Yusuf'tan sonra dünyaya getirdikleri ikinci çocuklarını riske atmadıklarını belirten Hacer Başer, engelli çocuk riskine karşı bir sürü tahlil yaptırdı ve ancak sağlığından emin olunca kızını 1.5 yıl önce doğurdu. SABAH Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:01

İLGİLİ HABERLER