
Ankara’nın yükselişi Tel Aviv’i korkutuyor: İsrail’in sıradaki hedefi Türkiye!
Katil İsrail, Orta Doğu'yu kan gölüne çevirerek her geçen gün dünya barışını daha da tehdit ediyor. Siyonistler, Filistin'i yerle bir etti, Suriye ve Lübnan gibi komşu ülkeleri hukuksuzsa bombaladı, son olarak da İran'la savaşa girdi. ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Quincy Institute, Tel Aviv yönetiminin Tahran'la mücadelesinin ardından yeni hedeflerinin yükselen Türkiye olduğunu yazdı.
REKABETİN "NASIL" OLACAĞI ARTIK ANA MESELE
Haberde, Orta Doğu'daki güç dengeleri hızlı bir şekilde değişirken, İsrail'in bölgedeki yeni odak noktasının Türkiye olduğunun altı çizildi. İran'ın gücünün azalması ve Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak öne çıkması, Tel Aviv ile Ankara arasında kaçınılmaz bir rekabetin kapısını araladı.
Quincy Institute'ın kurucu ortağı ve dış politika analisti Trita Parsi'nin kaleme aldığı yazıya göre, Bölgede güç dengeleri değişiyor. İran'ın gücü azalıyor, İsrail ile Türkiye ise yükseliyor. Tel Aviv ile Ankara arasındaki yoğunlaşan rekabetin artık "olup olmayacağı" değil, "nasıl" olacağı ana mesele haline geldi.
İSRAİL İRAN MÜCADELESİ NASIL BAŞLADI?
Parsi analiz haberinde, İsrail'in odak noktasını Türkiye'ye kaydırmadan önce İsrail İran rekabetinin nasıl başladığına değindi.
Parsi, "Sovyetler Birliği'nin dağılması küresel güç dengesini dramatik şekilde değiştirdi ve Körfez Savaşı'nda Irak'ın yenilgisi bölgesel jeopolitik kartları yeniden karıştırdı. İran ve İsrail'in ana iki güç olarak ortaya çıktığı ve aralarında etkili bir tamponun olmadığı yeni bir ikili bölgesel yapı şekillendi. İsrailliler bu değişime öncülük etti ve onlarca yıl boyunca uyguladıkları stratejiyi tersine çevirdiler: Çevre Doktrini. Bu doktrine göre İsrail, çevresindeki Arap güçlere (Irak, Suriye ve Mısır) karşı denge kurmak için çevresindeki Arap olmayan devletlerle (İran ve Etiyopya) ittifaklar kuracaktı.
Ancak 1991'den sonra İsrail'e karşı konvansiyonel askeri tehdit oluşturabilecek Arap devletleri kalmamıştı. İsrail'in odağı İran'a kaydı. İsrail karar vericileri için artık tehdit, Arap çevresi değil, İran çevresi idi." ifadelerini kullandı.
Parsi, İsrail-İran rekabetinin böyle bir dönemde başladığını bildirdi. Bu dönemde İran'ın, Filistinli gruplara ciddi destek vermeye başladığı belirtildi.
TAHRAN'DAN SONRA HEDEF HANGİ ÜLKE?
Parsi haberine şöyle devam etti: "Bu stratejik rekabetin mantığı son 30 yıldır her iki tarafı da yönlendirdi: İsrail, İran'ı izole etmeye, yaptırımlarla engellemeye, ABD-İran diplomasisini önlemeye, olası bir ABD-İran anlaşmasını baltalamaya çalıştı ve ABD'yi İran'a savaş açmaya zorladı. Tahran ise İsrail'e her cephede karşı koydu, İsrail karşıtı grupları silahlandırdı ve eğitti, İran'ın maruz kaldığı izolasyondan kurtulmak için ABD ile anlaşma yapmaya gayret etti."
Parsi'ye göre, İsrail, yakın zamanda önemli zaferler kazandı. İran'ın vekil güçleri İsrail saldırılarında büyük darbe aldı ve "Direniş Ekseni" büyük oranda parçalandı. Ayrıca İsrail, İran üzerinde kalıcı hava üstünlüğü sağlamaya çok yakın. Bu başarıya tam olarak ulaşamayabilir ama konumunu büyük ölçüde ilerletti. İsrail saldırıya geçti, İran ise savunmaya çekildi.
"İSRAİL GÖZÜNÜ TÜRKİYE'YE DİKTİ"
Haberde, İran'la rekabetin ardından İsrail'in odağını Türkiye'ye çevirdiği belirtildi.
Parsi, "Bu rekabet bitmekten çok uzak olsa da ve İsrail kesin zafer kazanmış olmasa da İsrail şimdiden Orta Doğu'da askeri hegemonyasını sağlamak için sıradaki hedef olarak Türkiye'ye gözünü dikti. Haberde, İsrail'in doktrininin, güvenliği denge yoluyla değil, egemenlik yoluyla sağlamak olduğu belirtildi.
ANKARA İLE REKABET KOLAY OLMAYACAK
Haberde ayrıca, Türkiye'nin İran gibi olmadığı, rekabette İsrail'i zor durumda bırakacağı vurgulandı.
Parsi, "Türkiye'nin Suriye'deki zaferi, onu İsrail'in odağına daha da yaklaştırıyor. Ancak Türkiye İran'dan farklı. NATO ve G20 üyesi, ekonomisi kolayca yaptırıma uğramayan bir güç, Sünni bir aktör ve İran'ın son 10-15 yılda sahip olduğundan daha güçlü bir yumuşak güce sahip." sözlerini kullandı.
Güncellenme Tarihi : 11.8.2025 12:31