KAYNAK : Haber Kaynağı
LEFKOŞA - Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, BM çözüm planının kabul edilir duruma gelmesi için 4 temel konunun değiştirilmesi veya bunların formüle edilmesi gerektiğini vurgulayarak, bugün başlayan yeni müzakere sürecinde Cumhurbaşkanı Denktaş'a destek verilmesinin ve Kıbrıs Türk tarafının tek yumruk halinde sürece endekslenmesinin önemli olduğunu söyledi.
KKTC'de ''kamplaşmadan'' süratle çıkılması ve birlik beraberlik içerisinde hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Arınç, dün Lefkoşa İnönü Meydanı'nda düzenlenen mitingle ilgili olarak da ''Demokratik haktır. Ancak bu mitingleri Türk tarafının elindeki imkanları zayıflatmak, Rum tarafı ile işbirliği yapmak konusunda kullanmaya kalkanlar varsa Kıbrıs Türk halkına ihanet etmek herhalde ancak böyle tarif edilebilir'' diye konuştu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç, KKTC'de 2 günden beri sürdürdüğü resmi temasları bugün Merit Otel'de düzenlediği basın toplantısıyla değerlendirdi. 20 kişilik parlamenter heyetin de hazır bulunduğu toplantıda TBMM Başkanı Arınç, KKTC temasları çerçevesinde Kıbrıs müzakere süreci ve dün yapılan mitingle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
FARKLI BİR ZİYARET
KKTC'de Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Meclis Başkanı Vehbi Zeki Serter, Başbakan Derviş Eroğlu ve askeri yetkililer yanında siyasi parti temsilcileri ve 60 civarında sivil toplum örgütünün temsilcileriyle görüştüklerini anlatan TBMM Başkanı Arınç, böylece bu ziyareti diğerlerinden farklı olarak protokoler bir ziyaret olmaktan çıkardıklarını, halkın temsilcisi farklı kesimleri dinlediklerini anımsattı.
Kıbrıs sorununun yıllardan beri Türkiye'yle birlikte beraberlik içerisinde yürütüldüğünü söyleyen Arınç, ''KKTC'de yaşayan kardeşlerimizin huzur ve barış içinde yaşamasını arzu ediyoruz. Kalkınmış bir ülke olarak gelişme içerisinde görmek istiyoruz. Bugüne kadar büyük bir anlayış ve beraberlikle bugünlere geldik ve zorlukları aştık. Bunu Kıbrıs'ta yaşayan bütün soydaşlarımız da kabul ediyor, Türkiye'ye büyük sevgi besliyorlar ve bağlılık içerisinde olduklarını ifade ediyorlar. Bundan başka türlüsü de düşünülemez'' diye konuştu.
''ANNAN PLANI DEĞİŞMELİ''
Annan planıyla ilgili değerlendirmede bulunurken de Türk tarafının bu planla ilgili düşünce ve çekincelerini ortaya koyduğunu, planda değişiklik yapılması için de cesur ve kararlı bir şekilde görüşmeler yapıldığını belirten Arınç, planda yapılan değişiklikle Türk tarafının bazı itirazlarının küçük de olsa karşılandığını, ancak tereddütlerin giderilmediğini kaydetti.
Annan planı çerçevesinde müzakerelerin devamında ve bu konuda Türk tarafının bütün hukuki olanaklarını ortaya koymasında yarar olduğunu belirten TBMM Başkanı Arınç, Annan planıyla ilgili temel itiraz ve beklentileri şöyle özetledi:
''Kalıcı bir barışın sağlanması amacıyla ortaya konan temel esaslar var. Bunlardan biri iki bölgelilik esasının 1974 Kıbrıs harekatından sonra adaya huzur getirdiğini bilerek can ve mal güvenliğini sağlayacak temel öge olarak kalmasıdır. Bunun yanında egemenlik konusu, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin devam etmesi, siyasi eşitliğin sulandırılmadan gerçek olarak ortaya konması gerekir.''
Cumhurbaşkanı Denktaş, hükümet ve Meclis'in planla ilgili değerlendirmeleriini sürdürdüklerini, siyasi partiler ile sivil toplum örgütlerinin de konuya ilişkin endişelerini yasal platformlarda dile getirmelerinde yarar olduğunu anlatan Arınç, ''plan hiç değişmeden de imzalanabilir'' şeklindeki görüşlerle ilgili olarak da şunları söyledi:
''KARARLILIKLA DAVAYA İNANMAK GEREKİR''
''Bu düşüncelerin hepsini aldık, not ettik, istifade ettik ve bu konudaki bütün izlenimlerimizi Türkiye'de Sayın Cumhurbaşkanı'na, gerekirse Sayın Başbakan'a bilgi notu olarak takdim edeceğiz. Umarım ki Kıbrıs'ta yaptığımız bu görüşmelerin hem Kıbrıs'taki bugünkü süreçte yararlı olduğu, hem de Türkiye'de Kıbrıs'la adeta her konuda bütünleşmiş olan mekanizmaların bilgilendirilmesinde fayda olduğunu bilmekteyiz.''
