Anayasa Mahkemesi'nin bedelli askerlik yapanların ''bakaya'' suçundan adli takibata uğramamasını öngören yasa hükmünün iptali istemini reddeden gerekçeli kararı, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı 15. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, 1999 yılında çıkarılan ve bedelli askerliği düzenleyen yasanın, bedelli askerlik için başvuranların ''bakaya'' suçundan adli takibata uğramamalarını öngören hükmüne itiraz ederek, iptalini istedi.
Mahkeme, bakaya suçundan yargılanan bir yedek subay aday adayı ile ilgili dava nedeniyle yaptığı başvurunun gerekçesinde, yasakoyucunun bedelli askerlik uygulamasına yönelik düzenleme yapmasının Anayasa ile çelişen bir yönü bulunmadığı, ancak itiraz konusu kuralla ''vatan hizmetiyle hiçbir ilgisi bulunmayan, soruşturma ve yargılamaya ilişkin düzenlemeye gidildiği'' dile getirildi.
Gerekçede, yasakoyucunun, ceza alanında yasama yetkisini kullanırken, Anayasa'nın temel ilkelerine ve ceza hukukunun ana kurallarına bağlı kalmak koşuluyla, toplumda belli eylemlerin suç sayılıp sayılmaması, suç sayılır ise hangi tür ve ölçüdeki ceza yaptırımı ile karşılanmaları gerektiği, hangi durum ve davranışların ağırlaştırıcı ya da hafifletici öğe olarak kabul edileceği konularında takdir yetkisi bulunduğu ifade edildi. Gerekçede, ''Ancak bu takdir yetkisi mutlak olmayıp, Anayasa'nın buyurucu ve yasaklayıcı kuralları ile koyduğu güvenceler ve ceza hukukunun ilkeleri, toplum yaşantısının zorunlulukları ve yasaların gereklerine bağlı kalarak kullanılabilir'' denildi.
Yasada, bedelli askerlik için öngörülen karşılığın 15.000 Mark (40 yaşını tamamlamış olanlar için 20.000 Mark) gibi bir çok kişinin ödeme gücünü aşan yüksek bir meblağ olduğu belirtilen gerekçede, suç teşkil eden bir eylemden dolayı, suçluların bedel ödeyerek soruşturmadan veya cezadan kurtulmalarının, ceza hukukunun genel ilkeleri kamu vicdanı ve hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı kaydedildi.
Gerekçede, konu Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen ''eşitlik'' ilkesi yönünden değerlendirilirken de, durumları tamamen aynı olan ve bakaya olan iki yedek subay adayı ele alındı.
Bedelli askerlik için başvuran adayın bakaya suçundan yargılanmayacağı ifade edilen gerekçede, bedelli askerlikten yararlanmayan ikinci adayın ise bu suçtan yargılanacağı ve suçun unsurları oluştuğu taktirde cezalandırılacağı kaydedildi.
Gerekçede, şöyle devam edildi:
''Sanıkların hukuksal durumları incelendiğinde, her ikisi de yasada öngörülen şartlara haiz ve bakaya suçundan yargılanmaktadırlar. Yani hukuksal durumları eşittir. Ancak ekonomik durumları eşit olmayabilir, sanıklardan biri yasada öngörülen bedeli ödeme gücüne sahip olmayabilir. Bu nedenle veya askerliğe karşı olan merakı veya sevgisi veya başka nedenlerle bedelli askerlik hizmetinden faydalanmak istemeyebilir. Bu durumda hukuksal durumları aynı olmasına rağmen ve daha uzun bir süre askerlik yapmasına rağmen, B şahsı işlemiş olduğu bakaya suçundan ceza alacaktır. Halbuki her ikisi de aynı tarihte askerlik hizmetini yapmak için müracaat etmişlerdir. Sırf A şahsı bedelli askerlikten yararlandı diye, bir nevi suçunun affedilmesi Anayasa'nın 10. maddesine aykırıdır. Üstelik bedelli askerlik, şartlarına haiz olanlar için, bir hak olarak düşünüldüğünde, bu haktan yararlanmak istemeyenler için aleyhe sonuç doğması, yani daha önce işlemiş olduğu suçlarının affedilmemesi kendi içinde çelişmektedir. Toparlamak gerekirse, itiraz konusu düzenleme, kişilerin hukuksal durumlarına bakmaksızın ekonomik durumlarını ölçü alarak, kişilerin servetine göre suçlarının affedilip affedilmeyeceği düzenlemesini getirmiştir ki böyle bir düzenlemenin eşitlik ilkesi ile bağdaştığından söz edilemez. Bir nevi, hakimler, kişilerin hukuksal durumlarına göre değil, servetine göre karar vermek zorunda bırakılmışlardır.''
ANAYASA MAHKEMESİ'NİN GEREKÇESİ
Anayasa Mahkemesi'nin iptal istemini ret gerekçesinde, konu ''eşitlik'' ilkesi yönünden irdelendi.
Gerekçede, şunlar kaydedildi:
''Anayasa'nın amaçladığı eşitlik, mutlak ve eylemli eşitlik değil, hukuksal eşitliktir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'nın öngördüğü eşitlik çiğnenmiş olmaz. Başka bir anlatımla, kişisel nitelikleri ve durumları özdeş olanlar arasında, yasalara konulan kurallarla değişik uygulamalar yapılamaz. Durum ve hukuki statüdeki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve değişik uygulamaları gerekli kılabilir.
İtiraz konusu kuralda, vatan hizmetini bedelli askerlikten yararlanmak suretiyle yerine getirmiş sayılan yükümlüler ile yasalarda gösterilen diğer şekillerde yerine getirenler arasında adli takibat bakımından farklı bir uygulama getirilmekte ise de bu farklılık aynı hukuksal konumda bulunmamalarından kaynaklandığından eşitlik ilkesine aykırılık yoktur. Öte yandan, bedelli askerlik olanağından yararlanmak istemeyenlerin hak arama özgürlükleri engellenmediğinden hak arama özgürlüğünün ihlalinden söz edilemez.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:51