ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKAN YARDIMCISI HAŞİM KILIÇ : "BÜTÜN BİR CAMİAYI GÜVENSİZLİKLE SUÇLAMAK İSABETSİZ BİR DÜŞÜNCE"
ZAFER ÇAKMAK
ANKARA- Anayasa Mahkemesi Başkan Yardımcısı Haşim Kılıç, bütün bir camiayı güvensizlikle suçlamanın isabetsiz bir düşünce olduğunu söyledi. Kılıç, özeleştiri de yaparak, "Yargı da, ak sütten çıkmış ak kaşık değil" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in, milletvekillerinin yargıya güvenmediği yönündeki açıklamaları ve Meclis Dokunulmazlık Komisyonu'nun, yargı bağımsız olmadığı gerekçesiyle dokunulmazlıkların kaldırılmamasına karar vermesine çeşitli kesimlerden tepkiler gelmeye devam ediyor. Anayasa Mahkemesi Başkan Yardımcısı Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nden ayrılışı sırasında gazetecilerin konuyla ilgili soruları üzerine, bütün bir toplum için çok önemli olan yargıya güvensizlik belirtmenin hoş bir davranış olmadığını vurguladı. Yargıyla ilgili özeleştiri de yapan Kılıç, "Yargı da ak sütten çıkmış ak kaşık değil, her yerde ve her toplumda olduğu gibi" diye konuştu.
Bütün bir camiayı güvensizlikle suçlamanın, isabetsiz bir düşünce olduğunu savunan Kılıç, yargının içindeki birkaç kişinin olumsuz bazı tasarrufları ya da güvensizliğe neden olan davranışlarından yola çıkarak bütün bir yargı camiasıyla ilgili güvensizlik düşüncesi ortaya konulmasını hoş karşılamadığını ifade etti. Her sosyal grupta olduğu gibi yargının içinde de güveni sarsacak davranışlarda bulunan mensupların olabileceğini kaydeden Kılıç, bunu bütün yargıya mal etmenin doğru olmadığını söyledi.
Kılıç, yargının bağımsız olmamasının dokunulmazlıkların kaldırılmaması için bir gerekçe olarak ortaya konulamayacağına da işaret ederek, "Dokunulmazlıkların kaldırılmaması konusunda daha makul, daha akılcı, daha hukuksal gerekçeler bulunabilir. Ama bu, dokunulmazlıkların kaldırılmaması yönünde bir gerekçe olamaz" ifadelerini kullandı.
"24 TANE HOCAMIZI AFFEDEMİYORUM"
Kılıç, YÖK Başkanlığı'na bir Anayasa hukukçusu olan Prof.Dr. Erdoğan Teziç'in atanmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine ise, Teziç'i eserleriyle, yazdığı kitaplarıyla ve hukuksal düşünceleriyle tanıdığını, yönetimde nasıl bir tavır sergileyeceğini bilmediğini söyledi. Bir kurumun başına gelen insanlara bütün suçu yüklemenin isabetli bir davranış olmayacağına dikkat çeken Kılıç, şunları söyledi:
"Çünkü YÖK'ün başında daha önce bulunan arkadaşın isabetsiz ve belki toplumun hoşuna gitmeyen bazı davranışları olabilir. Bunu tek başına yapmış bir insan değil bu tabi. O kurumun yönetimini temsil eden kurulda 24'e yakın insan vardı. Bu 24 tane hocamızı ben doğrusu pek affedemiyorum. Eğer bir takım yanlışlıklar yapıldıysa YÖK Genel Kurulu'nun da katkılarıyla olmuştur bu. Eğer Genel Kurul bu konuda YÖK Başkanı'na gerekli gücü vermemiş olsaydı YÖK Başkanı'nın bu tür davranışlarda bulunması mümkün değildir. Üniversitelerin özgür bir ortam içinde, bilimsellikten uzaklaşmadan çalışmasını sağlamak en başta üniversite mensubu olan arkadaşların görevidir. Gitmiş olan arkadaşın arkasından konuşmak istemem. Yanlış davranışlarda bulunmuştur, yanlışlar yapmıştır. Bu, toplumun vicdanında yerini almıştır. Umuyorum ki üniversitelerin arzu edilen noktaya gelmesine Erdoğan bey katkıda bulunacaktır."
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:14