Medya
  • 24.5.2002 14:18

ANKARA'DA ARAP VE AVRUPALI GAZETECİLER BİRBİRİNE GİRDİ

KAYNAK : Haber Vitrini ZAFER ÇAKMAK ANKARA- G-9 Platformu tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Gazetecilik Günleri kapsamında gerçekleştirilen '11 Eylül'den Sonra Ne Değişti? Globalleşme, Medya ve Demokrasi' paneli için Arap ve Avrupalı gazeteciler Ankara'da biraraya geldi. G-9 Platformu adı altında 3 yıldır ortak projelere imza atan Parlamento Muhabirleri Derneği, Avrupa Gazeteciler Birliği Türkiye Temsilciliği, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Diploması Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Foto Muhabirleri Derneği, Profesyonel Haber Kameramanları Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Ankara Temsilciliği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası, 2. Uluslararası Gazetecilik Günleri kapsamında çeşitli etkinlikler düzenledi. Arap ve Avrupalı gazetecileri biraraya getirerek her iki kesimde varolan önyargıların ortadan kaldırılmasını sağlamayı amaçlayan etkinliklerden ilki bugün ODTÜ Kongre ve Kültür Sarayı'nda gerçekleştirildi. '11 Eylül Sonrası Ne Değişti? Globalleşme, Medya ve Demokrasi' konulu panele G-9 Platformu'na dahil kuruluşların yönetecileri, Arap ve Avrupalı gazeteciler, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut ve öğrenciler katıldı. Uluslararası Gazetecilik Günleri Organizasyon Komitesi Başkanı Doğan Tılıç'ın yönettiği panele konuşmacı olarak Lübnan Assafir Gazetesi editörü Sateh Noureddin, Europe Magazin Editörü ve Financial Times'in eski Ortadoğu muhabiri David Lennon, Faslı kadın gazeteci Mounia Belafia ve Friedrich Ebert Vakfı Ortadoğu siyasi danışmanı Alman gazeteci Michael Luders konuşmacı olarak katıldı. "ABD'NİN, KENDİSİNE YÖNELİK NEFRETİ SORGULAMASI GEREKİYOR" Tılıç, 11 Eylül'den sonra bir çok kesimin, dünyadaki herşeyin değiştiğine inandığını ancak kendisinin bu düşünceye katılmadığını belirterek, köktendincilik açısından 11 Eylül'den sonra hiçbir şeyin değişmediğine işaret etti. 11 Eylül'ün neden olduğu güvenlik kaygısının, ifade özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğurduğunu kaydeden Tılıç, basın örgürlüğüne kısıtlama getirilmesiyle güvenlik sorunlarının çözülemeyeceğini vurguladı. Arap dünyasının 11 Eylül gerçeğini algılama şekliyle batı dünyasının algılama şeklinin çok farlı olduğunu belirten Tılıç, 11 Eylül öncesi kendi medyasına çok fazla güvenmeyin Avrupa ve ABD televizyonlarını izleyen Arap toplumlarının, 11 Eylül'den sonra Arap medyasına daha fazla güvenmeye başladığını ifade etti. Tılıç, 11 Eylül sonrasında Arap dünyasında Amerikan karşıtlığının giderek büyüdüğüne dikkat çekerek ABD'nin, kendinisen yönelik bu nefretin nedenlerini araştırması gerektiğini kaydetti. İslam ülkelerinin kendilerine de eleştirel yaklaşmaları gerektiğini belirten Tılıç, "Kendimize eleştirel bakmayı öğrenemezsek dünyanın hiçbir yerinde uzlaşma sağlamamız mümkün değil. Bütün sorumluluğu karşı tarafa yükleyerek hiçbir sorunu çözemeyiz" dedi. 