
AŞKINIZI ÖLÇÜN..
Aşağıdaki sorulara evet ve hayır şeklinde cevap verin. Yalnızca gerçekten emin olduğunuzda evet yanıtını vermeli, en ufak bir şüpheniz varsa hayırı işaretlemelisiniz.
1- Bu duygular hiç hesapta yokken, birdenbire mi ortaya çıktı?
2- Başka biri sevgilinize kur yapmaya kalkarsa çok kıskanır, kendinizi çok kötü hisseder miydiniz?
3- Bir arada değilken aklınızı toparlayamıyor, yalnızca onu mu düşünüyorsunuz?
4- Bir arada olduğunuzda ona olan duygularınız daha da mı alevleniyor?
5- Gerçekten de onun sizin için dünyadaki en mükemmel insan olduğunu mu düşünüyorsunuz?
6- Evde ailenizleyken kendinizi mutsuz mu hissediyorsunuz?
7- Sevgilinizin para ve çocuklar konusunda düşüncelerini biliyor musunuz?
8- Ona her zaman en güzel ve çekici halinizle görünmeye mi gayret ediyorsunuz?
9- Söylediklerinize, giydiklerinize ayrı bir özen mi gösteriyorsunuz?
9- Ortak noktalar aşk için çok önemlidir. Peki ya ortak sıkıntılar? Her ikiniz de ev, aile, iş ve ya okul hayatına dair benzer endişeler mi yaşıyorsunuz?
10- Farz edin ki uzun bir seyahate çıktı ve size çok güzel, içten aşk mektupları yazıyor. Arkadaşlarınıza bu mektupları gösterir miydiniz?
Değerlendirme
Yedinci soru dışında her hayır cevabı için 10 puan, her evet için 0 puan verin. Bu soruda evet cevabı 10 puan, hayır ise 0 puandır.
Değerlendirme puanlarınız,
70 - 100 arasında ise bu gerçek bir aşka benziyor.
50 - 60 arasında ise bazı belirsizlikler olduğu görülüyor.
0 - 40 arasında ise aranızdaki romantizmin aşka dönüşmesi için daha çok zaman var.
Belki de evet cevaplarının aşkın göstergesi olduğunu düşünüyordunuz, ancak uzmanlar bunun aksinin doğru olduğunu söylüyor. İşte uzmanların açıklamaları...
1- Gerçek aşk birdenbire oluşmaz. Yıldırım aşkı diye bir şey yoktur; görür görmez hissedilen aşk değil, karşılıklı çekim olabilir. Pek çoğumuz bu tip yargıları kendimiz yaratıyoruz. Gerçekte görünüşü, davranışları ve konuşmalarıyla tam aradığımız gibi birini bulmak yalnızca çekim duymak anlamına gelir. Elbette bu çekim aşka da dönüşebilir, ancak bunun için zaman şarttır.
2- Kıskançlık gerçek aşkın göstergesi değildir. Özellikle gençlerin sıklıkla düştüğü bir yanılgı, ne kadar çok kıskanılırsa o kadar çok aşık olunduğudur. Birbirini gerçekten seven iki insan arasında bir miktar kıskançlık olması doğaldır. Öte yandan sahiplenme duygusunun aşkla ilgisi yoktur. Psikanalist Dr. Theodor Reik, kronik kıskançlık çeken kişilerin bilinçaltında güvensizlik duygusu yaşadıklarını, bu duygunun da sevilmeye duyulan aşırı bir açlığa götürdüğünü açıklıyor. Yani ortada aşk yokken dahi aşırı derecede kıskanç olunabiliyor.
3- Aklını alamamak, iç çekmek, hayallere dalmak sevginin değil, karasevdanın göstergesidir. Gerçek aşk karşıdaki kişiye yönlendirilir; bütün davranışlar sevilen kişinin iyiliği ve mutluluğunu sağlamak içindir. Karasevda ise ben-merkezcidir. Kişi karşısındakini düşünmez, kendi mutluluğuna/mutsuzluğuna odaklanır. Bu durumda aşık olunan sevgili değil, aşkın kendisidir.