1972''de Abdullah Öcalan''ın bildiri dağıtmaktan gözaltına alınıp sonra MİT''in talimatı ile serbest bırakıldığı iddialarına cevap veren Tuğ, ''''Abdullah Öcalan, tutuklandı, ceza evine girdi. Cezasını tamamladıktan sonra tahliye edildi. Ceza almadan serbest bırakılması gibi bir durum söz konusu değil'''' dedi.
1970''li yılların ünlü sıkıyönetim savcısı Baki Tuğ, Tercüman''a tarihe ışık tutacak açıklamalar yaptı. 1972''de Abdullah Öcalan''ın bildiri dağıtmaktan gözaltına alınıp sonra ''''MİT''in talimatı ile serbest bırakıldığı'''' iddiasın9ı yalanlayan Tuğ, ''''Öcalan tutuklandı, ceza evine girdi. Cezasını tamamladıktan sonra tahliye edildi. Ceza almadan serbest bırakılması gibi bir durum söz konusu değil'''' dedi. Baki Tuğ''un sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
Öcalan'' 1972 yılında önce yakaladığınız sonra da serbest bıraktığınız yönünde iddialar çok konuşuluyor. Bunların doğruluğu var mı?
Bu konu çok tartışıldı, çok konuşuldu, sıradan bir olay olarak kalmadı. Hatırladığım kadarıyla 1972''ydi. SBF''de bir boykot olmuş. Boykotta bildiri dağıtıldı. O dönem sıkıyönetim nöbetçi savcısı bendim. Aşağı yukarı hatırladığım kadarıyla 42 kadar öğrenciyi sıkıyönetime getirdiler. Dosya da nöbetçi savcı olduğum için bana geldi. Çocukların hepsini dinledim. SBF Dekanı Ruşen Keleş''i çağırıp dinledim, hademeleri çağırıp dinledim. Öğrenci tanıkları dinledim. Kendime göre bir kanaat edindim. Bir tespit yaptım. O tespite binaen 20 çocuk hakkında takipsizlik kararı verdim. Haklarında soruşturma yapmaya gerek yoktur kararını verdim. 22 tane genç hakkında da bildiri dağıtmaktan, komünizm propagandası yapmaktan bir de bir başka suçtan sıkıyönetim mahkemesinde dava açtım.
O zaman 141-142 yürürlükteydi...
Yürürlükteydi... işlenen suçların geneli de o nitelikteydi. Tutuklama talebinde bulundum. Mahkeme, talebimizi uygun gördü. 22 genci tutukladı, 20 tanesini de yine bizim görüşümüz istikametinde serbest bırakıldı.
Abdullah Öcalan, hangi gurubun içindeydi. Serbest bırakılanların arasında mı, yoksa tutuklananlar arasında mıydı?
Tutuklananlar arasındaydı. Ama o gün için Abdullah Öcalan kimdi, kim değildi, bilen yoktu. Ben de müneccim başı değilim zaten. Abdullah Öcalan bunların arasından gelecek. İleride bir örgütün lideri olacak, Türkiye''nin başına bela olacak. Böyle bir şey düşünme şansımız yoktu. O 22 tane tutuklananlar içinde Abdullah Öcalan da vardı.
Ondan sonra nasıl serbest kaldı?
Abdullah Öcalan serbest kalmadı. Öyle bir şey yoktur. Öyle bir şey mümkün değildir. 22 tane genç tutuklandı. Davanın bütün delillerini topladım. İddianame yazdım, mahkemeye sevk ettim. Mahkeme bir hafta sonra duruşma tarihi verdi ve o gün de duruşmaya çıktılar. Zannediyorum üçüncü celsede mahkeme sonuçlandı. 22 genç hakkında mahkumiyet kararı verdi. Abdullah Öcalan da bunlardan biri. En yüksek cezayı da Abdullah Öcalan aldı. Abdullah Öcalan aldığı cezayı tamamladı ve çıktı. Arkadaşları zannediyorum temmuzun Temmuz''un ilk haftasında tahliye edildi. Abdullah Öcalan Ekim ayında, yani arkadaşlarından üç ay daha fazla ceza evinde kaldı.