Rum tarafının Annan planıyla ilgili tutumunun net olmadığına da dikkat çekerek, yeni süreçte kararlılığın önemini vurgulayan Arınç, planı ''AB için son fırsat ve sıkıntılardan kurtulma yolu'' olarak görenler için de şunları söyledi:
''Bütün bunları geçmişten bu yana yaşadığımız tecrübelerle ve özellikle Rumlar'la birlikte olduğumuzu da düşünerek somut önerilerle pekiştirmek zorundayız. Yoksa sadece AB'ye girmek için, AB haritalarını bayrak haline getirip onların bayraklarıyla 'girelim de ne olursa olsun' düşüncesini Kıbrıs sorununun halledilmesinde tek unsur olarak görmek mümkün değil. Dolayısıyla kararlı olmalıyız, davamıza inanmalıyız ve bugüne kadar olduğu gibi aynı inançla savunmaya devam etmeliyiz. 4 temel unsuru içine alacak veya bunun formüle edilebileceği bir planı Kıbrıs'ta yaşayan kardeşlerimizin geleceği açısından çok önemli görmekteyiz.''
''DENKTAŞ'A DESTEK VERMEK, ELİNİ ZAYIFLATMAMAK GEREKİR''
Kıbrıs Türkleri'nin milli meselede Cumhurbaşkanı Denktaş'a yardımcı olması ve destek vermesi gerektiğini de vurgulayan TBMM Başkanı, şunları söyledi:
''Sayın Denktaş'ın yıllar öncesinden bugünlere gelen dirayetli önderliğiyle halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı olarak aldığı yetkileri kullandığını biliyoruz. Bütün ülkelerde olduğu gibi iktidarlar eleştirilebilir, cumhurbaşkanları da eleştirilebilir, yanlışları varsa söylenebilir, hatta bazı mitinglerde olduğu gibi istifaya da davet edilebilir. Ancak böylesi hayati bir süreçte üzerine aldığı görevi ifa etmeye çalışan Sayın Cumhurbaşkanı'na Kıbrıslı Türkler'in yardımcı ve destek olmasında ve bu davayı sürdürürken güttüğü gayelere ortak olmasında yarar var. Siyasi parti temsilcilerinin geleceğe yönelik bazı endişe ve tereddütleri ifade ederken bu beraberliğin muhafazasında ve müzakere masalarında Türk tarafının elinin güçlendirilmesi amacıyla bu beraberliğin fiilen ortaya konmasında yarar olduğunu ifade ettik.''
''HAKARETLER SUKUNETLE KARŞILANAMAZ''
TBMM Başkanı Arınç, KKTC'de düzenlenen mitinglerle ilgili olarak da ''İnsanlar düşüncelerini ifade edebilirler. Farklı bile olsa onları anlayışla karşılamak ve dinlemek herkesin görevidir'' dedi. Arınç, şunları söyledi:
''Bu davanın şu veya bu şekilde bir başka mecraya sürüklenmesini, sulandırılmasını, bugüne kadar bu işi götürmüş tarihi şahsiyetlerin eleştirilmesinden öte hakarete uğramasını vicdan sahibi insanların sükunetle karşılaması kolay olmayacak.''
Kıbrıs müzakerelerinden kısa sürede güzel sonuçlar alınabileceğini, ancak bunun için karşı tarafa koz vererek eldeki imkanların zayıflatılması yerine, birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesi gereğini vurgulayan Arınç, bazı meselelerin iç politika malzemesi yapılmaması gerektiğini de kaydetti.
''TÜRKİYE İŞGALCİ DİYENLER VARSA TEESSÜF EDERİM''
TBMM Başkanı Bülent Arınç, bir gazetecinin, İnönü meydanında dün düzenlenen mitingde ''Türkiye'nin işgalci olduğuna ve Kıbrıs'ta istenmediğine'' ilişkin pankartlar taşındığını, bu yönde sloganlar atıldığını söyleyerek, konuyla ilgili görüşünü sorması üzerine şunları söyledi:
''Mitinge gitmedik ancak mitingle ilgili bilgileri yeterince aldık. Televizyon ekranına yansıyan görüntüleri de izledik. Sizin söylediğiniz şekilde bir pankartı ben özellikle tespit etmedim. Ama siz mitingte hazır bulunan bir gazeteci olarak bunu soruyorsanız, böyle bir pankartın açılması fevkalade yakışıksız, çirkin ve kötü. Türkiye'nin işgalci olduğunu düşünen 200 bin Kıbrıs Türkü arasında herhalde çok az sayıda insan vardır. Ben olmadığını tahmin ediyorum. Böyle kabul edenler varsa onlara ancak teessüf ediyorum. Türkiye garantörlük hakkını Kıbrıs Türk halkının can ve mal emniyeti için kullandı, adaya huzur ve sükun 1974'te yapılan çıkarmayla geldi. Ondan önce de Türkiye bütün gücüyle Kıbrıs Türk halkına destek olmuştur. Ben inanıyorum ki bu düşünceyi paylaşan veya bu cürette bulunan insanların sayısı fevkalade azdır. Bunu çok yakışıksız buluyorum.''
