
ANNE SÜTÜ ALERJİDEN DE KORUYOR
İSTANBUL - Prof. Dr. Yüksel, besin alerjisinden bir çocuğu koruyan en önemli etkenin anne sütünün kullanılması olduğunu belirterek, ''O dönemde sıklıkla inek sütü, yumurta, fındık, fıstık, tahıllar ve balığa karşı besin alerjisi gelişebiliyor'' dedi.
Çocukluktaki besin alerjileri düzgün tedavi edilirse yüzde 90 oranında geçtiğini ifade eden Yüksel, alerjilerinin, az görülen ama toplumda sıklığı giderek artan bir hastalık olduğunu savundu.
Yüksel, batı tarzı yaşam stilinin getirdiği alerjik yatkınlık, çevresel etkenler, fazla katkı maddesi ve antibiyotik tüketme ile anne sütünün az kullanılmasının çocuklarda besin alerjisinin görülmesi nedenleri arasında yer aldığını ifade etti.
Besin alerjisinin son dönemde moda bir konu haline geldiğini savunan Yüksel, bunun nedenin de besin alerjisi teşhisi konulmasında uygun olmayan, ama pahalı yöntemlerin kullanılmasından kaşnaklandığını söyledi. Yüksel, şöyle devam etti:
''Derisinde en ufak bir döküntü olan, karnı ağrıyan, reflüsü olan, baş dönmesi olan, kansızlık olan her çocuğa besin alerjisi tanısı konulmamalı. Besin alerjisi, ülkemizde hala anne sütü sıklıkla ve katkı maddeleri daha az kullanıldığı için beklenenden daha az. Besin alerjisinin şikayet olarak belirlenen sıklığı yüzde 2-4 gibi, ama uygun bir ortamda, bir çocuk alerji merkezinde incelendiği takdirde bu oran yüzde 0.68'e düşüyor. Bu nedenle Türkiye'de, besin alerjisi teşhisi, olması gerekenin 4 katı fazla konuyor.''
Prof. Yüksel, çocuğun besin alerjisi konusunda bir alerji uzmanı tarafından görülmesi gerektiğini vurgulayarak, ''Önce basit bir kan tetkiki ile gerçekten kanda şüphelenilen besine karşı bir immünglobin E denilen antikor var mı, yok mu onun araştırılması lazım. Ondan sonra şüphelenilen besin ile deri testi yapılması gerekir. Buraya kadar gerçekten teşhis konulamamış ise sadece o besin verilerek de sonuçlara bakılabilir'' dedi.
Besin alerjisi teşhisi konulan çocuğun diyetinden o besinin 6 ay çıkarılıp, onun yerine uygun bir başka besinle takviye edilmesi gerektiğini de anlatan Yüksel, böylece çocuğun o besine karşı dirençli hale geçtiğini ve alerji bulgularının da gerilediğini anlattı.