Ne kadar ceza aldı...?
6 aylık ceza aldı. Cezası infaz edildi. Cezasını çeken bir hükümlü olarak tahliye edildi. Bu konuda sahtekarlık yapıyorlar. Enteresan bir olay var. Sayın Uğur Mumcu bu olayın üzerine çok düştü. Uğur Mumcu ile ben hep sıkıyönetim döneminde kavgalı olduk. Sonra geldi özür diledi. Ben de özür dileme karşılığında, ''''Benim hakkımda şimdiye kadar yazdıklarının kefaretini ödeyeceksin, ondan sonra arkadaşlık yapacağız'''' dedim. Ertesi gün Cumhuriyet Gazetesi''nin baş sayfasına bir yazı yazdı, ''''Tuğ''a övgü'''' diye...Ondan sonra biz Uğur Mumcu ile dost olduk. Dostluğumuz devam ederken bir gün yanıma geldi. Milli Savunma Komisyonu Başkanı idim. ''''Öcalan ile ilgili bir araştırma yapıyorum. MİT''in adamı olduğunu söylüyorlar. Bu konuda bilgi var mı sizde. Onun bilgisini istiyorum'''' dedi. Dedim ki, ''''Şuanda Öcalan''ın MİT mensubu olup olmadığı konusunda bir şey söylemesem yanlış yaparım. Benim güzel bir arşivim var. Bir tarayayım, Eğer Öcalan''ın MİT ile bir bağı varsa, ben onu size çözerim'''' dedim. Araştırdım ve Abdullah Öcalan''ın MİT mensubu olmadığını tespit ettim. Ondan sonra Sayın Mumcu bana telefon etti. ''''Bir şey var mı'''' dedi. Ben de o tespiti yapamadığımı söyledim. Ama bu konuyu araştıracağımı belirttim ve ''''sonra birlikte değerlendiririz'''' dedik. Ama iki gün sonra Uğur Mumcu suikasta uğradı. Olayı da değerlendiremedik.
Peki neden böyle dedikodular çıktı?
Abdullah Öcalan''ın eşi Kesire Yıldırım''ın babası MİT''te çalışıyordu. MİT''te çalıştığı için de Kesire vasıtası ile bu bilgilerden yararlanıyordu. O nedenle Öcalan''ın MİT adına çalıştığını söylüyorlardı. Suruç''tan köyde oturan bir adam.
MİT''te nasıl çalışıyordu köyde oturan bir adam?
Daha önce MİT''e girmiş. Ali Yıldırım zannediyorum hatırlayabildiğim kadarıyla.
Şimdi AİHM, Öcalan''ın yeniden yargılanmasını isteyebilir. O konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Neyini yeniden yargılayacaklar? 38 bin insanın katilini yeniden yargıladıkları zaman ne değişecek. Karar mı değişecek. Hiçbir şeyin değişeceğini sanmıyorum. Abdullah Öcalan mahkum olmuştur. Bu karar Yargıtay''dan geçmiştir. ABD, Avrupa ve diğer ülkeler, 38 bin insanın katilini Türk yargısının elinden kurtarmıştır. Buna şükretmeleri gerekirken yeniden yargılayacaklar. Askeri hakimi bahane ediyorlar. Adil yargılanmamış. Niye adil yargılanmamış. Türk yargısı adil değil mi? Bu Türk yargısına hakarettir. Savunma hakkı ihlal edilmiş. Abdullah Öcalan''ın savunma hakkı vardır. Ölen 38 bin insanımızın savunma hakkı yoktur. Öyle mi? Bunu sonram gerekir. Beider Mainhoff''u bir gecede ortadan kaldırdılar. Burada Avrupa da ABD de hata yapıyor. Abdullah Öcalan''ı bu cezadan kurtarmanın mümkünü yoktur. 50 defa da yargılasalar sonuç değişmez.
(D.B. TERCÜMAN)
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:02