''MİTİNGE KATILANLAR 60-70 BİN DEĞİL''
Siyasetçi olarak yıllardan beri miting meydanlarında bulunduklarını ve mitinge katılanların profiliyle mitingin gerçek amacının anlaşılabileceğini de söyleyen Arınç, şu ifadeleri kullandı:
''Miting üzerinde beni daha fazla konuşturmayın ancak şu kadarını söyleyim: Bu mitingde AB için gösteri yapan, planın iyi veya kötü tarafları üzerinde duran, Kıbrıs Türk halkının geleceği için düşüncelerini ifade eden kişilerin düşüncelerine saygı duyarız. Bunlar demokratik haktır. Ancak bu mitingleri Türk tarafının elindeki imkanları zayıflatmak, Rum tarafıyla işbirliği yapmak konusunda kullanmaya kalkanlar varsa, Kıbrıs Türk halkına ihanet etmek herhalde ancak böyle tarif edilebilir. Dolayısıyla mitinge gelenlerin profiline bakıldığı zaman, bunun çok önceden hazırlanmış bazı imkanları kullanarak yapılmış olduğunu biliyoruz, bunu da gördük. Mitingde slogan atanların sayısı, hangi sloganların kimler tarafından atıldığı, kimlerin nerelere yerleştirildiği bir siyasetçi olarak bizim gözlemimizdedir. Dolayısıyla dünkü miting rakamlarını her gelişinde artıran kişilere 'biz bu mitinge kaç kişinin katıldığını çok iyi biliyoruz' diye yanıt vermemiz lazım. Herhalde hiçbir zaman 60-70 bin kişi değildir.''
''KUTUPLAŞMADAN SÜRATLE ÇIKMALARINI TAVSİYE ETTİK''
TBMM Başkanı Arınç, ''KKTC'de çözümle ilgili bir kamplaşma var mı?'' yönündeki soruya karşılık da şunları söyledi:
''Farklı düşünceler anlayışla karşılanabilir ama farklı düşüncelerin kamplaşmaya veya kutuplaşmaya gitmesinin, eleştirilerin hakaret dozuna varmasının ve bu eleştirilerin sonunda Rum tarafının işine yarayacak biçime dönüşmesi, milli meselelerde birlik ve beraberlik yerine bu tarafı ihmal ederek öbür tarafla çok önceden bazı hazırlıklara girişmiş olmaları dikkatimizi çekiyor. Bunu yanlış buluyoruz. Kendilerine de, farklılıkları muhafaza etmeleri ama bu hayati dönemde kamplaşma, kutuplaşma noktasından süratle çıkmları yönünde dostane tavsiyelerimiz oldu. Bazı partilerin çok fazla karşı karşıya geldiklerini, bunu gelecek için Sayın Denktaş'ın veya hükümetin yıpratılması yolunda kullandıklarını ve belki olası bir seçimde bunun seçim sandıklarına da yansıyacağını ve bu amaçla bu mitinglerin de kullanılmak istendiğini gözlem olarak söyleyebilirim. Hangi partinin iktidara geleceği değil, 28 Şubat'a veya Nisan'a kadar Kıbrıs Türk halkının sıkılı bir yumruk olarak birarada olması gerektiğini ifade ediyorum.''
''TANINMADA YARAR VAR''
''ABD KKTC'yi tanısa ne olur?'' şeklindeki soruya ''Fevkalade iyi olur'' karşılığını veren Arınç, şöyle konuştu:
''KKTC'nin kurulmasından bu yana 20 seneden fazla zaman geçti. Bu sürede bu bağımsız cumhuriyetin tanınmasını arzu ederdik, bu büyük bir güvence olurdu. Ancak bu sürede KKTC'nin tanınmasına yönelik çabaların ya çok az, ya çok yetersiz olduğunu düşünüyorum. Bu aşamadan sonra veya şu kısa süreç içerisinde bu mümkün olabilir mi bilmem. Fakat Türk hükümetinin böyle bir çaba içine girip girmeyeceğini veya böyle bir çabanın yararlı olup olmadığını düşünüp düşünmediğini Türkiye'ye gittikten sonra söyleyebiliriz. Ama kişisel kanatime göre KKTC'nin ABD veya başka bir ülke tarafından bu süreçte tanınmasının yararı vardır.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:09