Gündem
  • 24.4.2009 11:56

ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI'NDAN ŞOK SÖZLER: ÖNEMLİ DAVALARDA HAKİMLER KUŞATILIYOR!

ANKARA - Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yargı kararı olmadan suçlu ilan edilen insanların onurlarının yok edildiğini belirterek, ''Bu bir insanlık suçudur'' dedi.

Anayasa Mahkemesinin 47. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Yüksek Mahkemenin yeni hizmet binasında tören düzenlendi.

Kılıç, törende yaptığı konuşmada, hukuk devletinin, hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı idarenin tüm eylem ve işleminin yargı denetimine tabi tutulduğu, kişilerin her türlü korku ve endişeden arındırılarak hukuksal güvenliklerinin sağlandığı devlet olduğunu vurguladı.

DEVLET GÜÇ DEMEKTİR ANCAK SINIRLANMASI GEREKİR
''Devlet güç ve kudret demektir'' diyen Kılıç, bunun sınırlanmadığı ve denetlenmediği yerde keyfilik ve hukuksuzluk olduğunu belirtti.

Hukuk devletinin temel unsuru olan yargının, toplumu hukuk süzgeçinden geçirerek arındıran bir niteliğe sahip olduğunu dile getiren Kılıç, ''Bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmamış bir yargının, arındırmadan daha çok kirliliği artıracağı kuşkusuzdur. Güçlü ve tarafsız bir yargı demokrasinin, laikliğin ve sosyal devletin güvencesidir. Başına buyrukları hukuk içine çeken yargının en son sözü söyleyen güç olması sebebiyle tarafsızlığı ve bağımsızlığı yaşamsal önem taşır'' diye konuştu.

TARAFSIZLIK YARGICIN ONURUDUR
Bir yargıcın tarafsızlığının onun onuru olduğuna işaret eden Kılıç, yargıcın, vicdanında kurulan mahkemede tarafsızlığını etkileyecek duygularına, öznel düşüncesine ve öfkesine kayıtsız kalmak zorunda olduğunu dile getirdi.

Kılıç, şunları kaydetti:

''Hakimin verdiği veya vereceği hoşa gitmeyen kararlar nedeniyle içinde yaşadığı sosyal çevreden dışlanma korkusu, meslek onuru ile asla bağdaşmayan bir duygu olup, bu mahalle baskısından kendini kurtarması, tarafsızlığına yapacağı en önemli katkı olur.

Hak ve özgürlükleri, yani insanlık onurunu koruma, kollama ve güvenliğini sağlama görevi yargıya emanet edildiğine göre, bu emanetin güvenliği de ancak yargıç tarafsızlığıyla sağlanabilir.

ÖNEMLİ DAVALARDA SİYASET VE MEDYA YARGIYI KUŞATIYOR
Anayasa'nın 138. maddesinde, açıkça, 'hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz' denilmesine rağmen, yargıyı etkileme ve yönlendirme çabaları halen devam etmektedir.

Her önemli davada yargı siyasi düşüncelerle kuşatılmakta, mahkeme hakimlerinden önce, medya ve siyaset dünyasının yargıçları kararlarını vererek davayı sonuçlandırmaktadır. Mahkemeleri yönlendirme ve etkileme çabaları ile hakimlerin ve savcıların özel hayatlarının didiklenerek vicdani kanaatlerinden uzaklaştırma gayretleri suçtur. Savcılarımızın işlenen bu suçlara karşı hareketsizliği düşündürücü ve üzücüdür. Yargı kararı olmadan suçlu ilan edilen insanların onurları yok edilmektedir. Bu bir insanlık suçudur. Yasaları uygulama aşamasındaki özensizlikler insanların haysiyet ve şerefi üzerinde onarılması güç yaralar açmaktadır. İnsan onuru ve kişi dokunulmazlığı, insan hakları sisteminin ve insan hakları bildirilerinin en önemli dayanağı ve Anayasa'nın da üstünde yer alan tek değerdir. Yok edilen insanlık onurunun doğurduğu öfke, demokrasiden ve hukuk devletinden intikam alma duygusuna dönüşmeden gerekli olan her türlü düzenleme acilen yapılmalıdır.

Anayasa'nın 153. maddesinde Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları ile gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıkça ifade edilmesine rağmen, hiçbir tereddüte ihtiyaç duyulmayacak açıklıktaki karar gerekçelerinin yeniden yorumlanarak değiştirilmesi, başkalaştırılması, etkisiz ve sonuçsuz kılınması ve bu girişimlerin destek görmesi söz konusu maddeyi işlevsiz kılan tutumlardır. Siyasi hayatta yaşanan konjektürel sıcaklık, bu tür tutumlara karşı yapılan açıklamaların devamına izin vermemiştir.''

Güncellenme Tarihi : 14.5.2016 22:47

İLGİLİ HABERLER