'UYGARLIK SAVAŞI DEĞİL ÇIKAR SAVAŞI' Faslı bayan gazeteci Belafia ise ABD'nin, 11 Eylül sonrası Araplara ve müslümanlara yönelttiği suçların hiçbir delilinin bulunmadığını savundu. Bu nedende ABD'nin ve Batılıların, Usame Bin Ladin ve yandaşlarıyla yetinmek zorunda kaldığını belirten Belafia, buna karşın sürekli suçlananı Araplar olduğuna işaret etti. ABD'nin Afganistan'a düzenlediği operasyon sırasında yaşlıları, kadınları ve çocukları katlettiğini kaydeden Belafia, ABD'de yaşanan saldırının bedelini suçsuz ve masum insanların ödediğini söyledi. ABD Başkanı Bush'un, kendisini haklı göstermek için 'terörle mücadele yolunda sivillerin zarar görmesi kaçınılmazdır' savunmasını yaptığını ve bunu medyayı da kullanarak tüm dünyaya yaydığını ifade eden Faslı gazeteci, dünya basınının yaşananları 'islami terör' diye tanıttığına dikkat çekti. İslamiyetle terörün birbirine karıştırılmaması gerektiğini kaydeden Belafia, bu suçlamaların müslümanlarda derin yaralar açtığını söyledi. Belafia, "Yaşanalar bir uygarlık savaşı değil çıkar savaşıdır. Ahlak kurallarıyla bağdaştırılamayan bir siyasi savaş başlatılmıştır. Bunun adı da çıkar savaşıdır" diye konuştu. Belafia, Filistin'de yaşananlara da dikkat çekerek, topraklarını savunan Filistinlilerin terörist olarak gösterilmesine tepki gösterdi. Belafia, tüm Arap dünyasında toplumların ABD'den nefret etmeye başladığını söyledi. Toplantının İrlandalı konuşmacısı David Lennon, 11 Eylül sonrası ifade özgürlüğüne önemli sınırlamalar getirildiğini belirtti. Dünyanın en gelişmiş demokrasilerinde bile basın özgürlüğü konusunda bir kötüye gidiş olduğunu kaydeden Lennon, 11 Eylül bahanesiyle basın üzerindeki baskıların arttığına işaret etti. Lennon, tüm dünya basınının, 11 Eylül'ün ifade özgürlüğü üzerindeki olumsuz etkilerini hissettiğini kaydetti. "11 EYLÜL ABD'NİN İÇ SORUNUDUR" Lübnanlı gazeteci Sateh Noureddin ise 11 Eylül olayının, ABD'nin bir iç sorunu olduğunu öne sürdü. ABD'nin, El Kaide örgütünün oluşmasına büyük katkı yaptığını hatırlatan Noureddin, sıkı işbirliği içinde olan ABD ile El Kaide'nin yollarını ayıran etkeni bugüne kadar öğrenemediklerini belirtti. ABD'nin iç sorununun evrensel bir sorunmuş gibi tanıtılmasının yanlış olduğuna işaret eden Noureddin, ABD'nin terörü, bir başarısızlığı kapatmak için kalkan olarak kullandığını ileri sürdü. ABD'nin içinde bir uyuşmazlığın olduğu gerçeğinin kabul edilmesi gerektiğini ifade eden Noureddin, ABD'nin içindeki buhranın, dünya ülkelerini, kendi buhranları gibi ilgilendirir hale geldiğini söyledi. 11 Eylül saldırılarının Arap dünyasında bazı başarılı kuruluşların ortaya çıkmasını da beraberinde getirdiğini anlatan Noureddin, Arap basınının geçici bir süre için üstünlük kazandığını ancak bunun kalıcı olmadığını vurguladı. "ALMANYA'DAKİ ARAP BÜYÜKELÇİLER HİÇBİRŞEY YAPMIYOR" Michael Luders ise konuşmasında İsrail'le Filistin arasındaki çatışmalara işaret etti. Alman kamuoyunun, İsrail'in küçük ve Arap dünyası tarafından tehdit edilen bir ülke olduğunu düşündüğünü söyleyen Luders, bu nedenle İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarının haklı görüldüğünü ifade etti. Almanya'daki İsril Büyükelçisi'nin, Alman basınına her gün bölgeye ilişkin bilgi vermek için çaba gösterdiğini buna karşın Arap büyükelçilerin hiçbirşey yapmadığını belirten Luders, "Araplar doğru imaj oluşturamıyor. Sadece geçmişi hatırlatmak yetersiz. İsrail'deki intihar saldırıları bu nedenle Almanya'da vahşet olarak görülüyor" dedi. Avrupa'daki politikacıların birçoğunun, ABD'nin islam dünyasına demokratik yapıyı getiremeyeceğini düşündüğünü ifade eden Luders, batı politikalarının Arap dünyasında yeni bir demokratik yapı sağlamasının mümkün gözükmediğini vurguladı. Luders, Irak'a düzenlenecek bir operasyonun kültürler çatışmasına yol açabileceğine de işaret ederek müslüman ülkelerin, batının teröre değil müslüman düşüncesine savaş açtığını düşüneceklerini vurguladı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:57

İLGİLİ HABERLER